* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Saliha Hanım Sabrı Kuşanandır  (Okunma sayısı 86 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2377
Saliha Hanım Sabrı Kuşanandır
« : Ocak 09, 2025, 10:38:32 ÖÖ »


Saliha Hanım Sabrı Kuşanandır

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin sevgili oğulları Kasım iki yaşında, ikinci oğlu Abdullâh ise henüz emzikli bebekken birbiri ardınca vefat etmişti. Cennet hanımefendilerinden biri olan Hz. Hatice radıyallahu anhâ annemiz evlat acısıyla yanıp kavruluyordu. Peygamberimizi üzmemek için başına gelen bu musibete ah vah etmiyor, sabırla tahammül ediyordu. Sadece ufak bir teselli duyma arzusuyla sütten dolayı sızlayan göğsünü ovarak:

- Ey Allah’ın Rasûlü! Oğlumun sütü göğsümü ağrıtıyor, dedi.

Muhakkak ki Peygamberimiz de bu duruma çok üzülüyordu. Erkek çocuk sahibi olmaya çok önem verilen bir toplumda yaşıyorlardı. Kureyş müşriklerinden Âs bin Vâil, bu yürek burkan hadiseyi bile Peygamberimizi incitmek için fırsat olarak görüyor;

- Bırakın onu! O ebterdir, nesli devam etmeyecek bir adamdır. Ölünce adı anılmaz olur. Siz de artık ondan kurtulur ve rahata kavuşursunuz! Diyordu.

Buna rağmen kulluk edebinin en yükseğini gösteren Peygamber sallallahu aleyhi vesellem başına gelen bu ağır musibete sabrediyor, hanımına teselli vermek için: “O süt devresini cennette tamamlayacak!” buyuruyordu.

Hz. Hatice Allah yolunda Peygamberimizin en büyük yardımcısı ve destekçisi olmuştu. Başlarına gelen musibetlere sabretmek konusunda da Peygamberimize desteğini esirgemedi. Annelik duygusuyla üzüntüye kapılıp huzursuz edici sözler söylemedi.

Hz. Hatice annemizin teslimiyeti o derecede idi ki, Peygamberimiz ona, “İstersen Allâh’a duâ edeyim de sana cennetteki oğlumuzun sesini işittireyim.” buyurmuştu. Hz. Hatice’nin iman etmek için böyle bir delile ihtiyacı yoktu: “Hayır yâ Rasûlallâh! Ben Allah ve Rasûlü’ne inanıyor, doğru söylediğine tam bir kalple güveniyorum.” Dedi. (İbn-i Mâce, Cenâiz, 27)

Bu kutlu ailenin mükâfatı gecikmedi, Allah-u Teâlâ Kevser Sûresi’ni indirerek onlara bitip tükenmeyen birçokluk müjdeledi. “Muhakkak Biz Sana Kevser’i verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Doğrusu, asıl ebter, adı sanı ortadan kalkacak olan, Sana kin tutan kimsedir.” (Kevser, 1-3) (İbn-i Sa’d, III, 7)

Peygamberimizin ailesindeki hanımların her birinin kendine göre çileleri oldu. Kızları, babalarının peygamberlik vazifesi sebebiyle incitildi. Hz. Zeynep hicret esnasında devesinden düşürüldü ve karnındaki çocuğunu kaybetti, sonra kendisi de vefat etti. Diğer kızı Rukıye, nişanlısı tarafından terk edildi. Sonra Hz. Osman ile evlenip Habeşistan’a hicret etti, yolculuk şartları sebebiyle hastalandı. Dönüşte bir müddet hastalık çekip vefat etti. Hz. Ümmü Gülsüm yine hor görülme, yokluk, hicret ve türlü türlü zorluklara sabretti. Hz. Fatıma’nın hayatında da yine Allah yolunda katlanılan zorluklar ve çileler birbirini izledi. Kısacası, hepsi de dünyadan tertemiz ayrılıncaya kadar türlü musibetlerin ateşinde arındılar.

Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mümin erkek ve kadının nefsinde, çocuğunda, malında bela eksik olmaz. Ta ki hatasız olarak Allah'a kavuşsun." (Tirmizi, Zuhd 57)

Başa gelen acı olaylar aslında bizler için çok büyük bir imkândır. Bir kişinin hayatında hiç acı ve kayıp yaşamadan seksen sene ibadet etmesinin sevabı bir kefeye konsa, sadece bir yıl başa gelen musibetlere sabretmenin sevabına denk olur. Çünkü nefsin sevdiği ve bağlandığı şeylerin elinden alınmasına sabretmek, alışageldiğin ibadetleri yapmaktan çok daha zordur.

