* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Hz peygamber’in Aile Hayatından Aile Hayatımıza  (Okunma sayısı 104 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7249
Hz peygamber’in Aile Hayatından Aile Hayatımıza
« : Mayıs 22, 2023, 10:19:29 ÖÖ »


Hz peygamber’in Aile Hayatından Aile Hayatımıza

Peygamberin hanesinden günümüze akıp gelen sevgi, saygı, sabır ve sükûn örneklerine bakarak aile anlayışımızı bir daha gözden geçirebilirsek ne ala… Rasûlullah'ın ocağı bir mektepti. Bu mektebin devamlı öğrencileri ise müminlerin anneleriydi. Onlar İslâm'ı öğrenme ve öğretme noktasında çok büyük görevler yüklenmişlerdi. Efendimiz (as) hanımlarıyla yakından ilgilenir, onlara kıymet verirdi. Hanımlarının faziletlerini dillendirirdi. Davet edildiği bir yemeğe; "Hanım da olursa" diye şart koşmuştu. Peygamberin hanesinden günümüze akıp gelen sevgi, saygı, sabır ve sükûn örneklerine bakarak aile anlayışımızı bir daha gözden geçirebilirsek ne ala… Rasûlullah'ın ocağı bir mektepti. Bu mektebin devamlı öğrencileri ise müminlerin anneleriydi. Onlar İslâm'ı öğrenme ve öğretme noktasında çok büyük görevler yüklenmişlerdi. Efendimiz (as) hanımlarıyla yakından ilgilenir, onlara kıymet verirdi. Hanımlarının faziletlerini dillendirirdi. Davet edildiği bir yemeğe; "Hanım da olursa" diye şart koşmuştu. 

"And olsun, size, Allah'ı ve ahiret gününü umanlara ve Allah'ı çokça zikredenlere, Allah'ın Rasulü'nde güzel bir örnek vardır."¹

Âlemlere rahmet olarak gönderilen, her haliyle insanlığa örnek olan Allah Resulü (as), cahiliyenin kokuşmuş havasına  tevhit bilincini taşıyarak; cahiliyenin her şeyinden  teberri ederek anlayışlarından ahlâkına, inancından ticaretine, ailesinden toplumuna kadar ideallerini, algılarını, algılarını yeniden tanımlamış, böylece her şey özüyle barışarak gerçek anlamına kavuşmuş, varlık gayesine hizmet eder hale gelmiştir.

Sömürünün çarkında değerini kaybeden çağdaş insan, cahiliye anlayışının kuşatılmışlığıyla karşı karşıya kalan dünün müşrik aile yapısında hiçe sayılan insanlığını ve değerini, bugünün çağdaş cahiliyetinde, kendini tanıyamayacak kadar dünya sarhoşu, zevk ve doyumsuz haz tutkunu olarak yine aynı döngünün içinde değerini, varlık nedenini düşünemez duruma gelmiştir.

Saadetin asrından bize ulaşanlar, o dönemde yaşananlar ve de "en güzel örnek" olan Allah Resulü'nün (as) vahiy ve tebliğ eksenli davet mücadelesi, erdemli bir hayatın ne olduğunu, nasıl yaşanacağını yaşayarak göstermesi, örnek bir nesli ümmete numune bırakması, cahiliyenin karanlığı için bir aydınlık, İslâm ümmeti için evrensel bir örneklik teşkil etmektedir.

Allah Resulü (as) her yönüyle İslâm ümmetine örneklik teşkil ettiği gibi hanesiyle, ailesiyle, bir eş ve baba olmasıyla da bütün Müslümanlara örnek olmuştur. İyi bir hanenin, ailenin, kocanın, babanın örneği ve ölçüsü Allah Rasulü'nün (as) kendisidir, hanesidir, ailesidir. Evlerimiz ve davranışlarımız ne kadar Allah Rasulü'nün (as) evine ve davranışlarına benziyorsa; eşlerimizle, çocuklarımızla olan ilişkilerimiz ne kadar Allah Rasulü'nün (as) tavır ve davranışlarına benziyorsa O'nun örnekliği hayatımızda anlam buluyor ve çağımızı O'nunla şekillendiriyoruz diyebiliriz.

