* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: EN HAYIRLI İNSAN  (Okunma sayısı 761 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
EN HAYIRLI İNSAN
« : Aralık 02, 2017, 06:51:58 ÖS »
EN HAYIRLI İNSAN

Âlemlerin Rabbi Allah'ın yarattığı varlıklar arasında, "en güzel bir biçimde yaratılan"(1) ve "yüceltilen"(2) insan, yaratılış gayesi olan "yalnızca Allah'a ibadet etmek"(3) ve "ibadette, Rabbi Allah'a asla şirk koşmamak"(4) ilkesi gereği yaşarsa, hak ettiği zirve makama ulaşır… Bu makam, yegâne Rabbimiz Allah'ın katındaki "Kerîm" makam olan takva makamıdır…

   "Şübhesiz, Allah katında sizin en üstün (Kerîm) olanınız, takvaca en ileride olanınızdır,"(5) buyuran Rabbimiz Allah, katıksız iman edip salih amel işleyerek takvaya ulaşan insan kullarının, kendisine velî, (dost) olduklarını ve onlara korkunun olmadığı gibi, onların hüzünlenmeyeceklerini beyan buyurmuştur…(6)

   Allah'ı velî edinmiş (7) ve Allah'a velî olmuş bir kul… Muvahhid mü' min müslüman kul… Yaratılmışların en hayırlısı olan kul… Hevâsına ve kullara kul olmaktan kurtulmuş, yalnız ve yalnız Âlemlerin Rabbine kul olmuş bir kul Allah'ı Rabb, İslâm'ı din ve Rasulullah Muhammed (s.a.s.)'i peygamber edinmiş, katıksız iman edip razı olmuş bir kul… Âciz kullar oldukları hâlde, yeryüzünde ilâhlar olduklarını ilan edenleri rabler ve ilâhlar kabul eden kullara kul olmuşlardan tamamen uzaklaşarak, Tevhid cephesindeki Allah'a kul olmuş kardeşleriyle saflarını sımsıkı yapmış bir kul… Küfür cephesinin tek millet olduğuna inanan bir kul… Adları ve yurdları ne olursa olsun küfrün tek millet ve onun karşısında İslâm'ın da tek millet olduğunu bilmiş, aziz İslâm milletinin sadık ferdi olmuş bir kul… Katıksız bir imanı, salih ameli ve güzel ahlâkıyla kullara örnek olan bir kul… Allah'a kul olmuş insanların en hayırlısı ve insanlara en hayırlı bir kul!..

   Cabir (r.a.)'ın rivayetiyle şöyle buyuruyor Rasulullah (s.a.s.):

"İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydası dokunandır." (8)

   Önderimiz Rasulullah (s.a.s.)'in, "insanlara en çok faydası dokunan kişinin, insanların en hayırlısı" olduğunu beyan buyururken, insanların maddî olarak faydalandığı bir kişiliği gündeme getirmiyor, aksine insanların en hayırlısı sıfatını kazanan kişinin, insanlara en çok faydalı olacağını beyan buyuruyor… Bundan dolayı insanların en hayırlısı kimdir? Sorusuna "Kur'an"dan ve "Sünnet"ten hareketle cevab bulmak gerekir…

   Bilindiği üzere, mü'min müslümanlar, herhangi bir konu hakkında Kur'ân'a ve Sünnet'e müracaat etmeden, Allah'ın ve Rasulullah (s.a.s.)'in o konudaki hükmünü bilmeden kendi kanaatini dile getirmezler… Kendi kanaatini gündeme getirirken, mutlaka o konudaki Allah'ın ve Rasulullah (s.a.s.)'in hükmünü göz önünde bulundurur, Kur'ân' dan ve Sünnet'ten yer alan bir delile dayanarak görüş beyan ederler… Allah ve Rasulullah(s.a.s.)'in hükmü karşısında ancak teslimiyetini gösterir, ne emredilmiş ise, emrolundukları gibi dosdoğru olurlar…

   Mü'min müslümanların hayat ölçüsü: Kitab ve Sünnet'tir… Kitab, yegâne hayat düstûrumuz Kur'ân-ı Kerim, Sünnet ise, Kitab'ın Rasulullah (s.a.s.) tarafından hayata uygulanış şekli… Mü'min kul, Kitab'ı, Rasulullah(s.a.s.)'in uygulanışıyla ok ur, anlar ve uygular…

   Mü'min müslüman kulların, hangi çağda ve dünyanın neresinde olursa olsun değişmeyen ve asla eskimeyen yegâne ölçüsü bu olduktan sonra, hayatın her konusunu bu ölçüye göre değerlendirmeli ve bu ölçüden asla sapmamalıdır… Bu değişmez ölçüye göre "hayırlı insan" kimdir?..

