* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Bize Göre Zaman  (Okunma sayısı 186 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2334
Bize Göre Zaman
« : Eylül 17, 2022, 02:08:41 ÖS »
Bize Göre Zaman

Bir Müslüman’ın “La ilahe illallah” dediği andan itibaren hayatını, bakış açısını ve zihin dünyasını sıfırlayıp temele bu cümleyi oturtması gerekir. Kendi dünyamızın tahtına Kelime-i Tevhid’i koyduktan sonra her şeye bakışımızı Kelime-i Tevhid belirler. Bunun içine her şey dâhildir; insana bakışımız, dünyaya bakışımız, kendimize bakışımız hatta bir masaya bakış açımız bile değişir. Bir Müslüman’ın zihniyeti ile gayrimüslim olan birinin zihniyetinin masaya yüklediği anlam bile farklıdır. Hal böyleyken zaman gibi temel bir mefhuma yüklediğimiz anlam aynı olabilir mi?

Bir Müslüman olarak zaman hakkındaki düşüncelerimiz bir gayrimüslim ile aynıysa herhalde bize kırk fırın ekmek bile yetmez. Belki de zaman anlayışımızdaki en büyük sıkıntı, geçmişi ve geleceği adlandırmadan bugünü inşa etmeye çalışmamız. Oysa geçmiş ve gelecek anlayışı olmayan biri bugünü nasıl inşa edebilir? Gelin, isterseniz öncelikle geçmişi ve geleceği adlandırıp bugünü konuşalım.

Önce geçmiş kavramıyla başlayalım inşamıza. Geçmiş deyince hep “geçmişi unut” derler. Geçmişinden bugününe sadece kin, nefret, intikam ve komplekslerini getirenler unutsunlar bu geçmiş anlayışlarını. Bir Müslüman için geçmiş bu kadar ucuz değildir. Çünkü Müslüman’ın geçmişe dair ilk hatırası galu bela’dır ve Rabbimize verdiğimiz ahdimizdir. Ve sonra dünyaya gelişimizle başlayan imtihanlarımızla devam eder hatıralarımız. Düşe kalka öğreniriz hayata dair çoğu şeyi ve bugünümüz geçmişin tecrübesiyle başlar. Rabbimiz bir nevi bizi bu dünyada bir eğitime sokar, geçmişi köşeye bırakmak önceki bütün eğitimimizi ve ahdimizi yok saymak değil midir?

Sonra gelecek anlayışımızla devam ettiririz inşamızı. Hadi gelin burada kendimizi bir sınava tabi tutalım: gelecek deyince aklımıza ne geliyor? İyi bir iş mi, çok para ve lüks mü, evlilik mi ya da dünya hayatımızda bizi daha çok mutlu edecek şeyler mi? Bunun cevabını da kendimiz sessizce itiraf ettikten sonra bu işin de Müslümanca’sına geçelim. Bir Müslümanın “gelecek nedir” sorusuna tek bir cevabı vardır; o da “ahiret”tir. Bizim için gelecek, dünyaya dair olan kaygılarımız değil bugünümüzü ve kendimizi bulup ahiretimizi inşa etmektir.

Geçmiş ve geleceği adlandırdıktan sonra “bugün” anlayışımız kendi kendine şekillenir. Bugün, geçmiş ve geleceğin ta kendisi değil midir? Bugün aldığımız nefes ve geçmişteki ahdimiz, geleceğimizdeki varışı belirler. Geçmiş ve geleceğim yoksa bugün beni hayvanlardan ayıran akıl niye var? Müslümanın hayatını anlamlı kılan işte bu zaman anlayışıdır.

Günümüzde çoğumuzun genel bir şikâyeti vardır: “Bir Müslüman olarak zamanı verimli kullanamıyorum!” Bunun için kitaplar okunur, kişisel gelişim kurslarına gidilir, planlar yapılır ama bir türlü istediğimize ulaşamayız. Sanki bu sıkıntının temeli de geçmiş ve gelecek tasavvuruna Müslümanca bakamayışımızdaki sıkıntıdan kaynaklanıyor. Belki de bize gelecek hedefi olarak; iyi bir iş, iyi bir eş ve iyi bir hayat yerine, iyi bir akıbet hedefi konsaydı, geçmiş de kin, nefret ve pişmanlıklar bütünü değil, Rabbimiz ’in bizi insan-ı kâmil kılma sürecindeki eğitimi ve sınavları olarak öğretilseydi, bir dolu test ve deneme sınavı çözüp de nerde yanlış yaptığına hiç bakmadan diğer testleri çözmeye çalışıp başarısız olan öğrencilere dönmezdik.

İsterseniz inşamızı İmam Şafii hazretlerinin “Şayet Kur’an’da başka bir şey nazil olmasaydı, şu pek kısa sure bile insanlara yeterdi. Bu sure Kur’an’ın bütün ilimlerini kucaklıyor.” dediği Asr Suresi ile bitirelim.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

1. Asra yemin ederim ki

2. İnsan gerçekten ziyan içindedir.

3. Bundan ancak; iman edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Rahîm Ve Rahmân Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:28:55 ÖÖ]


Davranışlarımız Kaydediliyor Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:22:46 ÖÖ]


Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]