Cömertlik
‘Allâh’ın kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenâdır.’ (Âl-i İmrân, 180.)
‘Sadaka belâyı defeder, ömrü de uzatır.’ (Aclunî, Keşfü’l-Hafâ, c. II, s. 23.)
Âişe-i Sıddîka (r.anha) vâlidemizden rivâyet edildiğine göre bir gün Resûlullah (sav) Efendimiz’in huzûruna bir kız geldi. İki kolu felç olmuş hâldeydi. ‘Yâ Resûlallâh kollarım kurudu’, dedi. Peygamberimiz (sav) sebebini sorunca şöyle anlattı:
“Babam ve annem daha önceden vefât etmişti. Bu gece onları rüyâda gördüm. Babam havz-ı kevserin başında su dağıtıyordu.
Babama, ‘Annem nerede?’ dedim: ‘Kızım! Annen dünyâda cimri idi. Onun için Allah onu cehenneme attı.’ dedi.
Koştum vardım ki cehennemde alevler içinde yanıyor annem. Bir elinde gömlek eskisi, diğer elinde de bir miktar ekmekle yağ var. O koca alevlere karşı onları tuttu mu ateş geriye çekiliyor.
‘Anne, bu ne hâl!’ dedim. ‘Yavrum, bilememişim! Ben misâfir kabûl etmezdim, sadaka vermezdim. Ömrümde sâdece şu gömlek eskisiyle şu ekmek ve yağı fakirlere vermişim. Allah bunları elime verdi. Alevler üstüme gelirken onları tutunca ateş geriye çekiliyor ama diğer yandan gelen ateşler vücûdumu yaktı kavurdu.
Ciğerlerim püryan oluyor, ah bir su getirsen cennet suyundan.’ Koştum cennete, babama dedim ki: ‘Babacığım, annem cayır cayır yanıyor, şuradan biraz su ver de götüreyim.’
‘Yok yavrum! Bu su cehennem ehline haram, götüremezsin’ dedi. ‘Niye böyle yapıyorsun? Acımaz mısın? Hayat arkadaşın, bir yastığa baş koydunuz, vicdansızlık etme!’ dedim.
‘Yavrum, merhametim kuruyor cehenneme gidene. Eğer o duygu olsa ağlaya ağlaya ölürüm. Allah onu içimizden aldı.’
‘Ne yapacağım ya, ben su götürmeyecek miyim?’
‘Götüremezsin! Ben dünyâda iken derdim ki, gel misafirler dâvet edelim, Allah rızâsı için yedirelim, içirelim, yarın bu malın hesâbını biz vereceğiz. Huzûr-ı ilâhiyyede diz çökeceğiz. Sadaka verelim, yardım edelim. Annen râzı olmaz, ‘biz ne yiyeceğiz, çocuklarımız ne yiyecek?’ der, suratını asardı. Şimdi de cezâsını çekecek yavrum’ dedi.
‘Baba, çok vicdansızsınız’, dedim. Kâseyi doldurdum götürüyordum, ‘elin kurusun!’ dedi. Elim kurudu. Diğer elime aldım. ‘O elin de kurusun’ dedi. O da kurudu. Kâse yere düştü, ben de uyandım, (gördüğün gibi iki elim de felç olmuş yâ Rasûlallâh!)”
Peygamberimiz (sav) çok taaccüp etti. ‘Ya Âişe! Ben duâ edeyim, siz de âmin deyin’ buyurdu. Ve şöyle devâm etti: ‘Yâ Rabbi! Bu kızcağızın anlattığı rüyâ doğru ise ellerini düzelt, eski hâline getir Allâh’ım!’ Kızın elleri düzeliverdi.
‘Cennet cömertlerin evidir.’ (Tirmizi, Birr 40.) buyuruyor Peygamberimiz (sav).
Sehâvet/cömertlik sıfatı Allâh’ımızın birinci sıfatı.
Rabbimiz bizleri cömertlerden etsin!
Âmin.