   Âlemlerin Rabbi Allah (Azze ve Celle) şöyle buyuruyor:

"İman edip salih amellerde bulunanlar ise, işte onlar da yaratılmışların en hayırlılarıdır."(9)

   Âlemlerin Rabbi Allah'ın beyanıyla yaratılmışların en hayırlıları, dolayısıyla insanların en hayırlılarının kim olduğu net olarak bildirilmiştir: İman edip salih amellerde bulunanlar!..

   İman etmek, tağutu bütün kurum ve kuruluşlarıyla, ideolojisi ve eylemiyle, teori ve pratiğiyle reddedip Allah'a iman etmek demektir… Tağut inkâr edilip red olunmadan Allah'a iman gerçekleşmek!..
   İşte Rabbimiz Allah'ın beyanı:

"Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şübhesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp inkâr ederek Allah'a iman ederse, O, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır, bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir."(10)

   Allah'a imandan önce tağutun inkârı ve reddedilmesi gerekir… "Lâ İlâhe", tağutun reddi ve inkârı, "İllallah" Allah'a iman demektir… "Lâ İlâhe İllallah"ın mânâsı budur!..

   Tağut: Azgınlaşan, haddini aşan, bulunduğu bölgeye egemen olan, egemen olduğu bölgede Allah'ın hükümlerini tanımayan, yürürlükten kaldıran ve yasaklayan, Allah'ın hükümlerinin yerine ilâhlaştırdığı hevâsından kaynaklanan hükümleri gündeme getiren ve egemenliğindeki insanları bu hükümlerle şevk ve idare eden kişi, kişiler, kurumlar, kuruluşlar ve makamlardır…(11)

   Tağut, Âlemlerin Rabbi Allah'ın insan kullarının üzerindeki egemenlik hakkını gasbeden güç ve otorite demektir…

   Katıksız iman, tağutun egemenliğini ve otoritesini reddedip, Allah'a ve Allah'ın iman edilmesini istediklerine iman etmek ile sahih olur… Böyle bir iman anlayışı ile inanan mü'min kul, kopması mümkün olmayan kulpa yapışmış olur…

   "Kim ihsânda bulunan (biri) olarak yüzünü (kendini) Allah'a teslim ederse, artık gerçekten O, kopmayan bir kulpa yapışmıştır. Bütün işlerin sonu Allah'a varır." (12)

   İman, imanına asla şirk ve küfür karıştırmadan saf ve temiz bir şekilde inanmak, Allah'a teslim olup hayatı, Allah'ın hükümlerine göre tanzim etmektir… İnanılması gerek li olan şeyleri kalben tasdik, dil ile ikrar edip ameliyle de isbat etmektir… Ameli ile isbat etmek demek, imana aykırı, Tevhidi bozucu hiçbir amelde bulunmamak demektir… Yaptığı amelleri, imanına uygun olmalı ve onun imanlı bir mü'min kul olduğunu tasdik etmelidir… İmanını sakatlayıcı bir amel işlememeli ve böyle amellerden alabildiğine kaçınmalıdır…

   Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenlerin hükümlerini her şeyiyle reddedip Allah'ın hükümleri teslim olan mü'min kul, İmanın gereği olan salih amelleri, emrolunduğu şekilde, yani Kur'ân ve Sünnet'e uygun bir biçimde işlediği takdirde, yaratılmışların en hayırlılarından bir kul olur… İslâm'ı hayatlaştıran ve hayatı İslâmlaştıran bu hayırlı kul, insanların en hayırlısıdır… İşte bu hayırlı kul ve hayırlı kullar, elde etmiş oldukları hayrı insanlarla paylaşırlar… Hayır, üzere oldukları için, insanlara hayırlı ve faydalı olmaya gayret ederler…

