BARIŞ
“Bir toplum kendisini değiştirmedikçe Allah Teala Onları değiştirmez.” (13/11), “Kim Allah Teala ile arasındaki muameleyi en güzel bir şekilde yaparsa, insanlar ile olan muamelesinde de, Cenab-ı Hakk ona yeterli olur. Kim gönlünü ıslah ederse, Allah Teala da onun dışını ıslah eder. (her işini rast getirir)” İbn Ömer (ra)’in rivayetiyle Efendimiz (s.a.v.), insanın kendisiyle barışık olmasını tenbih buyurur.
Kötülükle emreden nefsin mutmain olması, huzura ermesiyle sükunet temin edilir. “Ey huzura eren nefis, sen Rabbinden hoşnut, Rabbin de senden hoşnut olarak Rabbine dön. Gir kullarımın arasına, gir cennetime.”(89/27-30)
Her an peşimizde dolaşan, verdiği vesveselerle kafaları karıştıran mel’unun kovulmasıyla aralar düzelir. “Ey iman edenler, hep birden İslam’a girin ve şeytanın adımlarını takip etmeyin. Şüphesiz o size apakçık bir düşmandır.” (2/208)
Tama, aç gözlülük hissini veren dünyanın fani oluşunu bilmekle, çılgınlıklar ortadan kalkar. “Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Halbuki dünya hayatı, ahiretin yanında değersiz bir menfaatten başka bir şey değildir.” (13./26.)
Fikrimizi bozan fena niyetli kimselerin güzel ahlâka nail olmalarıyla âlem sulha kavuşur. “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyle ise kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah Teala’ dan sakının ki merhamet olunasınız.”(49/10) “Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka vermeyi veya bir iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi emredenlerin fısıldaşmaları müstesnadır. Kim Allah Teala’nın rızasını arayarak böyle yaparsa, bunun üzerine ileride ona büyük bir mükafat vereceğiz.” (4/114) Kur’ân-ı Kerim’de Rabbimiz (c.c.), “Kim bir adamı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibidir.”(5/32) buyurmaktadır.
Hadis-i Kudsi’de, “Ben zulmü kendime haram kıldım, size de haram kıldım. Kimseye zulmetmeyiniz.” buyurulur. Sulh ve selamet anlamına gelen İslam dininin mensuplarında kavga olmaz.
Peygamber (sav)’in, “Sizin en hayırlınız ehline hayırlı olandır.” tavsiyesine kulak verenlerin ev hayatı cennettir. “Af yolunu tut, iyilikle emret, cahillerden uzaklaş!” (7/199) hitab-ı ilahisine riayet eden toplumların devri, asr-ı saadettir. Hükmettiği insanlara adaletle davrananların mekanı da, arş-ı azamın gölgesidir.
Yemeğe tat veren, deriyi kokutmayan, vücudun asit bez ve elektrolit dengesini ayarlayan, sıcaklarda kas krampını önleyen, mikrop öldüren tuz gibi, cemiyetin huzurla, huzurda yaşamasının sebebidir Müslüman.
Zekâ ve vücut direncine fayda sağlayan, maya ve hamura, çay ve kahveye lezzet veren şeker gibi, insanlığın ağız tadıdır mü’min.