Hakkı Bâtılla Karıştırma
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Ümmetim öyle bir zaman görecek ki, vücûdlarda elbiseler yiprandigi gibi kalblerde Kur'ân yipranacaktir. Davranislari korkusuz bir tamahkârlik olacaktir. Iyilik isleyen «Bu benden kabul olunur», kötülük isleyince de «afvedilir diyecektir."
Peygamberimizin bildirdigine göre, o günün insanlari Kur'ân'i Kerim´in azâbi haber veren âyetleri hakkinda bilgileri olmadigi için tamahkârligi. Allâh Korkusu'nun yerine koyacaklardir.
Aynen böylesine bir hâl, Allâh tarafindan Hiristiyanlar hakkinda bildirilmektedir.
Ulu Allah (C.C.) buyurur ki:
«— Onlardan sonra gelip Kitâb'a vâris olanlar, bu alçak dünyanin geçici seylerini tercih ederek «Biz afvediliriz» dediler. Eger önlerine benzer bir geçici dünya nimeti çikarsa onu da alirlar. Allah'a karsi haktan baskasini söyleyeceklerine dâir kendilerinden Kitâb'in hükmü uyarinca, söz alinmadi mi ve kitaptan olanlari incelemediler mi? Oysa ki, Allâh'dan çekinenler için âhiret yurdu daha hayirlidir, hiç anlamiyorlar mi?»
(A'raf - 169)
Âyet demek istiyor ki, onlar yani âlimler kitaba vâris oldular, yani içinde ne var, biliyorlar. Buna ragmen bu alçak dünyanin geçici ni'metlerini tercih ediyorlar, helâl olsun, haram oisun dünyada asiri arzularina uyuyorlar.
Yine Ulu Allâh (C.C.) buyuruyor ki:
"Allah'in huzuruna dikileceginden çekinenler için iki cennet vardir."
(Rahman - 46)
Ulu Allah (C.C.) buyuruyor kî:
"Bu, benim huzuruma dikileceginden ve benim haber verdigim korkunç âkibetlerden çekinenler içindir."
(75).
Kur'ân´i Kerim bastan sona kadar ikaz ve korkutucu haberler ile doludur. Üzerinde düsünen kimse eger içindekilere inaniyorsa uzun süreli kedere düser ve büyük bir korkuya kapilir.
Oysa ki, insanlar Kur'ân´i Kerim'i parça parça ederler. Onun harflerini mahreçlerinden çikarirlar, okunus kurallarina dikkatle refi, nasib ve fer ederler. Fakat sanki arap siirlerinden birini okur gibi onun mânâsini anlamaya ve gerektirdigi gibi okumaya önem vermezler.
Dünyada bundan daha büyük bir aldanis var midir? Buna yakin bir aldanis da hem günah ve hem de sevap isleyip de günahlari daha cok olan bir takim kimselerin günâhlarinin afvedilecegini beklemeleri ve günâh kefelerinin baskinligina ragmen iyilik kefelerinin agir basacagini sanma icindir. Bu davranis, cahilligin en koyusudur.
Bakiyorsun ki, adam helâl - haram bir kaç kurusluk sadaka veriyor, öte yandan verdigi sadakanin bir kac kati kadar müslüman malini veya süpheli geliri zimmetine geçiriyor. Belki de verdigi sadaka müslümanlarin el konmus mali iken ona güvenerek bir dirhemlik haram bir kazanci on dirhem kadar helâl - haram bir sadakanin karsilayacagini sanir.
Böylesi terazinin bir kefesine on dirhem, diger kefesine bir dirhem koyarak bir dirhemlik kefenin agirligîni on dirhemlik kefe ile dengeye getirmek isteyenin davranisindan baska bir sey degildir Bu da hic süphesiz, adamin koyu cahilliginden ileri gelir.
Böylelerinin bazilari, iyiliginin günahindan daha cok oldugunu sanir. Çünki nefsini hesaba çekmez, günahlarini incelemez de bir iyilik isledigi zaman onu aklinda tutar, onu hesaba katar.
Su kimse gibi ki; dili ile Allâh (C.C)'dan afv diler veya günde yüz kere tesbih çeker, arkasindan müslümanlâr hakkinda dedi - kodu yaparak onlarin serefini zedeler ve gün boyunca Allâh (C.C)'in razi olmiyacagi sayisiz ve hesapsiz sözler söyler. Buna ragmen çektigi tesbihlerde gözü kalir. Allâh (C.C)´dan yüz kere afv dilemis oldugunu unutmaz da bütün yaptigi hezeyanlardan gaafil olur. Halbuki bu hezeyanlari yazmis olsa tesbihlerinin yüz. belki de bin katina ulasir.
Kâtib melekler onun çirkin sözlerini yazmislardir. Allâh (C.C) da, agzindan bir söz çikar çikmaz ona azap tehdidinde bulunmus:
"Bir söz söyler söylemez, onun için, hazir bir gözcü vardir buyurmustur." (76).
Fakat o yine de mütemadiyen yaptigi tehlil ve tesbihlerin sevabini düsünür. Dedi - kodu yapanlara, yalancilara, koguculara. özü-sözüne uymayan münafiklara ve diger günahkârlara verilecek cezalari gözönünde bulundârmaz. Iste bu hâl, koyu bir aldanistir.
Hayatima yemin ederim ki, eger kâtib melekler bu adamdan kaydettikleri ve tesbihlerinin sayisini asan çirkin sözleri için yazma ücreti isteseler dilini bir cümle söylemekten bile sakinir, yazi ücreti fazla olmasin diye kontrolsuz zamanlarinda agzindan kaçirdigi o sözleri sayar, hesap eder ve tesbihleri ile denklestirirdi.
Nefsini hesaba çekip de yazi ücreti olarak bir kurus kaybetmekten korkan kimsenin yüce cenneti ve oranin nimetlerini kaybetmekten cekinmemesine sasilir. Bu durum, düsünce sahipleri için agir bir musibetten baska bir sey degildir.
Bu bizi iki ihtimal karsisinda birakir. Eger kitâb hakkinda süpheli isek inkarci kâfilerdeniz, yok eger ona inaniyorsak saskin ahmaklardaniz. Bu hâl, Kur'ân'i Kerim´in bildiklerine inanlarin hâli olmadigina göre kâfirlerden olmaktan Allah (C.C)'a siginiriz
Bu acik beyâna (Kur'an'i Kerim) ragmen bizi uyanmaktan ve gerçegi apaçik görmekten uzak tutan Allah (C.C)'i tesbih ederim! Böyle bir gaflet ve aldanisi kalblere musallat etmeye kadir olan Allah (C.C) kendisinden korkulmaya ve nefsin asilsiz kiskirtmalari ile seytanin ve arzunun bahanelerine dayanmayarak huzurunda aldanmaya ne kadar lâyiktir. En dogrusunu Allah bilir.