   Salih amel Allah'ın emrine ve rızasına uygun, Rasulullah (s.a.s.)'in öğrettiği ve gösterdiği şekilde işlenen ameldir… İman şirksiz, amel riyâsız olduğu zaman ibadet tamamlanmış olur…

   İman edip salih amel işleyenleri, Rabbimiz Allah müjdelemekte ve katındaki ödüllerini beyan buyurmaktadır:

   "Rabbleri katında onların ödülleri, içinde ebedî kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O'ndan razı (hoşnud/ Memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden içi titreyerek korku duyan kimse içindir." (13)

   "Artık iman edip salih amellerde bulunanlara gelince, Rabbleri onları kendi rahmetine sokar. İşte apaçık olan büyük mutluluk ve kurtuluş budur." (14)

   "Şübhesiz, bu Kur'ân, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir." (15)

   Hayat kitabımız Kur'ân-ı Kerim'i tefsir eden meşhur müfessirlerden Elmalılı M. Hamdi Yazır (rh.a.), Beyyine sûresi'nin 7, ve 8, ayetlerinin tefsirinde şunları beyan etmiştir:

"Haberiniz olsun ki iman edip de, yani bu açık delile iman edip Allah için dine, ihlâslı hanif olarak, gereğince güzel ameller işleyenler, sadece namaz ve zekât gibi dinin aslî temellerinden olan amellere mahsus değil, gerek esaslardan ve gerek ayrıntılardan, gerek farzlardan, gerek nâfilelerden, gerek ibadetlerden, gerek muamelelerden Allah rızasına uygun olan, kurtuluşa hizmet eden, hayra yarar bütün iyi ve faydalı amelleri işlemek ve yasaklardan sakınmak da güzel amel (amel-i salih) mânâsında dâhildir. Zira amel işlemeyi ve terk etmeyi içine alır.

   Malumdur ki, "es-salihât" lâm ile muhallâ cemi' olduğu için hepsini kuşatıcı oluşunu ifade eder. Lâkin bundan her ferdin, her amel-i salihi yapmakla mükellef olduğu da zannedilmemelidir.

   "Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez."(16) ayeti gereğince herkesin hissesi, ehliyet ve gücüyle orantılıdır.

   Râzî der ki:

-Salih ameller işlediler, çoğulun, çoğula karşılık vermesi kabilindendir. Bundan dolayı bu demektir ki, tek bir kişi, bütün salih amellerle mükellef tutulmaz. Tam aksine her mükellefin kendisine düşen bir payı vardır. Bunun için zenginin kendine düşen payı, infâk etmek ve vermektir. Fakire düşen de almaktır.(17)
   Elverir ki, herkes kendi hâlince kurtuluşa çalışsın!

"İşte onlar, yaratılmışların en hayırlısıdırlar." Bütün halkın en hayırlısıdır. Amelce de hayırlısı, Allah katındaki makamca da hayırlısıdır. Demek ki, iman edip de salih amele çalışmazsa onlar, halkın en şeriri olmasalar bile, en hayırlısı da değildirler. "Hayru'l-beriyye" hem iman edip, hem salih ameller işleyenlerdir." (18)

   Bu açıklamalardan sonra artık apaçık anlaşıldı ki, insanların en hayırlısı, yaratılmışların en hayırlısı olan katıksız iman edip salih ameller işleyenlerdir… İnsanlara en çok faydalı olanlar da, iman edip salih amel işleyen muvahhid mü'min müslümanlardır!..

