Kalb bozukluğunun altı sebebi
Evliyanın büyüklerinden Hasen-i Basrî hazretleri buyurdu ki:
“Kalbin bozulması altı şeyden dolayıdır:
1- Allahü teâlânın rahmetini umarak, tövbeyi terk etmek.
2- İlmi ile amel etmemek.
3- Amelinde ihlâs sahibi olmamak.
4-Allahü teâlânın ihsân buyurduğu rızkı yiyip, şükür etmemek.
5- Allahü teâlânın taksimine râzı olmamak.
6- Vefât edenleri kabirlerine defnedip, onlardan ibret almamak. Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki: (Kabir, âhiret konaklarının ilkidir. Ondan kurtulana, ondan sonrası daha hafif ve kolay, ondan kurtulamayana, ondan sonrası daha zor ve çetindir.)”
Yine buyurdu ki: “Kim dünyâyı ister ve onu âhirete tercih ederse, Allahü teâlâ onu altı şeyle cezalandırır. Bunların üçü dünyâya, üçü âhirete âittir.
Dünyâya âit olan üç ceza şunlardır:
1- Sonu gelmeyen emel sahibi olmak.
2- Kanâat sahibi olmamak.
3- İbâdetin tat ve lezzetini duymamak.
Âhıretteki üç ceza ise şunlardır:
1- Kıyâmet gününün korkuları.
2- Şiddetli hesap.
3- Uzun süren üzüntü.
Hazreti Ömer bin Hattâb buyurdu ki:
“Boş sözü terk edene hikmet, boşuna ve fuzûli bakışı terk edene kalbin huşû’u verilir. Fazla yemeği terk edene, ibâdetin tadı; boş yere gülmeyi terk edene, heybet; mizahı terk edene güzel heybet; dünyâ sevgisini terk edene, âhiret sevgisi; başkasının ayıpları ile uğraşmayı terk edene, kendi nefsinin ayıplarını ıslâh etmek ihsân edilir.”
Hazreti Osman bin Affân buyurdu ki: “Âriflerin alâmetlerinden bazıları şunlardır:
Ârifin kalbinde korku ve ümid beraberdir. Dili dâima Allahü teâlâyı hamd ve sena ile meşgûldür. Gözleri hayâ ve ağlama ile doludur. İrâdesi, kendi isteklerini terk edip, Allahü teâlânın rızâsını gözetmekle meşgûldür.”