* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: NE OLDU BİZE  (Okunma sayısı 586 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
NE OLDU BİZE
« : Mart 05, 2018, 12:25:37 ÖÖ »
NE OLDU BİZE?

Efendimiz (s.av) bir hadisi şerifinde, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”  başka bir hadisinde “Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim. (Buhari, Edeb,28)” buyurmuştur.

Fazla uzaklara gitmeye gerek yok. Osmanlı tarihine baktığımız zaman da yardımlaşma ve dayanışmanın ne boyutta olduğunu görürüz. Osmanlı medeniyeti toplumuna sahip çıkma ve kimsesizlerle ilgilenme yönünden tam bir vakıf medeniyeti idi. Günümüzde devletin yapmış olduğu sosyal yardım ve dayanışmanın tamamı vakıflar aracılığı ile yapılıyordu. Bu aynı zamanda halk arasında servet sahibi olanla olmayanlar arasındaki sosyal dengenin de korunmasını sağlıyordu.   Osmanlı döneminde kayıtlara geçen vakıf sayısının 25-30 bin civarında olduğu belirtiliyor. Yine kaynaklarda belirtildiğine göre 16. yüzyılda Osmanlı topraklarının beşte biri vakıf arazilerinden oluşuyordu.

Osmanlı tarihinde sadece insanlara hizmet amacıyla kurulan vakıflar yoktu. Sair hayvanların da sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için de birçok çalışmaların yapıldığını görürüz. Süslü büyük binalarda, camilerin duvarlarının uygun yerlerinde kuşların barınabilmeleri için yuvalar yapılmış, göç esnasında hastalanıp, yaralanıp düşen kuşların tedavi edilmeleri için Göçmen Kuşlar Vakfı kurulmuş. Kış aylarında sokaklarda yem bulamayan kuşlara yem vermek için Darı Vakfı kurulmuş. Avrupalı bir avukat Guer anılarında Türklerin hayvanlara karşı merhamet ve yardımını şu sözlerle anlatır: “Müslüman Türk’ün şefkati hayvanlara bile şamildir. Bu hususta vakıflar ve ücretli şahıslar vardır. Bunlar sokaktaki kedi ve köpeklere ciğer dağıtırlar. Kasapların da her gün muayyen miktar kedi köpek beslemeleri itiyat dahilindedir. Ayrıca Şam’da kedi ve köpeklerin tedavisine mahsus bir hastane vardır.”  Hayvanları bile en ince ayrıntısına kadar düşünerek vakıflar kurmuş olan ecdadın yaptığı çalışmalara ait örnekleri daha da uzatabiliriz.

Toplum olarak yardımlaşmanın en güzel örneklerini gördüğümüz kültürümüzde yardımlaşmanın da bir takım incelikleri vardı. Yardım alan zatın gururunun incinmemesi için sadaka taşları vardı. İçerisine para konulan bu sadaka taşları iki metre boyundaydı. Buraya para bırakan kişiler de, buradan ihtiyacı kadar para alan ihtiyaç sahipleri de buraya akşamları veya hava karadıktan sonra uğrarlardı. Çünkü ne oraya para bırakan parayı kimin aldığını görür, ne de oradan para alan oraya kimin para bıraktığını görürdü.

Geçmişimizde bu güzel örnekler varken şimdi bize ne oldu da bunların hepsini unutmuşuz. “Bir kişinin yemeği iki kişiye, iki kişinin yemeği üç kişiye yeter” buyuran Hz. Resulün telkinini unutup bir kenara bıraktığımız gibi yediğimiz içtiğimiz şeyleri de sosyal medyadan cümle aleme göstermeye çalışıyoruz. Yiyecekleri sosyal medyadan paylaşma işi de hadisi şerifin yeni ama bidatvari bir yorumu olsa gerek: “Yemeklerinizi paylaşamıyorsanız bunları sosyal medyadan paylaşın” demek herhalde. Ya da gezmeden, uzak bir yerden gelen kişi için “yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat” denir; acaba bu paylaşımı yapanların da anlatacak bir şeyleri olmadığı için mi yediklerini paylaşıyorlar.

Hepimiz çok fazla miktarda yardım yapmaya muktedir olamayabiliriz ama bu yardım ve dayanışma ruhunu toplumda canlı tutabiliriz.

Günümüzde de bu yardımlaşma ve dayanışma faaliyetlerini sürdüren dernek ve cemaatler var. Burada Müslüman düşen yaptığı yardımların yerine ulaşıp ulaşmadığını kontrol etmektir. Çünkü dilenciliğin bile bir sektör haline geldiği ve çeşitli şaklabanlıklar yapılarak Müslümanların dini duygularının istismar edildiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu itibarla her müslüman yaptığı yardımdan  ve yaptığı yardımın yerine ulaşıp ulaşmadığından kendisi mesuldur.

Yardımlaşalım, paylaşalım ama sadece sanal alemde değil gerçek alemde de



 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]