   Ebu Hüreyye (r.a.), yaratılmışların en hayırlısı olan iman edip salih amel işleyen mü'min müslümanların değerini şöyle anlatıyor:

-Mü'min, Azîz ve Celîl olan Allah nezdinde, kendi yanında bulunan bazı meleklerden daha değerli ve üstündür!(19)

   Bu kadar kıymetli olan muvahhid mü'minler, kendi değerlerini ve birbirlerinin değerlerini bilmeli ve takdir etmelidirler!.. Mü'min müslümanlar kendi değerlerini takdir edip bilemezlerse, onların dışında olanlar onların değerini asla takdir edip bilemezler…

   İnsanların en hayırlısı olan muvahhid mü'min şahsiyetin kıymetini takdir edip beyan buyuran Rasulullah (s.a.s.)'in hadislerinde bu değer şu şekilde gündeme gelmiştir:

1) Esmâ bint Yezîd (r.anha) anlatıyor:

   Rasulullah (s.a.s.), (Sahabîlere):

 "Dikkat ediniz! Ben size, en hayırlı olanlarınızı bildireyim mi?" buyurdu.
   Sahabîler:

-Evet, ya Rasûlallah! dediler.

   Rasulullah (s.a.s.):

"Sizin en hayırlılarınız O (mü'min) kimselerdir ki, görüldükleri zaman, Allah (Azze ve Celle) hatırlanır!" buyurdu.(20)

   Yaratılmışların en hayırlıları olan iman edip salih amel işleyen mü' min müslümanlar arasında da en hayırlıları mevcuddur… En hayırlı insanların en hayırlı olanları: Görüldükleri zaman Allah'ı hatırlatanlar!..

   Allah'a kul olmakla, zahirde ve batında kul olmanın gereklerini yerine getirmekle görüldükleri zaman, Allah'ın Rabb, insanın kul olduğu hatırlanır… Çünkü O muvahhid mü'min, giyimi, kuşamı, bakışı, konuşması, oturup kalkması, iş yapması, insanlarla toplumsal ilişkisi, ibadetine titiz oluşu ve güzel ahlâkıyla, Allah'a kul oluşun hakikatını ortaya koymuştur… İnsanlar, onu gördüklerinde, Âlemlerin Rabbi Allah'ın yegâne Rabb oluşunu hatırlamakta ve eşsiz, ortaksız Rabbe nasıl kul olunacaksa canlı örneğini seyretmektedirler… Allah'a kul olununca böyle bir değer ortaya çıkmaktadır… Olgun bir şahsiyet olmak, ancak Allah'ı Rabb ve ilâh edinilerek gerçekleşir… Yegâne Rabbimiz Allah'a emrolunduğu gibi kul olmakla, Allah'ı hatırlatan mü'min müslüman şahsiyet, hâliyle yaptığı bu hatırlatmayı ayrıca diliyle de yapmaktadır… İnsanlara, Allah'ın hükümlerini hatırlatmakta, İslâm'ı tebliğ etmekte ve İslâm'a davet eylemekle Allah'ı hatırlatmaya çalışmaktadır… İnsanlara hakkı anlatmak, onlara iyiliği emretmek ve onları kötülükten alıkoymak ile Rabbleri Allah'ın hükümlerine kendilerini beyan edip nasihatler ederek Allah'ı hatırlatma vazifesini yerine getirmektedir…

2) Mesruk (rh.a.) anlatıyor:

   Bizler, Abdullah ibn Amr (r.a.)'ın beraberinde oturuyor, O da bize, hadis tahdis ediyordu.

Bu sırada:

-Rasulullah (s.a.s.), aşırılık yapıcı seciyede değildi, aşırılık yapıcı da olmamıştır. Muhakkak olan şu ki:
 "Sizin en hayırlı olanınız, ahlâkı en güzel olanınızdır." buyurur dururdu, dedi.(21)

3) Ebu Hüreyye (r.a.)'dan.

   Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
"İslâm bakımından sizin en hayırlınız, bilgili oldukları takdirde ahlâk yönünden en güzel olanlarınızdır." (22)

   Hayırlı olanların en hayırlısı, ahlâkı en güzel olan şahsiyettir… Ahlâk, mü'min müslüman şahsiyetin varlığıdır… O'nun her hâli, Allah'a itaat ve Rasulullah(s.a.s.)'in Sünneti'ne uygun oldukça ibadet hâlindedir ve en güzel ahlâk üzeredir… Çünkü "güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilen" (23)

 Rasulullah (s.a.s.) 'in Sünneti üzere olmak, ahlâkın en güzeline sahib olmak demektir… Bu da, mü'min müslüman şahsiyette bulunur…

 4) İbn Abbas (r.anhuma)'dan.

   Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
"Sizin en hayırlınız, ailesine en iyi olanınızdır. Ben de, aileme en iyi olanınızım." (24)
5) Abdullah b. Amr (r.a.)'dan.

   Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına en iyi olanlarınızdır." (25)

  "İmam Sindî (rh.a.), bu hadislerin iki şekilde yorumlanmasının muhtemel olduğunu şöyle ifade eder:

1- Yani, ailesi ile iyi geçineniniz,  hayırlılarınızdan sayılır. Şu hâlde aile ile iyi geçinmek, din açısından arzulanan şeylerdendir. Artık böyle davranan kişi, bu açıdan hayırlı sayılır.

2- Hadislerden maksad, şu olabilir: Ailesi ile iyi geçinen bir kimse, diğer alanlarda da iyi amelleri işlemede başarılı olur ve böylece en hayırlı kimse durumuna yükselir." (26)   

   İnsanların en hayırlıları, muvahhid ailenin ferdleri olarak birbirlerinin kadrini ve kıymetini bilenler, birbirlerine karşı hayırlı olanlardır… Muvahhid mü'minlerin oluşturduğu muvahhîd ailede, Allah'ın hükümleri egemen olunca ve Rasulullah (s.a.s.)'in Sünneti'ne göre davranılınca, elbette O aile huzur ve mutluluk yuvası olur… Elbette hayrın hâkim olduğu bu yuvanın ferdleri de en hayırlı şahsiyetler olurlar…
   
6) Ebu Hüreyre(r.a.)'ın rivayetiyle şöyle buyuruyor Rasulullah (s.a.s.):

"İnsanlardan en hayırlı yaşayanlardan biri: Allah yolunda atının dizginini tutup onun sırtında uçan, düşman sesi veya düşmana hücûm feryadı işittikçe o at üzerinde uçan, öldürmeyi ve ölümü, ümit edilen yerlerde arayan adamdır.

   Yahud şu tepelerden bir tepenin üstünde veya şu vadîlerden bir vadînin içinde bir koyun sürücüğünün arasında bulunup namazını kılan, zekatını veren ve eceli gelinceye kadar Rabbına ibadet eden, insanlara hayırdan başka bir şey yapmayan kimsedir." (27)
7) Ebu Saîd el- Hudrî (r.a.) anlatıyor:

   (Bir kerre):

Ya Rasûlallah, insanların hangisi daha faziletlidir? denildi.

  Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.):

"Canıyla, malıyla Allah yolunda cihad eden mü'mindir." buyurdu.

   Sahabîler:

-Sonra kimdir? diye sordular.

   Rasulullah (s.a.s.):

"Vadîlerden bir vadî içinde (yalnızlığa çekilen) bir mü'mindir ki, O, Allah'dan korkar da insanları kendi şerrinden rahat bırakır." buyurdu.(28)

   Allah yolunda ve Allah'ın hükümlerinin insan kullarına egemen olması uğrunda canıyla malıyla cihad eden mü'min müslüman şahsiyetin en hayırlı kişi olduğu gibi, fitne ve fesad dönemlerinde tenhaya çekilip insanların şerrinden emin bir şekilde Rabbi Allah'a ibadet eden şahsiyet de, insanların en hayırlılarındandır…

   Yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.), mü'min müslüman şahsiyetin üstünlüğünü, değerini ve hayırlı oluşunu beyan buyurduktan sonra bize, hedefinden şaşmayan, dosdoğru bir ölçü veriyor… Kişinin kendisini değerlendirme ölçüsü!..
8) Şuayb ibn Ebi Said (r.a.) anlatıyor:

   Bir adam:

-Ya Rasûlallah, ne hâlde olduğumu nasıl bilebilirim? diye sordu.

   Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Ahiret işlerinden her ne zaman bir şeyi istediğin ve aradığında sana kolaylaştırıyor ve dünya işlerinden bir şeyi istediğin ve aradığın zaman sana güçleştirilmiş görüyorsan bil ki, muhakkak sen, iyi bir hâldesin!"

