Gönderen Konu: Hz İprahim Teslimiyet – Samimiyet – Vefa (Okunma sayısı 763 defa)

fanidunya NET · « : Ocak 07, 2024, 09:16:51 ÖÖ »

Hz İprahim Teslimiyet – Samimiyet – Vefa

اِنَّ اِبْرٰهٖيمَ كَانَ اُمَّةً قَانِتاً لِلّٰهِ حَنٖيفاًؕ وَلَمْ يَكُ مِنَ الْمُشْرِكٖينَۙ . شَاكِراً لِاَنْعُمِهِؕ اِجْتَبٰيهُ وَهَدٰيهُ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ . وَاٰتَيْنَاهُ فِي الدُّنْيَا حَسَنَةًؕ وَاِنَّهُ فِي الْاٰخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِحٖينَؕ

“Kuşkusuz İbrahim, bir tevhid önderi olarak Allah’a gönülden itaat eden iyilik rehberiydi, müşriklerden de değildi. Allah’ın nimetlerine şükrederdi; Allah onu seçkin kılmış, doğru yola yöneltmişti. Biz İbrahim’e bu dünyada iyilik verdik; kuşkusuz o, ahirette de salihlerden olacaktır.”

(Nahl, 16/120-122.)

Kur’an-ı Kerim’de değişik vesilelerle peygamberlerin kıssalarından örnekler verilir. Her biri tabi olunacak birer önder olan peygamberlerin tevhid mücadelelerinden dersler çıkarmamız hedeflenir. Bunlardan biri de Kur’an’da kendisinden çokça bahsedilen peygamberlerden olan Hz. İbrahim’dir. Kendi ismiyle anılan bir surenin Kur’an’da yer alması, katlandığı sıkıntılara karşı duruşunun değişik vesilelerle bizlere aktarılması onun büyük peygamberlerden oluşuyla bağlantılıdır.

“Biz daha önce İbrahim’e doğru düşünme yeteneği vermiştik. Biz onu biliyorduk.” (Enbiya, 21/51.) mealindeki ayetin işaret ettiği üzere, peygamberlik öncesinde de doğru yolda olan Hz. İbrahim, Yüce Allah’ın “Bana teslim ol!” buyruğuna, “Âlemlerin Rabbine teslim oldum.” (Bakara, 2/131.) diyerek icabet etmiştir. Putlara tapınmanın hiçbir temele dayanmayan bir sapkınlık olduğu gerçeğini babasına haykıran Hz. İbrahim (Enam, 6/74.), babasının verdiği sert tepkiye rağmen ona yumuşak davranmış, babası için Yüce Allah’tan bağışlanma dileyeceğini ifade etmiştir. (Meryem, 19/42-47.) Kavmini de hak dine davet eden Hz. İbrahim, insanların tanrı edindikleri yıldızlar, ay ve güneş gibi gök cisimlerinin tanrı olamayacağı gerçeğini de akli bir temellendirmeyle idraklere sunmuştur. (Enam, 6/76-79.) Zira bütün bu varlıklar doğup batmakta, yok olmaktadırlar. Hiçbiri kalıcı değildir. Her birini yaratan, yöneten bir ilah vardır ki o da ezelî ve ebedî, ilk ve son olan Yüce Allah’tır.

Kavminin taptığı putların ne kadar aciz ve işe yaramaz olduğunu onlara göstermek üzere fırsat kollayan Hz. İbrahim, bir bayram günü halk şenlik için şehir dışına çıkınca putların bulunduğu mekâna girer ve bütün putları kırar. Sadece büyük putu bırakır. Durumu gören kavmi, zaten putlara karşı duruşuyla bilinen Hz. İbrahim’in bu işi yaptığını anlar ve onu sorgular. (Enbiya, 21/57-62.) Buna karşın Hz. İbrahim onları şaşkına çeviren şu cevabı verir: “Bu işi şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa onlara sorun!” (Enbiya, 21/63.) Bu cevapla sarsılan inkârcılar, “Bunların konuşamayacağını pekâlâ biliyorsun.” (Enbiya, 21/65.) diyerek âdeta Hz. İbrahim’in eline bir koz daha verirler. Bunun üzerine, “Öyleyse Allah’ı bırakıp da size ne fayda ne de zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Size de Allah’ı bırakıp taptığınız bu şeylere de yuf olsun! Siz aklınızı kullanmaz mısınız?” (Enbiya, 21/66-67.) şeklinde onları akıllarını kullanmaya davet eden Hz. İbrahim’in bu çabası ne yazık ki sonuçsuz kalmış ve inkârcılar onu yakmaya yeltenmişlerdir. Ancak o, Yüce Allah’ın yardımıyla onların bu tuzaklarından kurtulmuştur. (Enbiya, 21/68-70; Saffat, 37/83-98.) (Hz. İbrahim ve Tevhid mücadelesi hakkında ayrıntılı bilgi için bk.: Ömer Faruk Harman, “İbrâhim”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, TDV Yayınları, 2000, c.21 s.266-272.)

