Kalpteki Özellikler
Kalp üzerinde iyice düşündüğümde, diğer organlarda bulunmayan beş özelliğin onda bulunduğunu gördüm:
Birinci Özellik
Düşman kalbi ele geçirmeye çalışıyor, her tülü gailelerle sürekli ona karşı hamle yapmakta. Şeytan da insanın kalbi üzerine oturmuş gaflet anını bekliyor. Kalp ilham ve vesveselerin mekanı; melek ve şeytan gibi iki davetçi tarafından sürekli kapısı çalınmakta!
İkinci Özellik
Kalbin meşguliyeti oldukça fazladır. Akıl ve heva-i nefis oradadır. Orası iki rakip ordunun savaş alanıdır; bir tarafta heva ve askerleri, diğer tarafta ise akıl ve askerleri bulunuyor. Bu sebeple kalp, sürekli bir muharebe meydanı, ölüm kalım mücadelesinin mekanı ve rakiplerin çekişme alanıdır. Böylesine mühim bir noktanın dikkatlice korunup gözetilmesi, güvenliği konusunda gaflete düşülmemesi gerekir.
Üçüncü Özellik
Kalbin karşı karşıya kaldığı tehlikeler oldukça fazladır. Bir ok gibi öldürücü fikirler gece gündüz oraya yağmur gibi yağmaya devam eder. İnsan bunlara engel olamaz. Kalp iki göz kapağı arasında bulunan göze benzemez. Göz kapaklarını kapatmakla veya boş bir mekanda olmakla ya da gözlerin bir şey görmediği karanlık bir gecede gözler bütün tehlikelerden selamettedir. İki dudakla dişler arasında bulunan dile de benzemez. Dili hapsedip susturmaya gücün yeter. Ama kalbe devamlı tehlikeli fikirler üşüşür. Bir an bile onlara ne engel olmak ne de onlardan korunmak mümkündür. Bunun yanında nefis de hemen o kötü fikirlere uymak ister. Hasılı bu tehlikelerden kurtulmak çok zorlu bir iş olup insanı dermansız bırakır ve büyük mihnetlere sokar.
Dördüncü Özellik
Kalpte bulunan manevi hastalıkların tedavisi güçtür. Bu hastalıklar senin için gayptır; elle tutulup gözle görülmez. Ancak seni tehlikeye maruz bıraktığında onları hissedebilir, farkına varabilirsin. Bundan dolayı büyük bir gayretle, ince bir dikkat ve riyazetle mükemmel bir şekilde bu hastalıkları tam olarak araştırıp tesbit etmek gerekir.
Beşinci Özellik
Kalp çok süratli olarak halden hale geçtiği için afetler de ona çok çabuk gelir. Kalp için, kaynamakta olan bir tencerenin kapağından daha hareketli derler. Şair şöyle der:
Kalp, çok değiştiği için bu ismi almıştır
Fikirler insanı halden hale sokar.
Allah korusun kalbin sürçmesi, doğruluktan sapması çok büyük bir felaket, böyle bir tehlikeye düşmek katlanılmaz bir zorluk ve afettir. Bunun başlangıç seviyesi kalp katılığı/kasvet ve Allah’tan başkasına meyil, sonu ise Allah korusun küfürdür.
Cenab-ı Hakk’ın iblisle ilgili şu kavlini duymadın mı:
“O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu.” Onun kalbinde kibir vardı, kibir onu Allah’tan yüz çevirmeye ve açık bir küfre sevk etti. Cenab-ı Hak yine şöyle buyurur:
“Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü.”
Zaten onun kalbinde hevasına meyletme ve uyma isteği vardı. Bu da onu o çirkin günahı işlemeye itti. Şu ayete de kulak ver:
“Yine O’na iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onların kalplerini ve gözlerini ters çeviririz. Ve onları şaşkın olarak azgınlıkları içerisinde bırakırız.”
Ey saadet yolcusu, bütün bu manalar sebebiyle Allah’ın has kulları kalpleri için çok korkarlardı. Onun için ağlar, kalplerinin sapmaması için büyük gayret gösterirlerdi. Allah Teala bu kimseleri şöylece vasf eder:
“Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.”
Allah Teala bizleri de sizleri de ibret alanlardan, tehlikelere dikkat edip korunanlardan, kalplerini güzel bir şekilde ıslah etmeyi başaranlardan eylesin. O, merhametlilerin en merhametlisidir.