Elbette sabretmek derken, sabr-ı cemil yani, isyan etmeksizin, ileri geri konuşmaksızın gösterilen sabrı kastediyoruz. İnsanoğlu zaten başına gelene tahammül etmeye mecburdur.

Yakınlarının vefat etmesi, malını kaybedip yoksul düşmek, insanların gözünde hor bir duruma düşmek gibi musibetlere karşı insan ne yapabilir ki? Ne öleni diriltebilir, ne gideni geri getirebilir. Bu sebeple hakiki sabır, tahammül etmekten de öte, başa gelen halin kazandıracağı manevi dereceleri elde etmek için kulluk edebini hiç bozmamak demektir.

İbadetin özü Allah'ın emirlerine boyun eğmektir. En güzel ibadet ise Allah'ın takdiriyle başa gelen bir musibete isyan etmeyip ibadetine güzelce devam etmektir. Unutmamalıdır ki başa gelen her türlü hale razı olmak Allah'ın sevdiği kul olmanın işaretidir.

Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mükâfatın büyüklüğü belanın büyüklüğü ile (orantılıdır). Allah bir cemaati sevdi mi onları musibete müptela eder. Kim bundan razı olursa Allah da ondan razı olur, kim de razı olmazsa Allah da ondan razı olmaz." (Tirmizi, Zuhd 57)

Kadınlar yaratılış olarak hissidir, duygularına hâkim olmakta zorlanırlar. Çünkü fıtrat olarak zayıf yaratılmışlardır, başa gelen musibete sabredemeyeceklerini düşünüp endişeye kapılırlar.

Hâlbuki Allah-u Zülcelal sabretmeyi talep edene sabrı nasip eder. Bir mümin hanım unutmamalıdır ki, başa gelen haller sonuç itibarıyla Allah'ın takdiri ile olmaktadır. Allah-u Zülcelâl “Yemin olsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz noksanlaştırmak suretiyle imtihan ederiz.” (Bakara, 155) buyuruyor.

Allah-u Zülcelâl müminleri bu dünyada günah, bencillik, dünya düşkünlüğü gibi kirlerden arındırmak istemekte, bir kısım hataların cezasını bu dünyada vermektedir. İyi düşünecek olursak bu bizim için rahmettir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Ali Nayer- Albümleri - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 02:28:17 ÖS]


Erşan Ertekin - Yüce Allah'ım _ Güle Benzer - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 01:58:19 ÖS]


Hasan Hüseyin - El-Melik - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 01:40:29 ÖS]


Biz İşin Dedikodusundayız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:19:49 ÖÖ]


İnanmak Nasıl Olur Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:14:13 ÖÖ]


Hakiki Dostun Mükâfatı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:10:13 ÖÖ]


Mi’rac Hadisesi - Ahireti nebevî temaşa 7 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:01:46 ÖÖ]


Her Can Ölümü Tadacaktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 10:51:41 ÖÖ]


Cihâda Hazırlanmak Da Bir İbâdettir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 10:43:35 ÖÖ]


İlahi Dinle - Karma - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:10 ÖS]


2025 - Karma İlahiler - Nette İlk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 01:38:59 ÖS]


Modern Yalnızlık ve Camiler Gönderen: KOYLU
[Dün, 12:35:21 ÖS]


Gariplere Müjdeler Olsun Gönderen: KOYLU
[Dün, 12:32:08 ÖS]


Hanımlara En Çok Ne Yakışır Gönderen: KOYLU
[Dün, 12:28:36 ÖS]


Saygı Sevgiyi Ayakta Tutan Harçtır Gönderen: KOYLU
[Dün, 12:26:09 ÖS]


Her İnsan Karar Plan Program Sahibi Olmalıdır Gönderen: KOYLU
[Dün, 10:42:34 ÖÖ]


İnsan Zayıf Yaratılmıştır Gönderen: KOYLU
[Dün, 10:37:41 ÖÖ]


Günümüzde Ahlaki Çöküntü Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:58:10 ÖÖ]


Mi’rac Hadisesi - Ahireti nebevî temaşa 6 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:52:14 ÖÖ]


Namazın Hayatı Şekillendirmesini Engelleyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:44:42 ÖÖ]