Allah Rasulü (as) de bütün insanlar gibi bir beşerdi. Herkes gibi beşerî özelliklerle donatılmıştı. Bunun yanında hususî bir takım özelliklere de sahipti. Allah (cc) tarafından vahyedilen, seçilmiş bir beşerdi. Kur'ân-ı Kerim'de: "(Ey Peygamber) De ki: Ben ancak sizin gibi bir insanım. Şu var ki bana vahiy geliyor…"² buyrularak, Hz. Peygamberin, hayatın içinde bir beşer olarak insanlara örneklik teşkil ettiği ve vahiy eksenli bir hayatın, beşer olarak nasıl yaşanacağını, vahyin hayatın her evresinde nasıl anlaşılıp nasıl pratize edileceğini bütün insanlara yaşayarak gösterdiği işaret edilmiştir.

İslâm toplumunun temelini aile oluşturur. Aile kurumunun özünü, insanın yaratılış gayesi çerçevesinde anlamlandırırsak, aile "Müslümanca bir yaşam idealine sahip, iki yüreğin istikamet ve istikrar adına bir hayatı paylaşmasıdır." Anlık arzular ya da zevkler, dünyevî çıkarlar adına yapılan evlilikler -sadece nefse, arzulara hitap edip dünyaya dönük bir özellik taşıdığı için- mutsuz huzursuz aileler, toplumlar oluşturmaktadır.

Allah Rasulü'nün evrensel İslâm ailelerine örnek olacak davranışları, sözleri ve nasihatleri incelendiğinde, ailenin inşacısı olarak iki Müslüman şahsiyetin güzel ahlâkları övülmüş, kutsal ahitlerine sadakatleri tavsiye edilmiş, birbirleri üzerlerindeki hak ve sorumlulukları tamamen inançlarıyla bağlantılı olarak tanımlanmış, huzur ve mutluluk yolu olarak gösterilmiştir.

Rasûlullah'ın azadlısı Sevban (ra) şöyle anlatıyor: "Gümüş ve altın biriktirme ile ilgili (Kehf: 46.) ayet nazil olduğu zaman halk: Öyleyse hangi malı biriktirmeliyiz? diye birbirlerine sordular. Hz. Ömer: Bunu ben sorup size haber vereyim! dedi ve hemen devesine atlayıp gitti. Ben de peşinden gittim. Hz. Ömer: Ey Allah'ın Rasûlü! Dünya hayatından neyi edinelim? diye sordu. Allah Resulü de: Her biriniz, şükreden bir kalp, zikreden bir dil, ahiret işinize yardımcı olacak mümine bir kadın edinsin! buyurdular. Mü'min, Allah'a takvadan sonra en ziyade saliha bir zevceden hayır görür."³

Allah (cc), Kur'ân-ı Kerim'de biz Müslümanlara şu duayı öğretiyor ki, aile anlayışımızın, evliliğimizin, eşimizin ve çocuklarımızın aile kurumu içinde ne anlam ifade ettiklerini bilelim:

"Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl!"⁴

Nefisler evde huzuru arayıp, helalinde mutluluğu tadarsa Müslüman ailenin varlık amacı nefisleri kuşatmış, nesillerin sağlıklı devamına hizmet etmiş olur.

"Kaynaşmanız için size, kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi O'nun varlığının delillerindendir."⁵

"Onlar (hanımlarınız) sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz."⁶

Hz. Peygamberin hanesinden günümüze akıp gelen sevgi, saygı, sabır ve sükûn örneklerine bakarak aile anlayışımız ve düzenimizi bir daha gözden geçirmeliyiz.

