Kadının Vazîfesi
Hep erkeklere konuşuyoruz. Bu sohbetimiz de hanımlarla ilgili olacak. Neşrettiğimiz bu sözlerimiz, Mevlâ rızâsı için hanım kardeşlerimize ulaştırılsın da onlar da istifâde etsin inşallah.
Rabbimiz Kur’ân’ında buyuruyor: ‘Erkekler, kadınların üzerine hâkim ve âilenin reisleridirler.’1 Allah kendi haklarını Kur’ân-ı Kerîm’de nasıl koruduysa, kadınlar da kocalarının gıyâbında şeref ve nâmuslarını, ev sırlarını muhâfaza etmekle vazîfelidirler.
Ümmü Seleme’den (r.anha) rivâyet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: ‘Herhangi bir kadın, kocası kendisinden râzı olduğu hâlde ölürse, cennete girer.’
Bir başka hadîs-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:
‘Dünyâda bir kadın kocasına eziyet ederse, o erkeğin hûrilerinden olan hanımı o kadına hitâb ederek: Allah cezânı versin, bu adama eziyet etme! O dünyâda senin yanında bir misâfirdir. Yakında senden ayrılıp bize kavuşacaktır, der.’
Kocanın hanımı üzerinde hakları şunlardır:
Kocasını işine giderken güzelce uğurlayacak. Kalkacak, ayakkabısını çevirecek. “Allah işini rast getirsin” diyecek.
Eve gelince hürmetle karşılayacak.
Kocasının elbisesini çıkaracak. Ceketini asacak. Kadın, kocası hoşnûd olmadan cennete giremez. Başta îmân etmeyince, Allâh-u Zülcelâl râzı olmayınca giremez. Muhammed Mustafa (sav) Efendimiz’e itâat etmeyince giremez. Annesi babası râzı olmayınca giremez. Ve kocası râzı olmayınca giremez.
Kocasından izinsiz bir yere gitmeyecek. Sokak başlarında, gıybetli-dedikodulu mahallerde oturmayacak.
Kocası ne zaman emrederse, nefsini teslîm edecek. Ebu Hureyre (ra)’den rivâyete göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: ‘Bir kimse karısını yatağına dâvet eder de, kadın mâzereti olmadığı hâlde gelmezse, kocası da ona dargın olarak gecelerse, sabaha kadar melekler o kadına lânet eder.’2
Kocasının yatağından kaçmayacak. Müsâade ederse yatağını ayırabilir, etmezse ayıramaz.
Kocaya her emrinde itâatkâr olacak, karşılık vermeyecek. Ancak İslâm’ın ölçüleri dışında bir isteği olursa, Allâh’a isyanda mahlûka itâat yoktur.
Kocasının yiyeceğini, içeceğini hazırlayacak. Yatağını hazırlayacak, istirahatini temin edecek.
Abdest ve gusülde suyunu ve havlusunu hazırlayacak.
Kocasından izinsiz nâfile oruç bile tutmayacak.
Kocasına: ‘Ben güzelim, benim malım çok’ diyerek, malıyla ve cemâliyle üstünlük taslamayacak.
Kocasını yiyecek ve giyecek husûsunda zor duruma düşürmeyecek. Bunu almazsan olmaz, illâ ben bu elbiseyi de isterim demeyecek.
Râbiatü’l-Adeviyye Hazretleri’nin giydiği, kıldan örülmüş bir şalvardı. Peygamberimiz’in (sav) kızı Hz. Fâtıma (r.anha) annemizin bile hırkasında birçok yamalık vardı.
Kocasına bağırarak konuşmayacak. ‘Evet Efendim, peki, hatâ etmişim beni affet!’ gibi ifâdeleri kullanarak, hem kocasının hem de Allâh’ın (cc) rızâsını kazanacak.
Kocasına namazların sonunda duâ edecek. ‘Allah işini rast getirsin, helâlinden bol rızık versin, cennetiyle cemâliyle şereflendirsin!’ diyecek.
Kocası için temizlenip süslenecek. Kadınlara altın, gümüş, ipek helâl ama kocasına göstermek için. Yoksa bana imrensinler diye yabancılara göstermek için kullanılırsa, kat’iyyen câiz değildir.
Hadîs-i şerifte geçtiği gibi, kocasının malını ve nâmusunu koruyacak.
İzinsiz, kocasının malından harcamayacak. Ondan izinsiz sadaka dahi veremez. Amma kocanın da o kadar vicdansız olmaması, uygun yerlere sadaka vermesine müsâade etmesi lâzım.
Yabancılara karşı kendini koruyarak, görünmeyecek. Başörtüsünü, mantosunu tesettüre uygun bir şekilde giyinecek.
Öfkelendiği zaman, kocasından talâk isteyip: ‘Beni boşa!’ demeyecek. Bu sözü söylerse büyük günah işlemiş olur.
Netîce olarak, Resûlullah (sav) Efendimiz şöyle buyuruyorlar: ‘Kadın, beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, nâmusunu yabancılardan muhâfaza eder ve kocasına itâat ederse, azâb olunmaksızın cennete girer.’3
Hamdolsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a (cc)!
------------------------------------------------
1 Nisâ, 4/34.
2 Buhârî, Bed’ul Halk 7; Ebu Davud, Nikâh 41;
Tirmizî, Rada 10.
3 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.I, s.191.