* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Ne az Şükrediyorsunuz  (Okunma sayısı 400 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2334
Ne az Şükrediyorsunuz
« : Ekim 25, 2024, 08:07:42 ÖÖ »


Ne az Şükrediyorsunuz

Şükretmek, verdiği her nimet ve güzellik için, hem sözle hem de içten Allah'a minnet ve teşekkürün ifadesidir. Sahip olunan bu nimetleri Kuran'da haber verildiği şekliyle kullanmaktır. Bu güzellikleri veren Rabb’ine şükretmeyen kişi ise nankörlük içindedir. Dünya hayatındaki tüm nimetler, insanın şükür mü yoksa nankörlük mü edeceğini ortaya çıkarmak için yaratılır.

“Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.” (İnsan Suresi, 2-3)

İnsan vicdanını kullanırsa, her yandan Allah'ın nimetleriyle kuşatılmış olduğunu görür. Hiçbirine kendisi güç yetiremez; yalnızca Rabb’inin dilemesiyle bu nimetlere kavuşabilir. İnsanın kendisine ait olduğunu düşündüğü bedeni, zekası, sağlığı ve gücü de gerçekte bu nimetlerin bir kısmıdır.

“Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nahl Suresi, 18)

Şükür kalpten ve sözle olmasının yanı sıra fiilen de yapılmalıdır. Bu da, nimeti Allah yolunda, Allah'ın en çok hoşnut olacağı yönde değerlendirerek yapılır. İnsan kendisine verilen mal, mülk, kariyer, saygınlık, zeka, sağlık gibi nimetleri Allah'ın buyruğuna uygun olarak kullanmazsa hakkıyla şükretmemiş olur.

“Öyleyse Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O'na kulluk ediyorsanız Allah'ın nimetine şükredin.” (Nahl Suresi, 114)

Şükredebilmek bir nimettir ve Hz.Süleyman’ın Kur’an’da söz edilen "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat. " (Neml Suresi, 19) duasındaki gibi, ancak Allah'ın lütfu ve dilemesiyle yapılabilir. Mümin şükrederek, sahip olduğu her şeyi kendisine Allah'ın verdiğinin bilincinde, şirkten uzaklaşır.

Nankörlük, insanları Allah’ın yolundan saptırma çabasındaki şeytanın tuzaklarından biridir. Kur’an’da, "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Araf Suresi, 17) ayetiyle dikkat çekildiği gibi, şeytan insanların şükretmelerine engel olmak için uğraş verir. Tarih boyunca iman etmeyen ya da zayıf imanlı olan kişiler, şeytanın bu tuzağına düşerek nankörlük içinde yaşamışlardır.

“... Şüphesiz Allah, insanlara karşı büyük ihsan (Fazl) sahibidir, ancak onların çoğu şükretmezler.” (Yunus Suresi, 60)

“Rabbiniz şöyle buyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, Benim azabım pek şiddetlidir.” (İbrahim Suresi,7) ayetindeki ifade şükür ibadetinin önemini ortaya koyar. Namazı nasıl sahipleniyorsa inanan insan, şükrü de öyle sahiplenmelidir; eşit olarak, ayırt etmeden…

Yoksulluk, hastalık gibi durumlara karşı isyankâr ve şikayetçi davranmak, Kur’an ahlâkına uygun değildir. İnsan, Allah'ın kendisi için yarattığı kaderin hayır ve hikmet içerdiğini unutmamalı, her durumda O’ndan hoşnut olmalıdır. Yaşanan olay karşısında şikayetçi olmak, üzülmek ya da sinirlenmek, Allah'ın dilediği bir güzelliğe karşı çirkin bir davranış olur. Bu durum, Allah'a karşı büyük nankörlüktür. Çünkü Allah her olayı insanı imtihan etmek amacıyla yaratır ve kulunun sonsuz kurtuluşuna vesile kılar.

“De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler."” (Tevbe Suresi, 51)

Olumsuz gibi görünen her olay, Allah’ın yarattığı kaçırılmaması gereken birer ecir fırsatıdır. Her konuda şükrümüzü yalnızca Allah’a yöneltelim. İçtiğimiz su için bile şükür içinde olalım. Allah, yaşam kaynağımız olan suyu, tadı ve içimi hoş, kokusuz, herkesin damak tadına uygun yaratmıştır. Her insan suyu severek içer; “suyu sevmem” diyen insana rastlayamayız. Sunulan nimetlere her an şükredelim. Çünkü Kuran’ı her açtığımızda, Allah’ın “ne az şükrediyorsunuz?” ifadesiyle karşılaşırız.

De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?" (Mülk Suresi, 23)

Andolsun, sizi yeryüzünde yerleşik kıldık ve orda size geçimlikler yarattık. Ne az şükrediyorsunuz? (Araf Suresi, 10)

Allah Bağışlayandır, Esirgeyendir

İnsan, gaflet sonucunda unutarak veya yanılarak hata yapmaya yatkın bir varlıktır. Zira Allah, “Allah, sizi güçsüz olarak yaratan sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir.” (Rum Suresi, 54) ayeti ile insanın bu durumunu haber vermiştir.

