* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kıvamında Bir Kulluk İstikamet  (Okunma sayısı 374 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7286
Kıvamında Bir Kulluk İstikamet
« : Kasım 08, 2023, 07:50:25 ÖÖ »


Kıvamında Bir Kulluk İstikamet

Sözlükte “kvm” kökünden türemiş olan istikamet; “doğruluk, dürüstlük, adalet, itidal, itaat, sadakat ve dürüstçe yaşama” anlamlarına gelir. İstikamet kavramı, dimdik ayakta durarak şekil düzgünlüğü ile değer kazanma, sağlam bir toplumsal yapı oluşturma, kıvamında bir kullukla kıyamete hazırlanma manalarını da içermektedir.

Kavram olarak “dosdoğru yol üzerinde sapmadan ilerleme; doğruluk, aşırılıklardan uzaklık, sebat ve kararlılık” demektir. “Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol!” (Ahmed, Müsned, III, 413; IV, 385; Müslim, İman 62.) hadisini açıklarken Aynî; istikameti, “Allah’ın kitabına ve Peygamber’in sünnetine sarılıp bunlardan kopmadan yaşama” şeklinde açıklamıştır. Bu konuda, sufilerden Ebu Ali el-Cuzcani şöyle der: “Keramet derdine düşme, istikamet sahibi olmaya çalış; çünkü nefsin seni keramet talebine zorlarken Rabbin senden istikamet beklemektedir.” (Kuşeyri, II, 440-441; S. Uludağ-M. Çağrıcı, İstikamet, DİA, XXIII, 348-349.)

Tanımlardan da anlaşılacağı üzere istikamet sahibi olmak için Kitap ve sünnete sarılmak, bu yolda kararlılıkla sebat etmek gerekmektedir. Bunun için de nefis ve hevanın arzularına uymamak lazımdır. İstikamet sahibi olan kişi aşırılıklardan uzak mutedil, söz ve davranışlarında ölçülü/dengeli olan kimsedir. İstikamet sahibi olan kişi, Rabbine, Resul’üne ve insanlara karşı sadakatli ve dürüst olan kimsedir. İstikamet sahibi olmak; dinç, diri, dinamik olmayı beraberinde getirir. İstikamet, her bakımdan kişinin kıvamında olması, değerleri ayağa kaldırarak kendisinin kıyamda olmasını gerektirir. Kıvamında bir iman, kıvamında bir kulluk, kıvamında infak, kıvamında zühd ve takva sahibi olmak gibi. İstikamette ruh-beden, mana-madde bütünlüğü ve düzgünlüğü vardır.

Dosdoğru olmakla emrolunduk

Yüce Allah, önce Peygamber’ine istikamet üzere olmasını emretmiştir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) asıl görevi de insanları istikamet çizgisinde tutmaktır. Bu konuda pek çok ayet vardır: “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.” (Hud, 11/112.) “Bundan dolayı artık sen birliğe çağır ve emrolunduğun gibi doğru ol; onların heveslerine uyma ve şöyle söyle: ‘Allah’ın indirdiği kitaba inandım; aranızda adaletle hükmetmek ile emrolundum; Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir; bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz kendinizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar; dönüş O’nadır.’” (Şura, 42/15.)

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” ayeti, Peygamberimizi ihtiyarlattığı söylenen ayettir. Bu konuda Peygamberimiz, “Beni Hûd suresi ve kardeşleri (Vakıa, Hakka, Mürselat, Nebe, Tekvir, Gaşiye) ihtiyarlattı.” (İbn Kesir, Hâzin tefsirleri, Hud, 11/112.) buyururken bunu açıkça ifade ediyordu. Evet, o, Kur’an’ın ilk muhatabıydı. O, Kur’an ayetlerini öncelikle kendine okuyor ve onların gereklerini yerine getiriyordu. Bunun için o, okuduğu ayetlerin mesajını çok iyi anlıyor ve onları yerine getirme konusunda sorumluluğunun bilinci içerisinde davranıyordu. O, insanlığın gidişatını görüyor ve onu kendine dert ediyordu. Bunun için de gece gündüz, durup dinlenmeden çalışıyordu. Yanlış yolda durmaya devam eden insanların başına, geçmiş ümmetlerin başına gelen helaklerin gelmesinden ve insanların hesap günü cehenneme sevk edilmelerinden endişe duyuyordu.

