Gönderen Konu: Kadının Hak ve Sorumlulukları (Okunma sayısı 817 defa)

KOYLU · « : Şubat 11, 2024, 10:31:03 ÖÖ »

Kadının Hak ve Sorumlulukları

Hak’tan gelene razı ve elden geleni yapmaya niyet ile başlayalım.

İnsan yaratılmışların en şereflisidir. Dinimiz de kadını ile erkeği ile genel muhatabı İNSAN olarak kabul etmiştir. Hak ve sorumlulukları genel olarak insan üzerinde inşa etmiştir. Ancak yaratılıştan gelen ve yaratanın takdir ettiği gibi ve insanlar arasında bazı fiziki ve ruhi farklılıklar olduğu gibi hak ve sorumlulukta da bazı farklılıklar mevcuttur. Bu farklılıkların Allah azze ve celle’den geldiğini bilenler bu farklılığa takılmamış ve Hak’tan gelene razı olmuşlardır. Bu hususta hakların azlığı, çokluğu ya da sorumlulukların ağır ya da hafif oluşu gibi tartışmalar bizim haddimizi aşan hususlardır. Bize düşen, haklarımızı bilmek ve sorumluluklarımızı yerine getirmek olmalıdır.

Bu bağlamda meseleye baktığımızda Kadın Hakları önem arz etmektedir. Zira hakkın, talep edilen değil, niteliği gereği iade edilen yani teslim edilen ve ödenen bir özelliği vardır. Haklar, hak sahibi olmakla başlar ve hayat boyu devam eder. Çocukken olan haklar ile büyüdüğümüzde bize ait olan haklarda değişimler olabilir. Bu duruma paralel şekilde sorumluluk da yaşa bağlı olarak değişkenlik arz eder.

İnsanın doğuştan gelen hakları; Can Güvenliği, Akıl Güvenliği, Nesil Güvenliği, İnanç Güvenliği ve Mal Güvenliğidir. Kadın-erkek ayrımı olmadan herkes bu temel haklara sahiptir. Hayatta olan her bir insan yaşama hakkına, akıl sağlığının korunması hakkına, nesil yani aile kurma ve ailenin bütünlüğü ve devamı gibi haklara, inanç hürriyeti ve inancını yaşama haklarına, mal sahibi olabilme hakkına sahiptir ve bu hakları korunur.

Kadın hakları ve sorumlulukları özelde bazı ayrımlara sahip olabilir. Evlat olarak haklarımız ve sorumluluklarımız, devlete karşı haklarımız ve sorumluluklarımız, eş olarak haklarımız ve sorumluluklarımız, anne olarak haklarımız ve sorumluluklarımız, miras bırakan olarak ve miras alan olarak hak ve sorumluluklarımız… Böyle bakınca hayat devam ederken rollerimize ve konumlarımıza göre farklılıkların olduğu hak ve sorumluluklara sahip olduğumuz aşikârdır.

Güncel tartışmalar nazarında hak ve sorumlulukların eş ve miras odaklı olduğu, kısmen de birey olarak görev ve iş alanlarında benzer tartışmaların yaşandığı görülmektedir. Bu tartışmaların iyi niyetten uzak ve meseleyi anlamaya değil mesele çıkartmaya yönelik olduğu kanaatindeyiz. Hikmeti anlamaktan uzak ve hatta vahyi ve sünneti sorgular nitelikte hadsiz düşünce, fikir ve tarafgirlik doğru değildir. Burada bizim önem verdiğimiz husus, haklarımızı tam bilmek ve sorumluluklarımızı tam anlamaktır. Haklarımıza sahip çıkmak ve sorumluluklarımızı yerine getirmek, bu gayret ve çabada olmak en sade ve basit hali ile bizi rahatlatacak ve mutlu edecektir.

Peki bu aşamada haklarımızı nasıl bileceğiz ve sorumluluklarımızı kim tayin edecek?

Burası en çok ihtilafa düşülen kısımdır. Çoğunlukla haklarımızı kendimiz belirleyebiliyoruz. Miras konusunda bize kalan mirasta, bize düşen payda, bu payın belirlenmesinde nefsimiz ön plana çıkarak bize haklarımızın ne olduğunu söyleyebiliyor.