İnsan farkında olmadan ya da nefsinin ve şeytanın telkinlerine uyduğundan dolayı pek çok hata yapabilir. İnsan, Allahın kendisi için yarattığı hayat süresince hata yapabileceği konularla sınanır. Kuran ahlakını öğrendikçe de olgunlaşıp, içinde bulunduğu hatalardan kurtularak, Rabbimiz’in razı olacağı üstün ahlaka ulaşır. Affı bol Rabbimiz, cehalet sebebiyle hata yapıp, fark ettiğinde hemen tevbe ederek tavırlarını düzelten kişilerin hatalarını bağışlayacağını bir Kuran ayetinde şu şekilde bildirmiştir:

"Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır. " (Nisa Suresi, 17)

Kuran ahlakı ile ahlaklanan müminler, hata yaptıklarında Allah’ın kendilerini affetmesini nasıl istiyorlarsa, kendileri de aynı güzel tavrı sergileyerek diğer müminlere karşı son derece hoşgörülü ve affedici olmalıdırlar.

… affetsinler ve hoşgörsünler. Allah'ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nur Suresi, 22)

Kuran’da "Kim sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu, azme değer işlerdendir." (Şura Suresi, 43) ayeti ile bağışlamanın üstün bir ahlak özelliği olduğu bildirilmiştir. Dolayısıyla Kuran’ı kendilerine rehber edinen müminler de affedici ve merhametli olmak konusunda kararlı olmadırlar. Bir ayette bildirildiği gibi onlar, "öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir."(Al-i İmran Suresi, 134)

Dünya hayatında imtihan olduklarını ve bütün olayların Rabbimizin kontrolünde ve bir kader üzerine geliştiğini bilen müminler, ne kendi yaptıkları hatalardan dolayı sıkıntıya girerler, ne de diğer müminleri hatalarından dolayı yargılarlar. Affetmek konusunda samimidirler ve defalarca aynı hatayı yapsa da hiçbir koşulda karşısındakine karşı kişisel bir kızgınlık içine girmezler. Hatanın büyük ya da küçük olması veya kendilerinin haklı olması da onlar için önemli değildir. Hatayı yaptıranın Allah olduğunu ve yapılan her hatada öğrenmeleri gereken bir ders olduğunu bilirler. Bu nedenle kendi kendilerine ve çevrelerine zulmetmezler. İnsanın hata yaparak öğrenen aciz bir varlık olduğunu bilen müminlerin bu özellikleri bir Kuran ayetinde şu şekilde bildirilmiştir.

“(Bunlar,) Büyük günahlardan ve çirkin -utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar(dır.)” (Şura Suresi, 37)

Kuran ahlakından uzak yaşayan insanlar ise her şeyin bir kader üzere gerçekleştiğinden habersiz oldukları için yapılan her hatada öfkeye kapılarak tahammülsüz tavırlar sergilerler. Oysa aynı insanlar bir hata yaptıklarında etraflarındaki insanların bu hatalarını affetmesini ve hoş görmesini isterler. Allah’ın kendilerini affetmesini isteyen her insan, Kuran ahlakına uygun yaşayarak, karşısındakini rencide etmek yerine kusurlarını örtüp, kendisinin de aynı hataları yaptığını düşünerek ona göre davranmalı ve tek amacının Allah’ın rızası olmasına dikkat etmelidir. Tüm insanların bu şekilde yaşar hale gelmeleri yeryüzünde barış, huzur ve refahın tesis edilmesinde büyük önem taşır.

... Yine de affeder, hoş görür (kusurlarını yüzlerine vurmaz) ve bağışlarsanız, artık elbette Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Teğabün Suresi, 14)

Kuran’ı rehber edinen sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in hoşgörüsü, müminlere olan düşkünlüğü, merhameti, kendisini izleyen Müslümanlar için güzel bir örnek olmuştur. Onun bu tavrı, pek çok insanın kalbinin İslam’a ısınmasına vesile olmuştur.

Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128)

Peygamberimiz (sav)’in güzel ahlakı tavsiye ettiği hadis-i şeriflerinden biri şöyledir:

"Rabbim bana dokuz şey emretti: Gizli halde de aleni halde de Allah'tan korkmamı, öfke ve rıza halinde de adaletli söz söylememi, fakirlikte de zenginlikte de iktisat yapmamı, benden kopana da sıla-ı rahim (dostluk) yapmamı, beni mahrum edene de vermemi, bana zulmedeni affetmemi, susma halimin tefekkür olmasını, konuşma halimin zikir olmasını, bakışımın ibret olmasını, marufu (doğru ve güzel olanı) emretmemi."( Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317)

Kuran-ı Kerim’i ve Peygamber Efendimiz (sav)’in sünnetlerini kendilerine rehber edinen müminler, Allah’ın sonsuz rahmetine ve cennetine kavuşabilmek için hoşgörülü ve bağışlayıcı olmaya ve Kuran'ın tüm hükümlerini titizlikle yerine getirmeye çabalarlar.

Yeryüzünde barışın, huzurun ve refahın kaynağı olan bağışlayıcılık, merhamet ve hoşgörü müminlerin ahlakının en önemli parçalarından biridir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]