   Eğer, ahiret işlerinden bir şeyi istediğin ve aradığın zaman sana güçleştiriliyor, dünya işlerinden bir şeyi istediğin ve aradığın zaman sana kolaylaştırılmış görüyorsan sen, kötü bir hâldesin!.."(29)

   İşte ölçü!..

   Her mü'min müslüman ferd, önderimiz Rasulullah(s.a.s.)'in beyan buyurduğu bu ölçüye göre kendisini tartmalı!.. Nefsini hesaba çekmeli!.. Katıksız iman edip salih ameller işleyerek, yaratılmışların en hayırlısı olan bir şahsiyet, zaman zaman gaflet sonucu sürçebilir, dolayısıyla o hayırlı kıymetinden bazı şeyleri yetirebilir… Bunun için devamlı kendisini kontrol etmeli ve insanlardan olsun, cinlerden olsun düşmanı olan şeytanın tuzaklarına düşmemek için çok dikkatli olmalıdır!.. Nefsiyle baş başa iken, ailesi içinde ve topluma karıştığı vakit hâline, diline ve tavırlarına çok dikkat etmeli, mü'min müslüman şahsiyetini rahatsız edici şeylerden uzak durmalıdır… İmandan ve salih amelden dolayı gündeme gelen değerinin ağırlığını her zaman ve her mekânda korumalı, ona toz kondurmamalı ve en küçük bir leke bulaştırmamalıdır!.. Bu, onun vazgeçilmez vazifesidir… Çünkü O, hem kendisini, hem de aziz İslâm Milleti'ni temsil etmelidir… Bir ümmetin temsilcisidir muvahhid mü' min !.. Her zaman ve her mekânda bu hakikatı unutmadan üzerine düşen temsil vazifesini hakkıyla yerine getirmelidir!..

   Merhamet olunmuş Vasat Ümmetin mutlak müctehidlerinden İmam Hasan el-Basrî (rh.a.), muvahhid mü'min müslüman şahsiyetin sıfatlarını şöyle beyan etmiştir:

   Müslüman kişinin alâmetleri şunlardır:

   Dininde kuvvetli, yumuşaklığında akıllı, yakîninde imanlı, ilminde hikmetli, merhametinde ölçülü, hakkı vermekte eli açık, zenginlikte iktisadlı, yoksullukta tahammüllü, güçlükte ihsân sahibi, nasihatle birlikte itaatkâr, rağbetinde ve arzularında takvalı, sıkıntıda sabır ve iffet sahibi, arzu ve rağbetlerinin  onu çukurlara yuvarlamaması, dilinin onu kötülüklere sevketmemesi, gözünün haramlara bakmaması, tenesül organının haramlara bulaşmaması, hevesinin onu haramlara meylettirmemesi, dilinin onu rezil-rüsvay etmemesi, hırsının onu hafife almaması, niyetinin onu kusurlu kılmamasıdır!.." (30)

   İnsanların en hayırlısı olan muvahhid mü'min müslüman şahsiyet, bütün bu beyan edilen hakikatlara karşı dikkatli ve uyanık olmalıdır… İnsanlık âlemi için örnek bir şahsiyet olduğunu unutmamalı ve örnek şahsiyetine herhangi bir noksanlık bulaştırmamalıdır… Her zaman ve her mekânda değerini bilip korumalı, izzet ve şeref sahibi olgun bir kul oluşunu fark ettirmelidir!..
----------------------------------------------------------
1) Bkz. Tin, 95/4

2) Bkz. İsra, 17/70

3) Bkz. Zariyat, 51/56

4) Bkz. Kehf, 18/110

5) Hucurat, 49/13

6) Bkz. Yunus, 10/62-63

7) Bkz. Bakara, 2/257

8) İmam Suyutî, Câmiu's- Sağir Tercüme ve Şerhi, çev. İsmail Mutlu, vdğ. İst. 1996, C.2 sh. 363, Hds. 2109 (4044). C.3, sh. 398, Hds. 3771 (9147). Dâre Kutnî'nin Sünen'inden.
Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat, C.6. sh. 368, Hds. 5783
Beyhakî, Şuabu'l-İman, C.6, sh.117, B.35, Hds. 7658
Deylemî, Müsnedü'l-Firdevs, C.4, sh.177, Hds. 6549
Ayrıca bkz. Mürâvî, Feyzu'l- Kadir, C.3, sh. 481, Hds. 4044. C.6, sh. 253, Hds. 9147
9) Beyine, 98/7

