* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Müslüman’ın En Büyük Hedefi Nedir  (Okunma sayısı 234 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Müslüman’ın En Büyük Hedefi Nedir
« : Mayıs 08, 2020, 08:39:48 ÖÖ »
Müslüman’ın En Büyük Hedefi Nedir

Allah-ü Teâlâ isteseydi insanları kendisine zorla kul eder, insana itaat etmekten başka bir yol bırakmazdı. Kâinatın tamamı kendi lisanıyla Allah-u Teâlâ’ya ibadet edip, zikrettiği Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “Göklerde ve yerdeki her şey Allah’ı zikretmektedir. O güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir” (Haşr, 1).

Allah-u Teâlâ’nın kendisine itaat, ibadet ve yüceltmeye kodladığı melekler de aynı görevi ifa etmektedirler; hem de hiç itiraz etmeden. Bu itirazsız ibadet ve itaat şöyle anlatılır: “Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar Allah'ındır. O'nun katındakiler (melekler), kendisine ibadet etmekten ne çekinirler, ne de yorulurlar. Gece gündüz hep O’nu (Allah’ı) tespih ederler (zikrederler), usanmazlar” (Enbiya, 19-20).

Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette (Yunus 55, Nisa 126, 132, Lokman 26, Bakara 116, 255 vb.), “Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ındır” buyrulmakta ve bütün kâinatın tek sahibinin sadece Allah-u Teâlâ olduğu anlatılmaktadır.

Yerlerin, göklerin ve bütün bir kâinatın mülkünü elinde bulunduran, milyarlarca yıldızı, gezegeni ve galaksileri yaratan; karada ve denizde yaşayan yüzbinlerce canlı türünü en mükemmel şekilde yaratan, her an yaratmaya devam eden, mükemmel şekilde idare eden; kısacası yerde ve gökte ne varsa kendisine ait olan, kendisine itaat ettirmesi “ol” demesi kadar kolay olan Allah-u Teâlâ’nın elbette insanın ibadetine ihtiyacı yoktur. İnsanoğlu kendisine çok büyük misyon yüklese de uçsuz bucaksız kâinat içinde bir zerre kadar olmadığının farkında bile değildir. Kur’an-ı Kerim’de böyle düşünen kimseler için, “Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah’ı) aciz bırakamazsınız” (Ankebut, 22) buyrulmaktadır.

İnsanoğlu, yaratılış aşamasında Rabbinin, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna, “Evet, sen bizim Rabbimizsin” (A’raf, 172) cevabını vererek yaratıcının yegâne güç ve hüküm sahibi olduğunu kabul ederek “emanet”i yüklenmiştir. Bu kabul ediş aslında insanoğlunun dünya hayatında, yaratılış safhasında Rabbine verdiği söze uygun hareket etmesi gerektiğinin adıdır. Yine yaratıcının hükümlerine itaat etmeyi ve O’nun hâkimiyetine ram olarak hayatını devam ettirmeye söz vermesidir. Kaldı ki insanoğlunun “emanet”i yüklenmesi ve Rabbinin otoritesini kabul etmesi icbârî değil, iradîdir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de, “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir” (Ahzab, 72) buyrulmaktadır.

Allah-ü Teâlâ, ruhlar âleminde verdiğimiz söze sadık olup olmadığımızı, yüklediği emanete sahip çıkıp çıkmayacağımızı kısacası rızasına uygun hareket edip etmeyeceğimizi sınamak yani imtihan için yarattığı, “O hanginizin daha güzel/hayırlı amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır” (Mülk, 2) ayetinde açıklanmaktadır.

Bu imtihan safhasında insanın bahane üretmemesi için de birçok canlının insanın emrine verildiği Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “O, göklerde olanlar ve yerde bulunanların hepsini, kendi tarafından (bir lütuf olarak) sizin emrinize verdi. Doğrusu bunda, düşünen bir topluluk için gerçekten ibretler/deliller vardır” (Casiye, 13).

İnsanoğlunun “emanet”i yüklenmesi ve Rabbinin otoritesini kabul etmesini icbârî değil, iradî olmasını murat eden Allah-u Teâlâ, verdiği söze sadık kalması karşılığında cennetini vaat etmiştir. Hiçbir karşılık vermeden de kendisine icbârî bir yöntemle ibadet ve itaat ettirme gücü olmasına rağmen “yaratıcı-kul” anlaşmasının karşılığında bir bedel bir ödül koymuştur. Bu antlaşma Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılır: “Şüphesiz Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır…” (Tevbe, 111). Allah (c.c.) satın aldığına göre mümin de satmıştır. Ne güzel bir alışveriştir bu.

O halde Müslüman’ın en büyük hedefi, bezm-i elestte Rabbine verdiği söze sadık kalarak, yüklediği emanete sahip çıkmak; yaşantısını, aile hayatını, beşeri münasebetlerini, alışverişini, muamelatını, devlet yönetimini kısacası yaşamının her alanını Allah’ın razı olduğu şekilde dizayn etmek olmalıdır.

Kısacası, “…Allah’ın rızası ise bunların hepsinden daha büyüktür…” (Tevbe, 72) ayetini kendisine düstur edinerek, “Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuştur”  Beyyine, 8  ayetine muhatap olabilmektir en büyük ve en nihai hedef!

 


* BENZER KONULAR

Rahîm Ve Rahmân Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:28:55 ÖÖ]


Davranışlarımız Kaydediliyor Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:22:46 ÖÖ]


Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]