Tevhit Okumaları Yolculuğu 1
Tevhit okumalarımızı yolculuğumuzu sürdürüyoruz.
Bugün de -“ehli tevhit”in en büyük dertlerinden tefrika fitnemize/azabımıza çare ararken- Endülüs’ün...
Bugün de -“ehli tevhit”in en büyük dertlerinden tefrika fitnemize/azabımıza çare ararken- Endülüs’ün en büyük âlimlerinden El-Şatıbi’nin el-İTİSAM adlı eserinden okumalar yapacağız. Görülecek ki bidatlere tefrikalara, hurafelere karşı “ehlisünnet” savunması ilmi delillerle yapılmaktadır. Adı geçen eserden iktibaslar/alıntılar:
“Sünneti ihya ve bidatleri yok etme işi İslam diyarının her köşesindeki bütün ilim adamlarının üzerine vaciptir.”
Kur’an’ın anası olan Fatiha Suresi’nde iki sınıf zikredilir:
“Bize doğru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ihsanda bulunduğun kimselerin yolunu. Gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil.” Gazaba uğramışlar Yahudiler, sapmışlar da Hıristiyanlardır. Müfessirlerin çoğunun görüşü budur. Bu tefsir Peygamberden (s.a.v.) de rivayet edilmiştir. Müşrikler de sapıklıktan onlara dâhildir. “Sapmışların yoluna değil” ayeti geneldir.
Hıristiyanları da doğru yoldan sapan herkesi de kapsar.
İster bu ümmetten olsun ister olmasın “sırat-ı müstakim”den çıkan herkes “sapmışlar” tabirinin içine girer. “Başka yollara uymayın zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır” (Enam/153) ayeti de genel bir anlamdadır. Bütün sapıklıkları kapsar. Bunların sapıklığı şirk ve nifak gibi bir sapıklık da olabilir. İslam ümmetinden sayılan fırkaların sapıklığı da olabilir.
“…Dini ayakta tutun/ikame edin. Onda tefrikaya düşmeyin…” (Şura/13).
“...Parçalanıp, ayrılığa düşenler gibi olmayın… ” (Al-i İmran/105).
“Yolun doğrusu Allah’ındır. Eğrisi de vardır” (Nahl/9).
Yolun doğrusu sünnettir. Cennete götürür. Eğriler de cehenneme… Bunlar bidatlardır ve batıl inançlardır. Eğrilik; aşırılık ve eksiklik anlamındadır. Bunlar bidatlerin nitelikleridir.
“Dinlerini parça parça edip, gruplara ayıranlar var ya! Senin onlarla hiçbir ilgin yoktur” (Enam/159). Bu ayetin tefsiri ile ilgili olarak: “Bunlar bu ümmetin heva ve hevesine uyanlar, bidat çıkartanlar ve sapıtanlardır.
Her günahın tevbesi vardır. Sadece heva ve hevesine uyanların, bidatçilerin tevbesi olmaz.
“Ben onlardan beriyim; onlar da benden beridir.” İbni Kesir bu hadisin naklinden sonra şöyle diyor: “Ayet-i kerime dinden ayrılan ve ona muhalefet eden herkesi içine alır.
” İlim adamları ayetin bidatçiler ve sapıklar konusunda nazil olduğunda müttefiklerdir. Bu bidatler ister itikat, ister şeriat/ahkam isterse füru konularda olsun hepsi aynıdır; ayet hepsini kapsar.
“Dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka olan, her fırkanın da kendisinde bulunanla sevindiği müşriklerden olmayınız” (Rum/32). Bunların “harici”ler olduğu, dinde bidat çıkartan herkesin olduğu “heva ve hevesine uyanlar”, bidatçiler olduğu yorumları yapılmıştır.
“De ki: Allah’ın sizin üstünüzden veya ayaklarınızın altından bir azap göndermeye ya da sizi fırka fırka ayırıp, kiminizin hıncını kiminize tattırmaya gücü yeter…” (Enam/65).
İbn Abbas: “Sizin fırka fırka ayrılmanız heva ve hevese uyan farklı görüşlere sahip olmak demektir.”
“Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa düşmeye devam edecekler” (Hud/119).
“İhtilafa düşecekler” batıla, heva hevesine uyanlardır. “Merhamet edilenler” de Hakk’a uyanlardır.
Ehlisünnete mensuplardır. Hak/Gerçek bütündür parçalanamaz.
