* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Zâlime Yardım Eden  (Okunma sayısı 692 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı webtasarim

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 219
Zâlime Yardım Eden
« : Mart 02, 2024, 08:58:58 ÖS »


Zâlime Yardım Eden

Dünyâya   milyarlarca insan gelmiş, bir müddet yaşadıktan sonra, ölüp   gitmişlerdir.

Bunların bazıları zengin, bazıları fakîr, kimi güzel, kimi   çirkin, kimi zâlim ve kimi de mazlûm idi.

  Ama bu kimseler, içinde bulundukları hâlleri ile beraber unutuldular ve   sanki hiç yaşamamış gibi oldular. Bunların içinde inanan da, inanmayan   da vardı.

  İnanan ve Allahü teâlânın emrettiği şekilde yaşayıp ölenler, tekrar dirilmek olmasaydı bile, onlar için bir sıkıntı olmazdı.

  Ancak inkâr edip, imânsız olarak ölenleri, âhirette sonsuz azâb   beklemektedir. Şu anda hayatta olanlar için de, bu iki hâlden birisi   olacaktır. Onun için insanın iyi düşünmesi ve kararını doğru vermesi   lâzımdır. Zâlime yardım ve teşvîk etmek de, zulmün tâ kendisidir. Ayrıca   zâlime yardım eden, onun zulmüne uğramadan ölmez. Nitekim hadis-i   şerifte; (Bir zâlime yardım edene, Allahü teâlâ o zâlimi musallat eder)   buyurulmuştur.

   Zâlim olanlar, mahlûklara eziyet verenler, dünyâda da cezâlarını çeker.   Âl-i İmrân sûresinin 57. ve 140. âyetlerinde meâlen; (Allahü teâlâ,   zâlimleri sevmez) buyurulmuştur. Hadîs-i şerîfte; (Zâlimin çok   yaşamasına duâ etmek, Allahü teâlâya isyân olunmasını istemektir)   buyurulmaktadır.
 
  Süfyân-ı Sevrî hazretlerine;

  - Çölde bir zâlim susuzluktan helâk oluyor. Ona su verelim mi? diye sual edilince;

  - Hayır vermeyin cevabını vermiştir.
 
  Zâlim, huysuz kimselerin, yakınlarına zulmettikleri için, etraflarında   kimse kalmaz.

Böyle olanları kimse sevmez ve yanında kalmak istemez.   Sa’dî-i Şîrâzî hazretleri Gülistan adlı eserinde şöyle ibretli bir   hâdise nakleder:
 
  “Vaktiyle bir hükümdar, halkına çok ezâ ve cefâ eder, halkın mallarını   gasbederdi.

Hükümdarın zulmü o kadar ileri gider ki, halk o beldeden   akın akın kaçmaya başlar.

Halkın azalmasıyla, hazîne boşalır, devletin   gücü zayıflar. Düşmanlar sağdan soldan saldırmaya başlar. Bir gün   hükümdarın meclisinde Şehnâme kitabı okunur. Okunan bahis, Dahhak’ın   saltanattan indirilmesi ve Feridun’un hükümdar olması hakkındadır.   Vezîr, hükümdara;
 
  - Feridun’un hazinesi, malı, mülkü, hizmetçileri ve adamları yok iken nasıl oldu da hükümdar olur diye sorar. Hükümdar;
 
  - İşitmişsindir, birtakım halk onu büyük bir istekle destekler, onu   kuvvetlendirirler. Böylece hükümdar olur der. Bunun üzerine vezîr;
 
  - Mademki halkın toplanmasına hükümdar sebeb oluyor, siz niye halkınızı   eziyor, perişân ediyorsunuz? Yoksa hükümdar olmak istemiyor musunuz diye   sorar. Bunun üzerine hükümdar, vezirine;
 
  - Dağılan asker ve halkın toplanması için ne yapmalıdır? diye sorunca, vezir;
 
  - Hükümdar, âdil ve merhametli olmalıdır. Hükümdar âdil ve merhametli   olursa, halk onun etrafında toplanır ve rahat yaşar cevabını verir.
 
  Vezîrin bu sözleri hükümdarın hoşuna gitmez ve onu hapse attırır. Çok   geçmeden hükümdarın amcasının çocukları saltanat dâvâsına düşer ve   etraflarına bir ordu toplayarak hükümdarı tahttan indirmeye kalkarlar.   Hükümdarın zulmünden bezen halk da, onlara yardım eder ve böylece   hükümdar, tahtını kaybeder. Saltanat da, amcasının çocuklarının eline   geçer.”
 
  Zünnûn-i Mısrî hazretlerini hapse atmışlar ve günlerce aç kalmıştı. Bir   kadıncağız, iplik parası ile hâzırladığı yemekten gönderir fakat o   yemeği de yemez. O kadıncağız işitince, üzülür ve;

  - Helâl para ile yaptığımı bildiğin hâlde niçin yemedin diye haber gönderir. Zünnûn-i Mısrî hazretleri;
 
  - Evet yemek helâl idi. Fakat, zâlimin tabağı içinde getirdiler buyurur.
 
  Netice olarak, değil insanlara, Allahü teâlânın yarattığı hiçbir   canlıya, zulüm, işkence yapmamalı ve yapanlara da yardımcı olmamalıdır.   Zira yardım edenler de, zulme ortak olmaktadır. Zulme yardım değil, gücü   yettiği nisbette mâni olmalıdır. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:

  (Zulme mâni olarak, zâlime de mazlûma da yardım ediniz!)

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]