Veren El Alan Eden Hayırlıdır
Doğal afetler, doğum, hastalık,kaza hallerinde ilaç temini, zihinsel engellilere, yurt içi ve yurt dışı eğitimlere destek verme, kimsesizlerin cenaze işlemlerini yürütme, fakirlerin evlenme işlemlerini gerçekleştirme, eroin gibi kötü alışkanlıklara düşen sokak çocuklarına, kimsesiz muhtaç ve mültecilere ve buna benzer birçok hizmetlerde bulunma faaliyetlerine infak denir.
İnsanın malik olduğu servetin gerçek sahibi Cenâb-ı Hakk’dır. Bunun içindir ki Cenâb-ı Hakk şöyle buyurmuştur:”Bütün mülk elinde bulunan Allah Teala’nın şanı ne yücedir.” (El-Mülk, 67/1)
Allah Teâlâ’nın lütfettiği her nimetten ihtiyaç sahiplerine vermeyi emreder Kur’ân-ı Kerim:”Allah Teâlâ yolunda mallarınızı harcayın. Kendinizi tehlikeye atmayın. (Savaştan kaçarak, dünyaya meylederek) İyilik edin. Allah Teala, muhakkak iyilik edenleri sever.” (Bakara. 195.).
Günahların sadece karşılığı görülürken, infakın bedeli kat kattır. “Mallarını Allah Teala yolunda harcayanların hali yedi başak bitiren, her başakta yüz tane bulunan bir tek tohumun hali gibidir. Allah Teala, kime dilerse ona kat kat verir. Allah Teala, ihsanı bol olan, hakkıyla bilendir.” (Bakara, 2/ 261)
İnfakın şartları vardır:
1- İnfak riyadan, başa kakma, gönül kırma ve fayda hâsıl etme düşüncesinden uzak olmalıdır. “Mallarını Allah Teala yolunda harcayıp da sonra o harcadıklarının arkasından bir başa kakış ve bir eziyet etmeyenler yok mu? Onların Rableri yanında mükâfatları vardır. Onlara hiç bir korku yoktur. Mahzun da olmayacaklardır.” (Bakara, 2/262)
2- Rıza-i ilahi için yapılmalıdır:”Yemeğe olan sevgilerine ve iştihlarına rağmen yoksulu, yetimi, esiri doyururlardı. Biz, size ancak Allah Teala’nın rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür istemeyiz.” (İnsan. 72/8-9)
Efendimiz (sav), Arş-ı Azam’ın gölgesinde gölgelenenlerden birisi de, “sağ elinin verdiğini sol eli duymayan”dır buyurur.
3- Kendisine münasip gördüğünü, diğer kimseler için de, münasip görmelidir:”Siz, sevdiğiniz şeylerden Allah Teala yolunda harcayıncaya kadar asla iyiliğe ermiş olmazsınız. Her ne infak ederseniz şüphesiz Allah Teala, onu bilir.” (Al-i İmran, 3/92)
Bu Ayet-i Celile nazil olunca, Ebu Talha (r.a.) en kıymetli ‘Birha’ adlı bahçesini Hakk Teala yolunda feda etti.
Hz. Ömer (r.a.) en sevgili cariyesini azad etmiştir. Zeyd b. Harise (r.a.) “Şeyle” adındaki meşhur atını tasadduk etmiştir.
Ömer b. Abd-ül Aziz Hazretleri fakirlere bol miktarda şeker dağıtırdı.
Hasan Basri Hazretleri der ki: Bir kimse sevdiği bir tek hurmayı bile Allah Teala rızası için sadaka olarak verirse bu ayetteki ‘birr’ iyiliğe mazhar olur.”
4- Fakirler araştırılarak yapılmalıdır: İstemeye alışkın olanlardan ziyade, iffetli olanlara bağışta bulunmalıdır. “Mallarında sail ve mahrum (iffetinden dolayı istemekten kaçınıp da zengin sanılan ve bu yüzden sadakalardan mahrum edilen) için belli bir hak tanıyanlar” (Mearic, 70/24-25).
5- İnfak, fakiri tembelliğe sürüklememelidir. Kabiliyetlerine göre işlerde çalışarak geçimlerini temin etmelidir insanlar, infak, Efendimiz (s.a.v.) in Hadis-i Şeriflerinde ne güzel vasfedilir:”Sadaka yetmiş çeşit belayı men eder. Bunların hafifi cüzzam ve baras (ala tenlilik) gibi hastalıkları def eder.”
“Müslüman kimsenin sadakası ömrünü bereketlendirir. Kötü ölümden muhafaza eder.”
“Sadaka veriniz. Zira sadaka sizi cehennem ateşinden kurtarır.” , “Ya Bilal, infak et! Cenab-ı Hakk’ın lütfuyla malına noksanlık geleceğinden korkma.” ,” Bir müminin kalbini sevindiren kimse, beni sevindirmiş olur.”
Allah Teala’nın ahlakıyla ahlaklanan sadık kullar, “Rahman” sıfatının tecellisiyle elden, dilden ve gönülden infak ederler.
Allah Teala hepimizi veren ellerden eylesin inşaAllah.