Hz. Peygamber (as) "Sizin en hayırlınız, eşine karşı hayırlı olanınızdır. Ben sizin içinizde, ailesine karşı en iyi davrananınızımdır." diyerek bizleri uyarmaktadır.⁷

Peygamberimiz (as) erkeklerin en iyilerinin güzel ahlâk sahibi olanlar olduğunu, onların da hanımlarına en iyi şekilde davrandıklarını belirterek⁸ saygı-sevgi ve sabır bütünlüğü ailenin temeline oturtulmuştur. Kendisine: "Hangi kadın daha hayırlıdır?" diye sorulunca da "Kocası kendisine bakınca ona neşe ve sevinç verir, emrederse itaat eder, kendi malı ve özel yaşantısı konusunda, kocasının sevmediği şeyleri yapmaz."⁹ buyurarak ailenin bütünlüğünü ve devamlılığını, çiftlerin üzerine sorumluluk olarak yüklemiştir.

Bu meallerdeki birçok hadis-i şeriflerde işaret edilen mesajlar, ailenin devamlılığı, nesillerin sağlıklı yetişmesi, nefsi arzu ve isteklerin helal yoldan tatmini iken; aynı zamanda İslâm toplumunun ahlâklı, inançlı, şahsiyetli ferler kazanması, fuhşiyatın ve sapkınlığın önüne geçilmesi ve Allah'a dönük bir yaşamın ailenin merkezine alınması da temel hedef olmuştur.

Eşler ailede birbirlerinin değerini bilip birbirlerine değer katan saygın kişilikler olmalıdırlar. Çünkü aile temel değerler üzerine inşa edilmiştir. Allah ve Rasulü'ne itaat, sevgi, saygı, sabır, sebat ailenin merkezinde yer alan temel değerlerdendir. Efendimiz (as) hanımları ile yakından ilgilenir ve onlara kıymet verirdi. Hanımlarının faziletlerini söyleyerek onların değerlerini dillendirirdi. Davet edildiği bir yemeğe; "Hanım da olursa" diye şart koşmuştu.¹⁰

Allah Rasulü (as) aileyi sadece evin içindekilerden ibaret görmeyip ailenin kuşatıcılığını hayata aktararak önemli mesajlar vermiş, uygulamalarda bulunmuştur. Çekirdek ailenin model olarak gösterildiği günümüzde, Müslümanların, Allah Rasulü'nün hane halkının mahiyetini yeniden anlamaya, değerlendirmeye tabi tutması gerekmektedir. Efendimiz ailenin değerini, kıymetini evin içindekilerden ibaret görmez onu evin dışına da taşırdı. Sevdiğinin, kıymet verdiğinin sevdiklerine de kıymet verir, sevdiğinin sevgisiyle onlara yönelirdi. Eşlerinin yakınlarına da itibar eder, zaman zaman onlara hediyeler takdim ederdi. Eve uğrayan yaşlı bir hanıma Efendimizin gösterdiği ilginin sebebini merak eden Hz. Aişe (ra) validemiz, onun Hz. Hatice'nin (ra) arkadaşı olduğunu öğrenmişti. Hatta Rasûl-i Ekrem Efendimiz (as) her koyun kesişinde Hz. Hatice'nin arkadaşlarına da bir pay gönderirdi.¹¹ Rasûlullah (as), dadısı Ümmü Eymen'i (ra) de yakın aileden saymış ve kendisine annesi gibi ilgi göstererek ona: "Anneciğim!" diye hitap etmiştir.¹² 

Eşler evde birbirine yük değil de hayatı kolaylaştırma yolunda birbirlerine destekçi olmalıdırlar. İşlerin mahiyetinden mekânın konumuna, geçmişin getirdiklerinden zamanın götürdüklerine de bakılarak hayat, İslâmî idealler ve gayeler eşliğinde birlikte paylaşılmalıdır. Efendimiz (as) ev içinde şahsî işlerini yine kendisi yapardı. Ayakkabılarını tamir eder, elbise yamar, elbiselerini temizler, koyun sağar, çocuk bakımına iştirak ederdi.¹³