Adı geçen bu surelerde gerçekleri yalanlayan, Allah’a ve elçilerine başkaldıran geçmiş kavimlerin nasıl helak edildiğini, kıyametin dehşetli anlarını tasvir eden, diriliş ve hesap günü ile cennet ve cehennemi tasvir eden ayetler yer almaktaydı. Nitekim İbn Abbas, Peygamberimize, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” ayetinden daha ağır bir ayet inmediğini, bu yüzden Peygamberimizin, “Beni Hud suresi ihtiyarlattı.” dediğini bildirir. (Sa’lebî, Bağavi, Zemahşerî, Râzi, Kurtubi, Hâzin, Beydavi Tefsirleri; Hud, 11/112.)

İstikamet üzere olmak/dosdoğru olmak, Kur’an üzere olmak, Kur’an’a göre yaşamaktır. Kur’an yolundan ayrılıp Yüce Allah’a başkaldırmak ise tuğyandır. (Taberi Tefsiri; Hud, 11/112.) Yine istikamet, tevhid üzere olmaktır. Nitekim ayette, “Rabbimiz Allah’tır deyip sonra da doğrulukta devam edenler…” (Fussilet, 41/30.) ifadesi yer almıştır. Peygamberimiz de “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol.” buyurmuştur. Çünkü “Rabbim Allah’tır.” diyen kişi, O’nun emirlerine uyup yasaklarından kaçınarak istikamet sahibi olacaktır. (Maverdî Tefsiri; Hud, 11/112.) İstikamet, taat üzere olmak ve Allah’a itaatin hakkını vermektir. İstikamet üzere olmanın sınırını Yüce Allah çizmiştir. Onun için şuna göre, buna göre değil, Rabbin çizdiği sınırlara göre, O’nun emir ve ölçülerine göre istikamet üzere olunur.

İstikamet kelimesinde, bir şeyi talep etmek manası vardır. Buna göre kişi, dosdoğru olmayı, istikamet üzere kalmayı Rabbinden isteyecek, “Rabbim, bizden istediğin gibi dosdoğru olmayı bana nasip et!” diye niyaz edecek ve bu duasını gerçekleştirmek için gayret edecektir. Nitekim biz, Fatiha’da, “Rabbimiz, bizi dosdoğru yola ilet!” diye yalvarıyoruz. Fatiha suresini okuyanlar olarak doğru yolda olsak da o yolda devamlı kalabilmek ve Müslümanlık kalitemizi artırabilmek için bu duayı ediyoruz. Aslında bu, Müslümanın büyük hedeflere aday olduğunun da bir göstergesidir. Tabii ki büyük hedeflere ulaşabilmek için talep ve dua etmenin yanında o hedefleri tutturabilmek için gayret göstermek de önemlidir.

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” emri, yalnızca Peygamberimize değildir. Emir, ona ve onunla beraber olanlaradır. Aslında ayet, onunla beraber olmanın da yolunu bize öğretmektedir. Dünya ve ahirette Peygamberimizle beraber olabilmek için onun gibi dosdoğru olmak gerekmektedir.

Öte yandan dosdoğru olabilmek için müminler topluluğu olarak birlikte hareket etmek de son derece önemli ve gereklidir. Zira dosdoğru olmak, her zaman ve her şartta tek başına gerçekleştirilebilecek bir eylem olmayabilir. Onun için müminler iyiliği hayata hâkim kılma konusunda birbirlerine yardımcı olmalıdırlar. Zaten İslam kardeşliği, dini yaşamada kardeşinin yanında olmak değil midir? Bunun için İslam toplumunun temel taşlarından biri olan iyiliği emretme, kötülükten alıkoyma; toplumun her ferdini istikamet çizgisinde tutma eylemidir.

Ayette dosdoğru olma emrinin karşısında, “Aşırı gitmeyin.” emri yer almıştır. Demek ki dosdoğru olunmazsa tuğyan ve aşırılıklar kendini gösterecektir. Doğruların yanında yer alınmazsa azgınların safında yer alınmış olacaktır. İstikamet üzere olunmazsa ölçüsüzlük ve dengesizlikler söz konusu olacaktır. Nitekim konumuzla ilgili ikinci ayetimizde de “Dosdoğru ol.” emrinden hemen sonra “Onların heveslerine uyma.” kaydı gelmiştir. Çünkü dosdoğru olma, hakka ve hakikate uymadır; aksi ise azgınların heva ve heveslerine uymadır. Biri cennete götürecektir, diğeri cehenneme. İlki sahibini izzetli ve huzurlu bir hayata taşıyacaktır; diğeri ise sahibini zelil ve huzursuz edecektir.

