Gönderen Konu: Akıl Bozulunca  (Okunma sayısı 1141 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6596
Akıl Bozulunca
« : Temmuz 11, 2024, 07:54:55 ÖÖ »


Akıl Bozulunca

*Akıl; Allah Teâlâ’nın insana en büyük nimetlerinden... İyiyi kötülerden, doğruyu yanlışlardan, faydalıyı zararlılardan, adaleti zulümlerden... kendisiyle fark edebileceğimiz, anlayabileceğimiz kalpteki bir cevher/nur ...* Rabbimiz (C.C.) bizi, akılla sorumlu tutuyor; aklı olmayanın (dinî) sorumluluğu da yok… *Kur’an; bize akıl nimetini/emanetini korumamızı, doğruya kullanmamızı, akletmemizi, düşünmemizi emrederken; kötüye kullanmaktan, ifsadından da sakındırır.

 *Akıl ile dinin misali, göz ile ışık gibidir; akıl göze, vahiy de ışığa benzer;  göz, ışıksız nasıl görebilir?” Ampul ile elektrik/ ışık da öyle değil mi?

 *Dinin, aklın, canın/hayatın, neslin ve malın” vb. temel hak ve değerlerin korunması, hukukun amaçlarından. Bunlar korunup, sağlanmadan toplumlarda güven, düzen, adalet ve barış sağlanamaz.

İslam'da; bu değerlerin korunup, sağlanması için/maslahat/kamu yararı için emir ve yasaklar konmuştur. Aklın korunması için; aklı bozan içki, kumar, esrar, faiz, müstehcenlik, büyü, vb. eylemler yasaklanmıştır... Korunup, geliştirilmesi için de ilim, bilim, tefekkür, helal kazanç… vb. emredilmiştir.

Tüm değerlerin/nimetlerin korunması, akıl ve din değerlerinin korunmasına bağlıdır.

 *Akıl, sadece birbirine zıt olan şeyleri fark etmez; benzerler arasındaki farkı da doğru olarak görür, seçer.

*Aklın tanımında da, mahallinde/bedendeki yerinde de görüşler faklı. Kalpte olduğu görüşünde olanlar da var; başta/beyinde olduğu görüşünde olanlar da.

“Dinimin temeli sevgi, kendisi akıl, üstü de marifet nurudur.” ( S.A.V.) * “Akıl, vahye elçidir.” (Ahmet Rufai Hz.)

 *Akıl; dinin, hayatın, neslin, malın vb. temel hak ve değerlerin korunmasını gerektirdiği gibi, din de, öteki değerlerin korunmasını, sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. İnsanın dünya hayatının güzelliği bunlara bağlı...

 *Akıl, nakille/vahiyle, bilim ilimle/dinle çelişmez, çatışmaz. Vahiy; ilmi, bilimi emreder… İlimle bilim bir bütündür. Bilim geliştikçe ilme/vahye ulaşır. Bilim, Allah Teâlâ’nın tabiata koyduğu/keşfi beklenen kanunudur.

*Akıl vahye uymazsa, şeytan veya nefsine uyarak, şaşırır, sapar; hep yanlış tercihlere yönelir. Akıl; vahyi öğrenmeye, anlamaya, yaşamaya ve uygulanmasına çalışır.

 *Akıl nimetinin korunması ve geliştirilmesiyle, diğer nimetler, değerler sağlanabilir. Teklifler, sorumluluklar, görevler akla verilmiştir. Akılsız can bile bedene, aileye, çevreye yüktür; bir mekâna sığmaz. Bedeni akıl yönetir.

Aklı olmayanı, başkaları yönetir. Zalim yönetimler; düşünebilen, akleden toplumları, insanları sevmez, hatta sorun olarak görürler.

 *İnsanın; yeryüzünde “ Halifetullah” ve “Abdullah”  kimliğiyle, hem adaleti sağlamak, hem de yeryüzünü imar görevleri var. (Bakara/30, Hadid/25, Nahl/90, Hud/61)

*Allah Teâlâ, insanları en güzel bir fıtrat/İslâm üzerine yaratmıştır.” (Tüm/30) Şeytan ise, bu fıtrata düşman olarak, ifsada konumlanmıştır. Siyonizm de, tam bir şeytani ifsad ideolojisi/dinidir; projesidir.

*Cin şeytanları da, insan şeytanı Siyonistler de aklın bozulmasıyla, diğer nimet ve değerlerin de bozulacağını bildikleri için, çalışmalarını hep aklın ifsadına odaklamışlardır.( Nisa/118-119)

Akıl bozulunca/günahlar yüzünden, karada ve denizde fesad oluşur.” (Rum/41)

*Hem insan, hem de cin şeytanları hep ifsada koşar, çağırır. (Nas)

·         İnsanlığa çözüm diye sunulan bütün beşeri ideolojiler, Siyonizm’in eseridir. *Harsın/ekinin/ekonominin/kültürün, neslin ifsadı (Bakara/205) görevini, Siyonizm yapıyor. Bitki, hayvan, insan genleriyle oynuyor. Çift fıtrat kanununu bozmaya çalışıyor. İklime bile müdahale edebiliyor.

*Yeryüzündeki bütün değerleri ifsada çalışan Siyonist ideoloji, şeytani bir ideoloji olarak, ifsadını, ilah edindiği cin şeytanın emriyle, çağrısıyla yapmakta, zulmüyle bütün insanlığın başının belası durumundadır. Şeytanın emrinde, siretinde, onun gibi lanetlenmiş insan, günümüzde Siyonistlerle hakkıyla temsil edilmektedir. Her iki cins şeytan da, insan düşmanı olarak lanetlenmiştir.

 *İnsan düşmanı şeytan ise; tam tersine olarak, yeryüzünde zulüm/ifsad/bozgunculuklara odaklanmıştır. Fitratullahı/Allah’ın yarattığı/fıtratı bozmaya çaba gösteriyor. Hem teşri düzeni, hem de kevni/tabiat düzenini/bütün değerleri ifsada çalışır. İzinle, başarır da. (Nisa/119)

Tağut Firavun, yönettiği kavminin aklını çelerek/bozarak, kendi zulmüne itaati kolayca sağlıyordu. (Zuhruf/54).

Bu konuda, yanındaki büyücüler, Bel'am gibi dinî istismar eden temsilciler de kendisinin işini kolaylaştırıyordu. Çünkü bu iki sınıf, halkın doğru bilgilenmesini engelleyerek, aldatılmasına aracı/vesile oluyordu… *Zamanımızdaki tağutlar da, aynı yöntemi uyguluyor; halkın;  medya, istismarcı dinî temsilciler, bir kısım siyasi partiler, STK’lar vesilesiyle uyutulup, narkozlanmasına, büyülenmesine, aldatılmasına, sömürülmesine /çaresizliğine/itaatine katkı sağladığına şahit olmak, ne kadar acı bir gerçek!

*İnsan bozulunca, her şeyi bozabiliyor... İnsandaki akıl nimeti/cevheri bozularak, bütün diğer ifsadlar yapılabilir. Bu nedenle, gerek cin, gerekse insan şeytanları aklın bozulmasını öncelerler. Bu yönde çalışmalar yaparlar. Beşeri ideolojiler aklı bozuyor…

GDO’lu gıdalar, kimyasal ilaçlar, haramlar, bilgi kirliliği, cinsellik vb. akıl bozulunca, doğru tercihler seçimler nasıl yapılabilecek? Düşünce, tefekkür nasıl mümkün olabilecek?

Bahaddin Elçi.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53