Anlayışlı mısınız
Aile huzurunun en büyük dostu, aile fertlerinin birbirine karşı anlayışlı olmasıdır. Anlayışlı fertlerden oluşan ailelerde geçimsizlik azdır, problemlerin çözümü kolaydır. Karşılıklı anlayış, sevgiyi kuvvetlendirir ve aile yuvasını cennete dönüştürür.
Anlayışlı bir insan kendi mutluluğunu kendisi inşa eder. Kendisinin de anlayışa ihtiyacı olduğu anlarda karşısındaki de ona karşı anlayışlı olur.
Anlayışsızlık ise eninde sonunda karşı tarafta da aynı şekilde mukabele doğurur. Çünkü hep hatası aranan, hiçbir kusuru anlayışla karşılanmayan kişi de karşısındakinin hatasını arar hale gelir.
Anlayışsız kişilerin evi, dinamit deposu gibi her an tehlike altındadır. En ufak meseleler bir kıvılcım yerine geçer ve patlamaya neden olabilir.
Evlilik gibi sürekli olan ve hayatın birçok yönünü kapsayan bir beraberlikte kişilerin birbirine karşı anlayışlı olması şarttır.
Hiç kimse ben anlayışsızım demez, genellikle anlayışlı olmayı karşıdan bekler. Bu testle kendinizi sınayın bakalım gerçekten anlayışlı mısınız?
1- Eşiniz size sormadan eve misafir çağırmış. Sizin ise ya hiç hazırlığınız yok veya o akşam başka bir planınız vardı. İçin için sinirlendiniz. Eşiniz mutfakta ani misafir çağırmak zorunda kalışıyla ilgili mazeretini anlatmaya çalışıyor. Tavrınız ne olur?
a- Bana sormadan nasıl böyle bir şey yapar! Mazeretinin hiçbir önemi yok. Bunu yapmamalıydı. Elimden geldiği kadar ters davranır, pişman ederim ki, bir daha böyle bir şey yapmasın!
b- Bir şey demem. “Zaten hep böyle yapıyor” diye sineye çekerim.
c- Arada bir böyle şeyler olur diye düşünür, mazeretini dinler, kabul ederim. Onun için çok önemli olmasaydı her halde bunu yapmazdı. Bu davranışını sık sık tekrarlarsa “Lütfen misafir planlarımızı birlikte yapalım. Böyle oluyor” derim.
Cevap: Anlayışlı olmak geniş bir kavramdır. Empati yani kendini karşındakinin yerine koymak anlayışlı olmanın temelidir. Bir şeyin karşımızdaki için ne kadar önemli olduğunu veya içinde bulunduğu durumu anlamaya çalışmamız gerekir. Anlamamakta direnmek, ona değer vermediğimizi düşündürür ve çok kırıcı olur. Kırıcı davranışlar üst üste biriktikçe eşimiz de bize karşı anlayışını yitirir. O zaman evlilik sürekli bir çekişme alanı haline gelir. Bununla birlikte anlayışlı olmak tek taraflı olmamalıdır, bu da karşınızdaki kişinin size saygı göstermemesine yol açar.
2- Hanımınız veya çocuğunuz, sizi dehşette bırakan bir şey yaptı. Sizin için değerli bir insanı kırmak, sizi çok mahcup eden bir hareket yapmak veya bütçenizi sıkıntıya sokan bir harcama yapmak gibi… Üstelik hatasını anlamayıp, “Ne var ki bunda bu kadar kızacak!” diyerek sizi iyice çileden çıkardı. Ne yaparsınız?
a- Ağzıma geleni sayarım hatta sertliğe baş vururum. Herkesin içinde onu rezil ederim, yaptığını yıllarca yüzüne vururum. Kolaysa bir daha yapsın!
b- İnsanlık hali, olmuş bir kere…
c- Neden böyle bir şey yaptığını sorup anlamaya çalışırım. Mazeretlerinden tatmin olmadıysam ona hatasını göstermeye çalışırım. Bir daha asla yapmaması için sıkı tembihte bulunur, nasihat ederim. Sert değil ama kararlı davranırım. Yaptığını telafi etmesi için bir fırsat veririm, mesela söylediği sözden ötürü özür dilemesini, borcunu harçlıklarından ödemesini sağlarım. Böylece ders vererek tedip etmeye çalışırım. Hatasını anlar, bir daha yapmazsa fazla üstüne gitmem.
Cevap: Anlayışlı olmak, müsamaha, yani hataları hoş görebilmekle de yakından ilgili bir kavramdır. Bilhassa hanımlar ve çocuklar gibi duygusal ve anlık hislerle harekete geçenlere karşı anlayışlı olmanın en önemli unsuru, hilim yani çabuk öfkelenmemek ve serinkanlılıkla, sabırla eğitim vermektir. Bununla birlikte anlayışlı olmayı, karşımızdaki ne yaparsa yapsın hiç tepki göstermemek olarak anlamamalıyız. Hataları affetsek bile muhatabımızın ihtiyaç duyduğu eğitimi vermeliyiz. Bu da gereklidir.
Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam buyuruyor, “Çocuğuna terbiye vermen sadaka vermek gibidir. ”
3- Kocanız o akşam keyifsiz görünüyor. Kafası bir şeylerle meşgul gibi… Konuşmak da istemiyor. Nasıl davranırsınız?
a-Dikkatini çekmeye çalışırım. Şakalar yaparım. Yine de konuşmazsa, “Neden benimle hiçbir şey paylaşmıyorsun?” Derim.
b- Bizim bey çok soru sorulmasından hoşlanmaz.
c- Bir müddet zaman veririm. Bu sırada sevdiği ikramlarla rahatlatırım. Kızacağı şeylerin olmamasını sağlamaya çalışırım. Kafasını biraz toplaması için huzurlu bir ortam sağlarım. Uygun bir zamanda “Hayırdır seni düşünceli görüyorum, inşaallah kötü bir şey yoktur” diye mevzuu açarım. Anlattığı kadarıyla yetinir, fazla sıkmam. “Hayırlısı olsun,” “Allah yardımcın olsun” “Kendini fazla üzme bir çaresi bulunur” gibi sözlerle rahatlatmaya çalışırım. Verebileceğim bir destek varsa veririm.
Cevap: Anlayışlı olmak yerine göre değişen bir kavramdır. Eğer karşındaki konuşmak istemiyorsa bir süre kendi haline bırakma, konuşmaya hazır hale gelince de rahatlatıcı bir üslupla dinlemektir. Hazır değilken üstüne gitmek de anlayışsızlıktır, hiç ilgilenmemek de… Erkeklerin de duyguları vardır, onlar da hanımlarından destek beklerler. Onların da maddî- manevî yardıma ihtiyaçları olabilir. Eğer bizim yardım edebileceğimiz bir konu değilse, sadece dinleyip moral vermek bile faydalı olabilir.