10) Bakara, 2/256

11) Geniş bilgi için bkz. Rağıb el-Isfahânî, Müfredât, çev. Doç. Dr. Abdulbaki Güneş-Dr Mehmet yolcu, ist. 2007, C.2, sh.128-129
Ebu Cafer Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Taberi Tefsiri, çev. Hasan Karakaya-Kerim Aytekin, ist. 1996, C.2, sh. 115
12) Lokman, 31/22

13) Beyyine, 98/8

14) Casiye, 45/30

15) İsra, 17/9

16) Bakara, 2/286

17) Fahruddin er- Râzî, Tefsir-i Kebîr- Mefâtihu'l-Gayb, çev. Prof. Dr. Suat Yıldırım, vdğ. Ank. 1995, C.23, sh. 320

18) Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, ist.
T.Y. C.9, sh. 201-202 (yenda yayınları)
Not: Metin sadeleştirilmiştir. Bkz. Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, sadeleştirenler: Doç. Dr. İsmail Karaçam, vdğ. İst. T.Y. C.9, sh. 364- 365 (Azim yayınları)

19) İmam Kurtubî, el- Câmiu li- Ahkâmi'l-Kur'ân, çev. M. Beşir Eryarsoy, ist. 2003, C.19, sh. 260
20) Sünen-i ibn Mace, Kitabü'z-Zühd, B.4, Hds. 4119

21) Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Edeb, B.39, Hds. 64
Kitabu'l-Menakıb, B.23, Hds. 66
Kitabu Fedailu Ashabu'n- Nebî, B.29, Hds. 100
Sahih-i Müslim, Kitabu'l- Fedail, B.16, Hds. 68
Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l- Biri ve's-Sıla, B.47, Hds. 2041
İmam Buhârî, Edebü'l- Müfred, B.135, Hds. 271
Ayrıca bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.2, sh.161, 189, 192

22) İmam Buhârî, Edebü'l- Müfred, B. 138, Hds 285

23) İmam Malik, Muvatta, Kitabu Hüsnü'l-Hulk, Hds.8

24) Sünen-i ibn Mace, Kitabu'n- Nikâh, B.50, Hds. 1977
Süen-i Tirmizî, Kitabu'l- Menakıb, Hds. 4148
Sünen-i Dârimî, Kitabu'n- Nikâh, B.55, Hds. 2265
İmam el- Beyhakî, el- Erbaun es- Suğra, çev. Mehmet Emin Akın, Ank. 2006, sh. 168, Hds.6

25) Sünen-i ibn Mace, Kitabu'n- Nikâh, B.50, Hds. 1978

26) Haydar Hatipoğlu, Sünen-i ibn Mace tercemesi ve Şerhi, ist. 1983, C.5, sh. 462

27) Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İmare, B.34, Hds. 125

Sünen-i ibn Mace, Kitabu'l- Fiten, B.13, Hds. 3977
Ayrıca bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned. C.2, sh. 443
28) Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Cihad ve's. Siyer, B.2, Hds. 5

Kitabu'r_Rikak, B.34, Hds. 81
Sahih-i Müslim, Kitabu'l-İmare, B.34, Hds. 122
Sünen-i ibn Mace, Kitabu'l-Fiten, B.13, Hds. 3978
Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l- Cihad, B.5, Hds. 2485
Sünen-i Tirmizî, Kitabu Fedailu'l- Cihad, B.24, Hds. 1711
Sünen-i Neseî, Kitabu'l- Cihad, B.7, Hds. 3091

29) Abdullah ibnü'l-Mübarek, Kitabü'z-Zühd, çev. M. Adil Teymur, ist-1992, sh. 31, Hds. 88

30) İbn Kesir, El- Bidaye ve'n- Nihaye- Büyük İslâm Tarihi, çev. Mehmet Keskin, ist. 1995, C.9, sh. 442 İbn Ebi'd- Dünya, "Kitabü'l- Yakîn" den.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]