Ey Allah'ın Kulları Kardeşler Olunuz
Kardeşlik; ensar ve muhaciri gördüğü an rahimde bir olma hüviyetini çatlatmış, ilahta bir, önderde bir ve davada bir olmaya doğmuş aziz kelime. Kelimeden öte bir hal, halden öte bir makam ve birlikte hareket etme olgusunun olmazsa olmaz şartı...
Müslümanların bin bir parçaya bölündüğü şu ahir zamanda birlikte hareket etme olgusunu “küfür tek millettir” gerçeğinin yansıması olarak algılamaktayız. Ne ilahı ne önderi ne de davası bir olanların aynı paydada buluştukları her konuda bir olduklarına şahit olurken, ahirette aynı sancak altında toplanmayı uman bizlerin bin bir parçaya bölünüp en temel sorunlarımızda bile tek bir ses olamayışımızdan bıktık! Aynı menzile varan farklı yollar olabilir ancak aynı menzile yürüyen insanların en temel meselelerinde dahi tek bir ses olamayışını ne mantık ne de cemaat dini olan dinimiz kabul eder. Rahmetli Zeki Soyak Hocamızın da söylediği gibi “Müslüman, gayesiz, mefkûresiz, günübirlik bir hayatın adamı olamaz. O, hayatın bütün safhalarında İslam’ı hâkim kılmak ve bunun cihadını yapmak ve İslam’ın üstün medeniyetini tesis etmek gibi büyük mükellefiyetler yüklenmişken, kof düşüncelerin, süfli dünya menfaatlerinin, behimi bir yaşantının hamalı olamaz.” Ve Müslümanlar birlik olmadan İslam’ı hâkim kılamaz, bunun cihadını yapamaz. Büyük bir ümmet olması gerekirken küçük bir cemiyet bile olamayarak modern dünyanın dayattığı şekilde ‘toplum’ olarak yaşayarak üstün değil küçük bir medeniyet dahi kuramaz. İslam tarihinin her safhasında gördüğümüz bu büyük medeniyetimizin 20. yüzyılda harap edilen yolunu yeniden en güzel şekilde imar edebilmek için, içinde yaşadığı çağın bataklığa dönmüş haline ve geleceğe dair söyleyecek sözü olan Müslümanların dimdik durması, yılmaması ve yıkılmaması için “Ey Allah’ın kulları kardeşler olunuz.”
Ve Ey Müslüman Genç Adam; hizipçilikten, particilikten, cemaatçilikten sıyrılıp bütün ümmeti kucakladığın, 1,5 milyara gönülden kardeşim diyebildiğin, ortak akıl ve ortak hareketi sağladığın andan itibaren,
“Güneş çevrilip dürülene,
Yıldızlar bulanıklaşıp dökülene,
Dağlar yürütülene,
Kıyılmaz mallar bırakılana,
Vahşi hayvanlar bir araya toplanana,
Denizler ateş püskürene,
Nefisler eşleştirilene,
Diri diri toprağa gömülen kıza, ‘hangi günahtan dolayı öldürüldün?’ diye sorulana”
Kadar YIKILMAYACAKSIN.