En iyi arsa, en iyi tarla ya da dükkân her zaman bize aittir. Zira nefsimize göre bu bizim hakkımızdır. Aynı zamanda bize düşen sorumluluk olan hakkı yerine getirme ve ödeme gibi bir mesuliyetten de kaçıyoruz. Öyle ise hakkımız diye düşündüğümüz HAKLAR bize ait olan haklar olmayabilir. Bir bilene danışmak, sormak, acele etmemek gerekir. Hakkımızı bir an önce almak değil; diğer hak sahiplerine haklarını bir an önce ödemek gibi bir önceliğimiz olmalıdır. Burada hak talep etmekten önce sorumluluk bilinci ağır basan bir haldir.

Bazı hak ve sorumluluklara değinecek olursak;

Eş olma rolünde kadınların hakları arasında Mehir, Nafaka, Güvenlik gibi haklar önceliklidir. Kadınlar bunları talep etmek zorunda değildir. Zaten hakkıdır. O hakkı ödemek, hakkı sahibine yani eşe iade etmek diğer eşin sorumluluğudur. Bu sorumluluk yerine gelmez ise kadın elbette hakkını talep edebilir. Burada belirtmek istediğimiz husus, hak istemeden verilirse makbuldür, kıymetlidir, olması gereken budur. Nikah kıyma esnasında mehir hususu net olarak bilinmeli ve mutlaka hak yerine getirilmelidir.

Nikah sonrası yuva tesis edildiğinde ise kadının nafakası temin edilmeli ve bu husus zamanın şartlarına göre israf ve cimrilikten uzak ama cömertçe karşılanmalıdır. Eşe ve çocuklara harcanan nafakanın sadaka sayıldığı bir dinde israf etmeden, çöpe atmadan, ayrıca da infak konusu atlanmadan, cömertçe nafaka temini bir hak ödemesi sayılır ve bu husus titizlikle yerine getirilmelidir. İstenmez ama boşanma durumu olacak ise bu durumda da varsa ödenecek mehir ve diğer nafaka ödemeleri, nefret ve kızgınlıklar bir kenara bırakılarak bu ödemelerin bir hak olduğu nazara alınarak, hassasiyetle yerine getirilmelidir. Bu da kadının haklarındandır.

Güvenlik ise kadın kendisini can, mal ve namus gibi hususlarda, herkesten ve her şeyden emin ve güvende olduğunu hissetmesidir. Bu güven ortamını bozan unsur en başta kadının kendi eşi olmamalıdır. Sabır, sadakat, saygı ve sevgi bir yuvanın olmazsa olmazlarındandır. Bu hususlarda sürekli aile içi durumlar çek edilmeli ve en sağlıklı ortamlar sağlanmaya çalışılmalıdır.

Kadının sorumluluklarından bazıları ise eşine karşı namusunu, malını korumak, eş olma görevlerini yerine getirmek ve kocasına itaat etmek olarak sayılabilir. Bunun yanı sıra dini görevlerini yerine getiren kadın cennetle müjdelemiş ve bu müjdeyi de bizzat peygamber efendimiz aktarmıştır. Ayet ile sabit olan husus şudur ki ailede erkek kayyum olarak atanmış ve bu taksimatı, görev paylaşımını bizzat Allah yapmıştır. (Bakara, 34; Bu görev hakkında detaylı bilgi için tefsirlere bakınız.) Erkek bu görevden kaçamazken kadına düşen de Allah’a ve Resulüne ve de kocasına itaat etmek olmalıdır. Bu itaat sınırlı olup dinin emir ve yasaklarına uygun olması şartıyladır (Nisa, 59). Ahmed bin Hanbel’de geçen hadiste “Kadın beş vakit namazını kılar, bir aylık orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse ona; hangi kapıdan dilersen oradan cennete gir denilir.” buyrulmakta ve kadınlar cennetle müjdelenmektedir.

Ahzab suresi 36. ayet-i kerime ile bitirelim: “Allah ve Resulü herhangi bir konuda hüküm verdiklerinde artık mümin bir erkek veya kadın için işlerinde tercih hakkı yoktur. Allah’ın ve Resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır.”

İşittik, itaat ettik.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Kadının Hak ve Sorumlulukları (Okunma sayısı 817 defa)

KOYLU

Kadının Hak ve Sorumlulukları

BENZER KONULAR