Bazı konularda hanımlarıyla istişare ederek onların görüşlerini alır, onlara verdiği değeri hissettirirdi. Hudeybiye'de sulh yapılıp o yıl umre yapmama kararı çıkınca ashabın memnuniyetsizliği görülmüştü. Ümmü Seleme Validemizle (ra) istişare eden Peygamber Efendimiz (as),  onun: "Ya Rasûlallah, sen kalk, kurbanını kes, onlar sana uyacaklar ve kurbanlarını kesecekler." sözünü dinler. Gerçekten de ashab, Peygamberimizi takip eder.¹⁴

Rasûlullah'ın ocağı bir mektepti. Bu mektebin devamlı öğrencileri ise müminlerin anneleriydi. Onlar bir eş olmanın yanında özellikle kadınların İslâm'ı öğrenme ve nasıl yaşayacaklarını öğretme noktasında çok büyük görevler yüklenmişlerdi. Onlar canlı örnekler olarak ümmetin kadınlarına model olmuşlardı.

Çocuklar ailede güven içinde, mutluluğu ve huzuru tadarak büyür, ilk terbiyesini, ilk eğitimini bu güven ortamında ailesinden alırdı. Hz. Peygamber, erkek çocuklarına nasıl değer veriyorsa kız çocuklarına da aynı değeri veriyordu.

"Bir adam Peygamber'in yanında oturuyordu. Bir ara bir erkek çocuğu geldi. Adam çocuğu öpüp dizleri üzerine oturttu. Biraz sonra adamın bir de kız çocuğu geldi. Adam onu da yanına oturttu. Bunun üzerine Efendimiz: Niçin ikisini bir tutmadın? diyerek adamı kınadı."¹⁵

Hz. Peygamber (as), evde torunlarını sırtına alıp eğlenir onları hiçbir zaman azarlamazdı. O, camide namaz kıldırırken bile çocukları omzuna ve sırtına alırdı. Ebû Katade'den (ra) naklen:

"Rasûlullah Ebû'l As b. Rebi ve torunu Umâme (Zeynep'in kızı) kucağında olduğu halde namaz kılardı. Ayağa kalktığı vakit onları kucağına alır, secdeye varınca da bırakırdı."¹⁶

Enes'ten (ra) rivayetle: "Rasûlullah'a dokuz sene hizmet ettim. Bana hiçbir zaman; Niye şöyle şöyle yaptın! dediğini bilmiyorum. Beni hiçbir zaman azarlamış değildir."¹⁷

Ebû Hureyre'den (ra) rivayetle: "Akra b. Habis, Rasûlullah'ın Hasan'ı öptüğünü görünce: Benim on çocuğum var, onlardan hiçbirini öpmedim? demiş. Rasûlullah da: Merhamet etmeyene merhamet olunmaz! buyurmuştur."¹⁸

Allah Rasûlü'nün Hane-i Saadetlerine baktığımızda; bir canlılık, dirilik görmekteyiz. Evleri bazen mescit, bazen medrese, bazen güzel sohbetlerin olduğu tatlı bir mekândır. Huzurun ve mutluluğun mekânı, genişliğiyle Müslümanlara örneklik teşkil eden bir ümmet evidir. İslâm toplumunun varlığı İslâmî ailelerin varlığına bağlıdır. Şirkin, zulmün, hazzın kol gezdiği zamanlarda tevhidi eğitimin medresesi olan evlerimiz,

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1. Ahzab Suresi: 33/21.

2. Kehf Suresi: 18/110.

3. Kütüb-ü Sitte, XVII, 189 – 190.

4. Furkan Suresi: 25/74.

5. Rum Suresi: 30/21.

6. Bakara Suresi: 2/187.

7. Tirmizi, Sünen, V, 709.

8. Ebu Davud, Sünnet, 14; İbn Mace, Nikah, 50.

9. Ahmed b. Hanbel, II, 251, 432, 438.

10. Müslim, Eşribe, 139.

11. Tirmizî, Birr, 70, 2018.

12. İbn Sa'd, VIII, 225.

13. Buhârî, Ezan, 44.

14. Vâkıdi, el-Megâzî, II, 613.

15. Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, III, 46.

16. Müslim, Mesacid, 9.

17. Müslim, Fedail, 13.

18. Müslim, Fedail, 15; Buharî, Edeb, 18.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]