Gönderen Konu: Nereden Geldim, Nereye Gidiyorum (Okunma sayısı 479 defa)

fanidunya NET · « : Ocak 11, 2024, 09:58:35 ÖÖ »

Nereden Geldim, Nereye Gidiyorum

11 Ocak 2024

2023 de maziye karıştı.

Biz yeni yıl heyecanını yaşarken, yılın ilk ayı yarılandı bile.

Dünden bugüne “ne yapabildik, neyi tehir ettik” hesabını kim ne kadar yapabildi?

Geçmişi doğru değerlendirmeden geleceğe doğru bakamayız!

Her yeniyi heyecanla karşılamak, yeni zaman dilimine sevinçle girmek kadar geçmişten ders çıkartmak da gereklidir.

Her yeniyle buluştuğumuzda ömrümüzden biraz daha düşüldüğünü idrak etmezsek geleceğin değer ve kıymetini anlayamayız!

Çocukluk, gençlik yaşlarında bu pek bilinmeyebilir ama her sorumluluk yaşına giren, geçmiş ve geleceği beraber değerlendirmek zorundadır.

Dün yitirdiklerine bugün “eyvah” dediği gibi yarın da aynı hataya düşmemek, “keşke” dememek için bugüne, yarından dersler çıkartarak adım atmalı.

İslam’ın inanç esaslarından biri de ahirete imandır.

Kur’an’da âhiret gününe iman, Allah’a imanla sık ve beraber kullanılır. Bununla âhiret safhasının önemi vurgulanır. Ve Kur’an, âhireti ispat için şu metodu kullanır:

“Nereden geldim, nereye gidiyorum?”

Geçmiş ve geleceği beraber değerlendirmeye dair Kur’an’dan bazı örnekler şöyle:

“(O Gün) her insan, (kendisi için) ne hazırlamış olduğunu görecektir.” (Tekvîr 14)

“(Mahşer günü artık her) Nefis önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini (iyiliklerini, kötülüklerini, yerine getirmediği görevlerini) bilip anlayacaktır.” (İnfitar 5)

Başka bir örnek de şöyle:

“… Herkes yarın için ne hazırladığına baksın! Allah’a itaatsizlikten sakının; şüphesiz Allah yapıp ettiklerinizden tamamen haberdardır.” (Haşr 18)

Evet, kimi insana bir adım ötesine ulaşmak hoş gelir. Bu sebeple de geçmişten, içinde olduğu andan bir an önce sıyrılma ve ötelere kavuşma hırsı taşır, gün sayımına bile girer.

Toplumda da bunun karşılığı fazlasıyla mevcuttur.

Sayılamayacak kadar, iple çekilen, kutlanmak istenen gün, ay ve yıl var!

Yeni bir yaşa kutlama ile girilir...

Bunu evlilik yıldönümleri, ölüm yıl dönümleri izler…

Her yeni yıla, yılbaşı kutlamalarına aylar öncesinden hazırlıklar yapılır.

Pastalar, börek-çörekler, kuruyemişler, mum yakmalar bir yarış halini alır.

Çocuklar ve gençler için (başta da belirtiğim gibi) bir nevi hak verilebilir yaş gününü, yeni yılı sevinçle karşılamaları.

Ama az bir sorumluluk bilinci olan herkes, ne yaptığını, ne yapacağını düşünmek durumunda!

Önemli gün ve gecelere, zaman dilimlerine kavuşmak, o anlarla buluşmak birçok insana eğlenceli gelse de kimi insan için böyle olmadığını/olamayacağını belirtmek isterim.

Bendeniz bu anlarda bir yanım sevinçli olsa da diğer yanımı hüzün kaplar!

Ve her yeniyle karşılaştığımda da bu hissiyattayım.

Zira hep geride bir ömür bıraktığım gelir aklıma.

Bu nedenle EYT’li olan arkadaşlara bu dönemde çok takıldığım oldu.

Bir taraftan espri yaparken aslında gerçeği hem onlara hem de kendime hatırlattım:

“Siz yaşlandınız arkadaş!”

Ve nedense yirmili yaşlarımdan sonra zamanı bir türlü tutamadığımı düşünmekteyim!

Günler haftaları, haftalar ay ve yılları süratle kovalıyor…

Kimileri için önem arz eden gün-geceler farklı olsa da bizim için de çok önem ifade eden, paha biçilmez gün ve geceleri ihtiva eden üç aylara bu gece itibariyle, yeniden girmenin mutluluğunu yaşayacağız inşaallah!

Ve bu gece Recebin ilk gecesidir (Regaip kandili olarak bilinen gece)…

Bu müstesna aylara bizleri ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar ederken…

Bu kutlu günleri nasıl idrak edeceğimizi, “Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bize yardım eyle!” örnekliğiyle bizlere öğreten Efendimiz Hz. Muhammed’e, âline ve ashabına salât ve selam olsun.

Üç aylar, Rabbimizin ikram ve ihsanını biz müminler üzerine sağanak sağanak yağdırdığı rahmet ve mağfiret iklimidir.

Yaratılış gayemizi tekrar tekrar tefekkür ettiğimiz, kulluk ahdimizi gözden geçirdiğimiz bereketli bir zaman dilimi...

Bu vakitler, bütün varlığımızla Allah’a sığınma, hata ve günahlarımızdan çokça tövbe etmemiz gereken günlerdir.

Yüce Rabbimizin çağrısı açıktır: “Ey iman edenler! İçtenlikle Allah’a tövbe edin. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar...”

Rabbimizin af ve mağfiret kapısı her daim açıktır.

Bu üç ayları vesile bilerek iman, ibadet, zikir, şükür ve güzel ahlakla bu kapıdan içeri girerken şunu da unutmamalıyız:

Bahşedilen ve her sene soluduğumuz bu fırsat ve imkânlar bir daha nasip olmayabilir!

Bir daha kavuşmak nasip olsa dahi bu özel günleri fırsata çevirme imkânını yakalayamayabiliriz!

Geçen sene üç aylarda, ramazana daha girmeden Anadolu şehirlerimizin deprem felaketini ülke olarak yaşadığımızı unutmayalım!

Binlerce insan evinden-barkından, en yakınlarından koparak sabahladı. Ramazanı çadırlarda, yakınları yanlarında bulunmadan, buruk geçirdi…

Bugün Filistin/Gazze her sene Müslüman ülkelere reva görüldüğü gibi zulüm ve vahşetin en katmerlisini yaşayarak yeni yıla ve üç aylara girdi(!).

Dolayısıyla nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizin farkına varalım.

Bu şuur ve düşünceyle üç aylarınızı tebrik ediyorum.

Nusret Reşber.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Nereden Geldim, Nereye Gidiyorum (Okunma sayısı 479 defa)

fanidunya NET

Nereden Geldim, Nereye Gidiyorum

BENZER KONULAR