Bu yüzdendir ki Hz. İbrahim, “bir tevhid önderi olarak Allah’a gönülden itaat eden iyilik rehberi” şeklinde zikredilmiştir Kur’an’da. (Nahl, 16/120.) Âdeta Hz. İbrahim’le özdeşleşmiş olan hanif kelimesi, “şirk kuşkusu taşıyan her türlü sapkın görüşten uzaklaşarak Allah’ın birliği inancını benimseyen ve ihlaslı bir şekilde yalnız O’na kulluk eden” anlamlarını ifade etmektedir. (Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, c.3 s.451.) Hz. İbrahim’in tevhid mücadelesi onun hanif olarak nitelenmesini anlamlı kılan en temel hususlardan olsa gerektir.

Hz. İbrahim’in, Rabbine karşı sadakat ve teslimiyetinin en büyük göstergelerinden biri de oğlunu Allah yolunda kurban etme imtihanındaki tereddütsüz yaklaşımıdır. İlerlemiş yaşına rağmen kendisine oğulları İsmail ve İshak’ı bahşeden Yüce Allah’a (İbrahim, 14/39.) bağlılığının göstergesi olarak oğlunu kurban etmedeki kararlılığı ve oğlunun da bu ilahi emre teslimiyeti (Saffat, 37/102-111.), bugünün bizleri için anlaşılması oldukça zor, en büyük imtihanlardan biridir.

Hz. İbrahim; kalb-i selim ile Rabbine yönelmesi (Saffat, 37/84.), özü ve sözüyle dosdoğru olması (Meryem, 19/41.), yumuşak huylu, hassas ruhlu oluşu ve kendini Yüce Allah’a adaması (Tevbe, 9/114; Hud, 11/75.) gibi pek çok yönleriyle örnektir bizlere. O, insanların önderi (Bakara, 2/124.), inananların atası (Hac, 22/78.), Allah’ın dostudur. (Nisa, 4/125.) Biricik oğlunu Allah yolunda kurban etme imtihanındaki teslimiyet ve vefası, ateşe atılmak pahasına davasına olan bağlılığı, babasına karşı dahi hak ve hakikati haykırmaktan geri durmaması, bu uğurda ateşe atılmayı bile göze alması, tevhid önderi oluşu ve daha pek çok yönleriyle dikkat çekmektedir Hz. İbrahim’in mücadelesi. Âdeta hac ibadetiyle de özdeşleşmiş olan ve oğlu İsmail (a.s.) ile Kâbe’yi inşa eden (Bakara, 2/127.) Hz. İbrahim ve ailesinin yaşadıkları, her hac mevsiminde yeniden canlandırılır Müslümanlar tarafından. Onların mücadelesi bir kez daha hatırlanır bütün güzellikleriyle. Hz. İbrahim ile ilgili olarak Kur’an’da anlatılan bütün bu hususlar elbette ki birer hikâyeden ibaret değildir. Gerçektir, yaşanmıştır. Diğer kıssalarda olduğu gibi örnek alınmak için anlatılmıştır. İbret doludur, mesaj yüklüdür. Bu yüzdendir ki Hz. İbrahim ve onun yolundan gidenler en güzel örneklerden biri olarak sunulmuştur bizlere. (Mümtehine, 60/4.) O hâlde, bu güzel örnekten alacağımız pek çok ders vardır elbette. İmanımıza olan bağlılığımız, bu uğurda sevdiğimiz şeylerden vazgeçebilmemiz, aile ve toplumumuzun içinde bulunduğu yanlışlara karşı hassasiyet sahibi olmamız ve onların kurtuluşu için bir şeyler yapabilme gayretinde olmamız, nesillerimizin hayırlı olması için dua ve gayret etmemiz bunlardan birkaçıdır sadece. İnsanlara hak ve hakikatleri anlatmadaki kararlılığımız, bu yolda uygun yol ve yöntemleri tercih etmemiz de Hz. İbrahim’in mücadelesinden çıkarabileceğimiz ipuçlarındandır kuşkusuz.

“Selam olsun İbrahim’e!” (Saffat, 37/109.)...

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Hz İprahim Teslimiyet – Samimiyet – Vefa (Okunma sayısı 763 defa)

fanidunya NET

Hz İprahim Teslimiyet – Samimiyet – Vefa

BENZER KONULAR