* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Akıllı Kişi  (Okunma sayısı 1287 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2334
Akıllı Kişi
« : Ekim 13, 2024, 07:16:34 ÖS »


Akıllı Kişi

İslam dininin insanı bütün mahlûkattan üstün tutması, Cenab-ı Hakk’ın ona verdiği değeri gösterir. Bununla birlikte bu durum aynı zamanda insanın sorumluluğunun öneminin bir ifadesidir. Aklı olmayanın mükellefiyeti de yoktur. Müslüman akıllı insandır ve aklını İslâm'ın emrine verir. Akıl çok büyük bir nimettir, ancak kullanılırsa. Akıl bizim felaketimizdir eğer kullanılmazsa.

Hiçbir akılsız varlığın, hiçbir hayvanın cehennem riski yokken aklını kullanmayanlar bu riskle karşı karşıyadır. Allah bizden aklımızı kullanmamızı ister ve selim olan aklı över.

“Ey Muhammed! Sana bu mübarek kitabı, ayetlerini düşünsünler ve akl-ı selim sahipleri öğüt alsınlar diye indirdik.” (Sa'd, 29)

Resul-i Ekrem Efendimiz (as) bir hadis-i şerifte akıllı kimseyi şöyle tanımlamıştır: “Akıllı kişi, nefsini hesaba çeker ve ölümden sonraki hayat için iyi amel işler. Aciz kişi, nefsini hevasına uydurur, sonra Allah'tan (mağfiret) temenni eder” (İbn Mace)

Müslüman, akıllı insandır. Fakat akılcı değildir. Çünkü akılcılık felsefî sapık bir ekoldür. Onlar akıl ile her şeyi halledeceklerini zannederler. Aklın da bir sınırının olduğu unutulmamalıdır. Akıl dinin hükümlerini anlamakta, dünya işlerini dine uygun bir şekilde tanzim etmekte, Allah'a kulluk vazifesini ifa etmekte iyi bir vasıtadır. Ve bu hâliyle de büyük bir nimettir. Aklını putlaştıran nice insan vardır ki şirk ve küfür karanlığında yok olup gitmişlerdir. Kâinattaki birçok şeyin esrarına vakıf olup keşifler yaptıkları hâlde kâinatın yaratıcısını inkâr etmişlerdir.

Nefis ihmal edilir, serkeşliğine mâni olunmaz, sınırsız arzuları gemlenmez ise onun verdiği zararı hiçbir düşman veremez. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ya Rabbi! Gözümü açıp kapayıncaya kadar bile olsa beni nefsime bırakma” diye dua etmiştir.

Müslüman sık sık nefsini hesaba çekmelidir. Böylece ebedî hayat için salih amel yolunu açmalı, günaha giden yolları kapamalıdır.

Ahirete iman ettikleri hâlde hiç ölmeyecekmişçesine dünyaya sarılan, ölüm ve ötesini sürekli öteleyen, ahirete yönelik gerekli yatırımı ihmal eden nice Müslüman vardır.

“Ey iman edenler! Allah'tan korkunuz. Her nefis, yarın için ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkunuz. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilir.” (Haşr, 18)

Bu ayet üzerinde bol bol tefekkür edip “ölmeden önce ahiret için ne hazırladık, Allah yolunda hangi hizmetleri yaptık, Allah için ne gibi fedakârlıklarda bulunduk” diye nefsimizi yargılamalıyız. “Ölmeden önce ölünüz!”, “Hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekiniz. Tartılmadan önce amellerinizi tartınız”.

Bir Allah dostu: “Cehennemlik işler yapıp da cennete girmeyi ümit eden kişiye şaşılır” der. Allah'tan asla ümit kesilmez. Ancak Müslümanın, ümidini kuvvetlendirecek ve affına vesile olacak salih ameller işlemesi gerekir.

Sevban'dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (as) şöyle buyurmuştur: "Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi, size karşı (savaşmak için) birbirlerini davet edecekler." Birisi: "Bu, o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” dedi. Resûlullah (as): "Hayır, aksine siz o gün kalabalık fakat selin önündeki çerçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak." buyurdu. Yine bir adam: "Vehn nedir, ya Resûlullah?" diye sorunca: "Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir." buyurdu. (Ebu Davud, Melahim, 5)

Dünyevileşme, bir takım nimetlere sahip olmak veya mal çokluğu değildir. Bilakis, haram helal gözetmeksizin mal edinme, ahiret hayatını umursamadan sadece dünyada refah içerisinde yaşama gayesidir.

İbn Mesud (ra) Resulullah'ın (as) şöyle buyurduğunu söyledi: Âdemoğlu şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe Rabbinin huzurundan ayrılamaz:

1- Ömrünü nerede geçirdiğinden.

2- Gençliğini nerede tükettiğinden.

3- Malını nereden kazandığından.

4- Malını nereye harcadığından.

5- İlmiyle nasıl amel ettiğinden. (Tirmizi, Kıyame, 2601)

“Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında, "Rabbim, der, lütfen beni (dünyaya) geri gönder, ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve ameller) yapayım.” Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir.” (Mü’minun, 99-100)

Enes b. Mâlik’in (ra) rivayetine göre, Allah Resulü (as) şöyle buyurmuştur: “Âdemoğlu büyürken beraberinde şu iki şey de büyür: Mal sevgisi ve uzun ömür (temennisi).” (Buhârî, Rikâk, 5)

İslâm, dünya hayatından bağımsız, salt uhrevî bir hayatı hedef alan bir nizam değildir. Bilâkis İslâm, kişinin hayattaki her faaliyetini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen aktif bir dindir. Allah’ın koymuş olduğu emir ve yasaklar insanın hayatını her yönüyle şekillendirir. Fakat kişi, Allah’ı unutup O’nu gündeminden çıkarttığı ve O’nun emir ve yasaklarını göz ardı ettiği ve bunun sonucunda tamamen dünyanın meşgalelerine daldığı anda dinin bu yönü o kimse üzerindeki etkisini yitirir. Sonuçta bu kimse dünyevileşmiş olur.

Ümmet-i Muhammed’in en büyük fitnesi dünya malıdır. Asıl itibariyle dünya malı insan için musibet değildir. Musibet olan, dünya malına tamah etmek, onu elde etmek için haramlara bulaşmaktır. “Ey insanlar! Allah'ın vaadi gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (şeytan) da Allah hakkında sizi kandırmasın!” (Fatır, 5)

Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir gün ashâbına şöyle buyurdular:

“Ölüp de pişmanlık duymayacak hiçbir kimse yoktur.” Sahâbe-i kiram: “Onun pişmanlığı nedir yâ Resûlullah?” diye sordular. Efendimiz şöyle cevap verdi: “Sâlih bir kişi ise bu hâlini daha fazla artırmamış olduğuna pişman olacaktır. Kötülük eden bir kişi ise o kötülükten vazgeçmemiş olduğuna pişman olacaktır.” (Tirmizî, Zühd, 59)

Peygamberimizin bu beyânından anlaşılmaktadır ki gaflet perdesinden dolayı insan, dünya hayatında, kendisini bekleyen büyük hakikatlerden son derecede gafildir ve uzaktadır.

Dünya hayatının geçici olduğunu, aldatıcı olduğunu sık sık vurgulayan Kur’an hiçbir zaman çileciliği, boş vermişliği, dünyadan el-etek çekmeyi öğütlemez. Hayatın her alanında olduğu gibi Kur’an, insanı bu alanda da dengeye davet eder.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]