Yüze Değil Öze Bak
Söze mi nazar gerek ilk, yoksa davranışa mı? Neyle ölçülür bir insanın irfanı. Yüze mi bakmak lazım gelirdi, öze mi?
Neydi insanı insan yapan? Tutarsızlık var mıydı insanın fıtratında? Peki, hata payı ne kadar bırakılmalıydı değirmi kumaşının etrafında? Sorular çok ve çeşitli. Seç beğen, hepsi birbirinden geçişli. Yaşayıp görmek lazım belki olayları.
Belki de dinleyip izleyerek tartmalı insan insanı. Lafa bakarsak aldanır mıyız? Pişmanlık duyar, kıvranır mıyız? İnsan bazen tutar da seni hayal kırıklıklarına götürür. Yemeyeceğim diyen ambar kurutur, oturmayacağım diyen minder çürütür. Ummadığın aşırılıklara gidebilir kimisi. Posttan daha kalın olur böylesinin derisi. Ne yapsan boş, ne söylesen nafile. Nasihat işler mi hiç, arsızın kızarmayan yüzüne? Sen sen ol, bıktırma kapısına vardığın evi. Sakın ha, aşırıya vardırma üç günlük misafirliği. Tadında bırak; oturmayı, kalkmayı, yatmayı. Canından bezdirme, seni layıkıyla ağırlayanı. Yapmam etmem diyorsan şayet, sözünde dur. İnsanların gönlünde, sana yaraşır bir taht kur. Öyle ki, sonradan yüzün olsun yüze bakmaya. Bir selam verip, selam almaya. Belki bir gün yine işin düşer. Bir müşkülün olur da varırsın yine üçer beşer. Velhasıl kelam, sözünün arkasında dur daima. İtibar dediğin, altından daha mühimdir şu hayatta.
Mühim olan başka şeyler de var elbette. Sağlık diyeyim, ötesine sen paha biç kıymette. Başında ise ağrın sızın, başındadır o vakit bütün canın. Gözünde ise mesele, gözünden daha kıymetlisi yoktur muhabbette. Elin, kolun, ayağın; neredeyse acı, oradadır dimağın. Dişindir seni perperişan eden. Anlar mı hiç hâlini, damdan düşmeyen? Sana göre sendedir en büyük cefa. Başkasına göreyse, seninki sadece küçük bir imlâ. Kendine hardır, herkesin kendi gönül sızısı. Ağrılardan göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı. Yiyecek ekmeğin yoksa ekmektir tüm derdin. Yandıysa için tarifsiz, içecek suyadır tek meylin. Herkesin kendi derdidir kendine göre en önemli mevzu. Kiminin aynası yoktur bakmaya, kiminin serpecek tuzu. Kiminin yoktur sığınacak bir kalbi, kiminin ıssızdır koskocaman evi. Kimi saraylara sığmaz, şükürsüzdür dili. Kimi zarar görmekten korkar, yardıma erişmez eli. Kimi dert eder ayağına batan küçücük bir dikeni bile. Ona göre kendisindedir yaşanan en büyük çile. Kimi anlamaktan epey uzaktır zorda olanı. İşi rast giden, nereden sezsin yolda kalanı. Diyeceğim o ki; herkes kendi derdi ile müsemma. Kendi derdi en büyük, kendine en okkalı fayda.
Yapma etme der büyükler sana. Ama sen ateşe yürürsün inatla. Keşfetmek, tanımak istersin. Yaşam bir dolambaç, her sapağa gireyim dersin. Bilirim, merakındır çoğu zaman seni böyle bu kadar cesur kılan. İflah olur mu hiç akıl danışmadan, belirsiz yollara çıkan? Kişi, kendi yaptığı hatayı kolaylıkla görmez. Mersin balığı, burnu taşa değmeden dönmez. Renkler seni cezbeder önce. Ardından kokusu gelir, ince ince. Ummanlara dalıp da uzaklara gitmek istersin. Hep güzele, başarıya doğru azimle yüzersin. Karşına çıkan dağlar, buzlar hiç gelir sana. Yüreğinden güç alırsın da kulaç atarsın sona. Gün gelir hayallerin kendi cüssene sığmaz. Koyayım bir kenara dersin, hiçbir kap almaz. Koşar adım ulaşayım istersin ideallerine. Bazen o kadar sabırsızca davranırsın ki yetersiz kalır koşmak bile. Vaktin yoktur; beklemeye, gözlemeye, izlemeye. Bir an önce varmalısın çünkü ulaşmak istediğin yere. Araştırmadan, sormadan, durmadan yaparsın bunu. Kısa yoldan elde etmek istersin umduğun sonu. Başarabilirim sanırsın ama yine de temkinli yaklaşmalı. Her daim tekmil verip izahat almalı. İlle de bildiğimi okuyacağım dersen, sen bilirsin. Musibet seni yıldırır da dersini öğrenirsin. Belki kırar seni biraz bu tecrübe. Ama kıymetlidir inan, altından bile. Başına gelenden ders al daima. Ancak yine de kendi başına kahraman olmaya çalışma. Cesaretin olsun elbette. Cesaret, başarıda seni sen yapar ziyadesiyle. Tekrar tekrar söylüyorum. Beni bir gün bir yerlerden duyacaksın biliyorum. Unutma yol yordam sormayı. Bir büyüğüne danışıp akıl almayı. Zarar görmene gönlümüz el vermez asla. Siz yeni nesiller, kıymetlidir her zaman ataların yanında.
Zorda kaldığın günlerde, mukayyet ol kendine. Telaşa kapılıp pişmanlık duyma ileride. Şöyle bir düşün, karar vermeden. Kendine zaman tanı, hakkın nihayete ermeden. Onurunu koy ilk maddeye mesela. Değerlerin gelsin hemen ardı sıra. Seni sen yapan ne varsa önceliğin olsun. Taviz verirsen, kendi özünü unutursun. Ters geliyorsa sana, sakın girme o işlere. Sonradan iyi ki diyeceksin, başta kayıp gibi görünse de. Yanlışa doğru deme, dünyaları verseler. Kimse için haysiyetinden vazgeçme, yoluna ipek halı serseler. Sakın ola korkak yetiştirmeyesin yüreğini.
Hayır demekten zinhar çekinme. Dikkat et, haram lokma girmesin evine. Üç kuruşluk menfaat için zalime boyun eğme. Başın dik olsun daima, korkakların oyununa gelme. Geçme namert köprüsünden, sel alırsa alsın seni. Sinme tavşan gölgesine, yerse aslan yesin seni.
Gülşen Ünüvar
Pedagog