“Dosdoğru ol.” emrinin ardından, Allah’ın Kitabı’na iman ve adaletle hareket etme emirleri gelmiştir. Aslında bunlar birbirinin devamı ve gereğidir. Zira iman, doğruluk ve adalet, birbirini gerektiren ve birbirini tamamlayan şeylerdir.

İnsan ne yaparsa yapsın, kimin safında yerini alırsa alsın, nihayetinde bunun sonucuna katlanacaktır. Hiç kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır. Onun için ilk ayetimiz, “Doğrusu Allah yaptıklarınızı görür.”, ikinci ayetimiz ise “Allah hepimizi bir araya toplar; dönüş O’nadır.” ifadesiyle son bulmuştur. O hâlde yapıp ettiğimiz her şeyin, O’nun tarafından görüldüğü, bilindiği ve yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimiz bilinciyle hareket etmeliyiz.

İstikamet Peygamber’i ve istikamet ümmeti

Hz. Peygamber (s.a.s.), Mekke döneminde inen ayetler ışığında ashabının katıksız, salt tevhid inancıyla donanması için çırpındı. Bu dönemde şirksiz ve şeksiz bir iman ile gönüllerin donatılması için çalışıldı. Namaz ibadetinde kendisini gösteren şekil ve mana bütünlüğü içerisinde sağlam bir toplumsal yapı oluşturuldu. Medine döneminde ise bir binanın kenetlenmiş taşları gibi sağlam ve tarağın dişleri gibi her bakımdan düzgün bir ümmet modeli inşa edildi.

Kur’an’ın iki suresinin adı meleklerin ve Allah yolunda olan müminlerin saflarından bahseden ayetlerle başlamakta ve Saf ve Saffat isimlerini almaktadır. O, namaza durmadan safların sık ve düzgün olmasına önem veriyor ve kendisi bizzat safları düzelterek bu konudaki hassasiyetini gösteriyor ve şöyle diyordu: “Saflarınızı düzgün tutunuz. Aksi takdirde Allah aranıza düşmanlık sokar. Saflarınız eğilirse kalpleriniz de eğilir.” (Buhari, Ezan 71; Müslim Salat, 122, 127, 128.) O, böylece şekil ve ruh bütünlüğü içerisinde istikamet çizgisindeki insanların en hayırlı kuşağı olan ashabını inşa ediyordu. Çünkü onlar, insanların en hayırlı kuşağı olarak insanlığa örnek olacaklardı.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Muhtaçlığımızı Bilerek Dua Edelim Gönderen: melek
[Bugün, 03:07:05 ÖS]


Cömert misiniz Gönderen: melek
[Bugün, 03:00:14 ÖS]


Dünya Ahiretin Tarlasıdır Gönderen: melek
[Bugün, 02:57:01 ÖS]


Dünya Tarlasına Hayır Tohumları Ekelim Gönderen: melek
[Bugün, 02:51:19 ÖS]


Kur’an Ahlakı Kalbe Şifadır Gönderen: melek
[Bugün, 02:44:19 ÖS]


Allah'tan Uzak Olmak Mutsuzluktur Gönderen: melek
[Bugün, 02:35:58 ÖS]


Ahirette Bir Oturum Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:21:42 ÖÖ]


Ya Çıkarsa Deyip Köşeyi Dönmek İsteyen Talihsizler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:05:08 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 11 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:04 ÖÖ]


Sapmayalım – Saptırmayalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:45:14 ÖÖ]


Çocuk ve Zaman Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:36:48 ÖÖ]


Yalan Söyleyen Çirkin ve Zelîl Olsun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:30:34 ÖÖ]


Ömür Takvimimizden Bir Yaprak Daha Düştü Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:20:25 ÖÖ]


Maher Zain + Karma - İLK FANİDUNYA NET'TE Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:12:05 ÖS]


Büyü ve Sihir Gönderen: webtasarim
[Dün, 12:27:49 ÖS]


Fal Açmak Gönderen: webtasarim
[Dün, 12:19:45 ÖS]


Mutluluk Kırk Ayette Saklı Gönderen: webtasarim
[Dün, 12:11:38 ÖS]


Allahın Lanetlediği Kimseler Gönderen: webtasarim
[Dün, 12:06:38 ÖS]


Dinden Çıkartan 99 Söz ve Hareket Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:55:46 ÖÖ]


Edep – Ahlak ve Davranışlarımız Gönderen: webtasarim
[Dün, 11:38:07 ÖÖ]