* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Neyi Niçin Düşünelim  (Okunma sayısı 1374 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Neyi Niçin Düşünelim
« : Ekim 13, 2024, 07:50:47 ÖÖ »


Neyi Niçin Düşünelim

“Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.”

“Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.”

“Hala akıl erdiremiyor musunuz?”

“İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır.”

“Şüphesiz bunda akıl sahipleri için (Allah’ın kudretine) işaretler vardır.”

Kur’an-ı Kerim'de birçok ayetin sonunda bu ve buna benzeyen ifadelerin bulunması tesadüf olmadığına göre "düşünme, hikmet, feraset" gibi kavramların hayatımızda daha çok yer alması gerektiği emredilmişken, ne kadar az düşündüğümüzü, tefekküre ne kadar az zaman ayırdığımızı fark ettiniz mi?

Yaşamı boyunca insanlar dünya ve ahiretleri için hiçbir işe yaramayacak gereksiz pek çok şey için zaman harcarken; düşünmek, herhangi bir konu hakkında tefekkür etmek noktasında genellikle zayıf kalmakta, daha da garibi düşünen insanlar toplum tarafından kınanmaktadır.

Niçin daha fazla zaman diyorum, çünkü haz ve hız çağında yaşadığımız iddia ediliyor. İnsanlar neyi kovaladıklarını bilmeden bir koşuşturmanın içinde ömürlerini tüketiyor. Dünya yaşamı için olmazsa olmaz kabul edilen "okula git, sınavlar kazan, iş bul, evlen, araba al, ev al vb." gibi uydurma hedeflere ulaşmak adına küçük yaşlarda başlayan ve ölene kadar sürecek bir koşuşturma... Bu hız içinde yavaşlamak, hatta durup düşünmek için bize vakit tanınmıyor.

Kabul etmek gerekir ki yaşadığımız çağda pek çok şeye çok hızlı ulaşabiliyoruz, gideceğimiz yere eskiye nazaran çok daha hızlı gidiyor, dünyanın öbür ucu ile haberleşebiliyor, oturduğumuz yerden farklı kültürleri ve farklı coğrafyaları tanıyabiliyor, işlerimizi kurumlara gitmeden veya saatlerce beklemeden birkaç tık ile çözebiliyor, çarşı pazar gezmeden alışveriş yapabiliyoruz.

Bütün bu hızlı işlemlerin sonunda insanlara ciddi bir zaman kalması gerekiyorken, nasıl oluyorsa birçok insana yirmi dört saat bile yetmiyor. Bu garip çelişkinin cevabı sanırım "tabiat boşluk kabul etmez" ilkesinde saklı. İnsanlara kalan bu vakti dolduran genellikle sosyal medya ve malayani oluyor.

İnsan, yaşantısında Hakk’ı hakim kılmazsa batıl boşlukları en güzel şekilde doldurur, durumu var ortada.

Günümüz Müslümanlarının büyük bir çoğunluğunun şirk ve masiyet pisliğinde kirlenmiş olmasının, basiretlerinin körelmiş, ferâsetlerinin kararmış olmasının, dolayısıyla dosta düşman, düşmana dost, hakka ve hayra mâni, batıl ve şerre yardımcı ve daha acısı işledikleri bu masiyetlerinden habersiz bulunmasının yegane sebebi batılla olan meşguliyetleridir.

Batıl olarak tanımlanan günümüzde Batılıların bütün dünya insanlarına dayattığı popüler ve seküler kültür, reklamı fazlaca yapılan ve günümüzün geçer akçesi gibi gösterilen bu dayatmayı, Müslüman yaşamından uzaklaştırmalı, hakkı ve Müslümanca yaşam tarzını hayatının merkezine almalıdır. Bunun için de Kur’an ve sünnet bilincine sahip olmayı sağlayacak okumalara ihtiyaç vardır. Ayrıca okuduklarımız üzerine uzun ve ayrıntılı düşünmek de gerekmektedir.

"Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler(den bazısı) onu, hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar, ona iman ederler." (Bakara, 121) ayetinde geçen “hakkını gözeterek okurlar” ifadesine dikkatinizi çekmek isterim.

Hakkını gözeterek okumak; üzerine düşünmek, ayetin nazil olduğu tarihi gerçekliğin ötesine geçerek ayetin muhatabı olduğunun bilinci ile “bu ayet bize ne diyor” diyebilmektir. “Benim yaşamımla bu ayet arasında nasıl bir ilgi var ve ben bu ayeti hayatıma nasıl uygularım” sorularına cevap aramaktır.

Günümüz insanının Kur’an’la olan ilişkisinde dikkati çeken durum şu şekildedir: Kur'an'ın maddî varlığı yüceltilmiş; diğer taraftan faiz, miras, namaz, zekat, ana baba hakkı gibi pek çok konuda Kur'an’ın sınırları yok sayılmaktan geri durulmamıştır. Dolayısıyla o, anlaşılan, üzerinde akıl yürütülen bir kitap olmaktan gittikçe uzaklaşmıştır.

Akletmez misiniz, düşünmez misiniz sorularını defalarca soran ilahî kelamın, anlaşılmasına gereken önemin verilmemesi bugünün Müslümanlığının en önemli problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ashab için Kur'an'ın maddî varlığı ne araştırma objesi ne sanat vesilesi ne de kutsama nesnesiydi. Onların bütün meselesi anlamak ve yaşamak; işitmek ve itaat etmekti.

Kur’an’a yabancılaşmamak için onu hayatımıza taşımamız gerekir. Bunun için de hayatın içinde ayetlerle ilişki kurabilecek bir vahiy kültürüne ihtiyacımız vardır.

Sıkıntılara maruz kaldığımız bir durumda: “And olsun ki biz sizi biraz korku ve açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!”  Bakara, 155 ayetiyle sabretmek…

Hak ve adalet sorumluluğu gerektiren bir durumda: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun. Adaletle şahitlik eden kimseler olun.” Maide, 8  ayeti gereğince şahitlik etmek…

Anne ve baba yaşlandığında kardeşlerden kim onlara sahip çıkacak sorusuyla karşılaşıldığında: "Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa kendilerine ‘öf!’ bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle."  İsra, 23  ayetinin muhatabı olarak “ben” diyebilmek…

Kin ve husumet duygularının depreştiği durumlarda: “Ey rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı kötü bir düşünce ve duyguya yer verme.”  Haşr, 10 ayetlerini tekrar edebilmek…

Nefsimizin yılgınlığı yüzünden namazı kılmakta gevşeklik gösterdiğimizde, zekat vakti geldiğinde paraya kıyamadığımız zaman: "Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin."  Bakara, 43 ayetini hatırlayabilmek…

Bulunduğumuz ortamda gıybet edildiği vakit: “Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinen herkesin vay haline!”  Hümeze, 1 ayetlerini insanlara ve kendimize söylemek…

Kur'an'a gereken değeri vermek, onun hükümlerini düşünüp, yaşama uygulamaktır.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]