Gönderen Konu: Kötülüğe Göz Yummayalım (Okunma sayısı 3956 defa)

fanidunya NET · « : Temmuz 26, 2024, 05:34:17 ÖS »

Kötülüğe Göz Yummayalım

İnsanoğlu tabiatı gereği hata eder, günaha girer. Peygamberlerden başka hiç kimse ismet sıfatına sahip değildir. Lakin hataya düşen günah işleyenin bu hal üzere ısrar etmesi, günahı topluma yaymaya çalışması farklı bir konudur. Burada Allah Teala’ya karşı bir meydan okuma vardır. Bu durumda müslümanlar asla sessiz kalamazlar. İyiliği emretme kötülükten sakındırma sorumluluğunu yerine getirirler. Çünkü ümmet-i muhammedin vasfı Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle ifade edilir: ‘’ Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz.’’[1]

İmam Kurtubî (r.aleyh) âyetin tefsirinde şöyle der: ‘’ İyiliği emreder, kötülükten men edersiniz âyeti, bu ümmete, bunu yerine getirdikleri ve bu niteliğe sahip oldukları sürece bir övgüdür. Eğer, kötülüğe karşı çıkıp onu değiştirmeyi terk edecek, kötülüğü işlemek üzere birbirleriyle anlaşacak olurlarsa, o takdirde bu övgüyü hak etmezler, bunun yerine yerilirler. Bu, onların helâk edilişlerine de sebep teşkil eder.’’[2]

Yani fert ve toplum olarak müslümanlar iyiliği ikame edip, kötülükten sakındırdıkları müddetçe ‘’hayırlı olmak’’ ile nitelendirilirler. İçinde bulunduğumuz süreçte ‘’ne kadar hayırlıyız?’’ sorusunu sorup gerekli muhasebeyi yapmak hepimizin boynunda bir borçtur. Belirtilmesi gereken diğer mühim bir nokta da iyilik ve kötülüğün ne olduğunu bilmekle alakalıdır. İyilik ve kötülüğün ne olduğuna dair ilim tahsil etmemiş, en azından asgari malumat sahibi olmamış bir kimsenin iyiliği emretme kötülükten sakındırma adına kaş yapayım derken göz çıkaracağı, ümmeti fitneye düşüreceği de gözden kaçırılmaması gereken önemli bir noktadır. Bu sebepten ötürü her müslümanın haram ve helallere dair bilgi sahibi olması, hayatını bu çerçevede dizayn etmesi zaruridir. Aynı bağlamda Efendimiz (s.a.v) de şöyle buyurmuştur: ‘’ Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.’’[3]

Bu hadis-i şerifin şerhinde alimlerimiz çok önemli meselelere değinmişlerdir. Bazı noktaları belirtmekte fayda olacaktır:

- ‘’Münkerden nehyin nasıl yapılacağını Resûl-i Ekrem (s.a.v) bu hadiste güzelce beyan etmiştir. Mezkur beyandan anlaşıldığına göre bir kötülük gören kimse imkan bulursa onu eliyle men edecektir. Buna gücü yetmiyorsa diliyle, bu da mümkün değilse kalbiyle mani olacaktır. Kalple mani olmanın manası o şeyi kerih görmek, ondan tiksinmektir. Bu hakikatte bir kötülüğe mani olmak değilse de başkası elinden gelmediği için bizzarure onunla iktifa eder. Allah’u a’lem bundan dolayı onun hakkında ‘’imanın en zayıfıdır.’’ buyrulmuştur.[4]

- Bilmeli ki ecir külfete göredir. Emr-i bi’l ma’rûfu bir kimseye olan sadakati, sevgisi, yaltakçılık yapması, bir kimseden itibar beklediği veya onun yanında itibarının devam etmesini istediği için elden bırakmamalıdır çünkü ona olan sadakat ve sevgisi kendisine bir hürmet ve hak icap eder. Onun haklarından biri de kendisine nasihat etmek ve ona ahireti için yararlı işler göstermek, zararlılardan korumaktır. İnsanın dostu ve ahbabı, ahiretini mamur etmeye çalışan kimsedir. Velev ki bu hal onun dünyası hakkında bir noksanlığa sebep olsun. Düşmanı ise ahiretinin zayi olmasına veya noksanlığına çalışandır, isterse bu sebeple ona dünyası için bir nevi menfaat hasıl olsun. İblisin bize düşmanlığı böyledir. Peygamberler (salavatullahi ve selamuhu aleyhim ecmain) müminlerin dostlarıdır çünkü onların ahiretlerine yararlı şeylere ve o şeyler için kendilerine yol göstermeye çalışırlar.[5]

İyiliği emretmek kötülüğü nehyetmek bağlamında imanın en zayıf noktası olarak zikredilen kalple düzeltme cihetine gitmek belki de konunun en önemli meselesini içerir. Çünkü kalbi kötülükleri hoş görmeye başlayan kimse, küfrün uçurumunun kenarında demektir. İmam Münâvi (r.aleyh) bu hususta şöyle demektedir: ‘’Kötülükleri çokça görmek onu işlemiş gibi olma mertebesine intikal edebilir. Şöyle ki bu durumda kalpler kötülüğü temyiz etme, ona karşı çıkma nurundan mahrum kalır. Çünkü bir kalbe kötülükler sürekli yansır, gözün önünde kötülükler sürekli cereyan ederse mevzubahis kötülüğün kalpteki büyüklüğü, ona karşı olan inkarı yavaş yavaş kaybolur. Öyle ki kalplerin alışması sebebiyle insanlar kötülüğü görürler ama akıllarına onun kötülük olduğu dahi gelmez.’’[6]

Cenâb-ı Hakk bizi bu hale düşmekten muhafaza eylesin.

AMİN.
--------------------------------------------------------

[1] Âl-i İmrân,3/110.

[2] El-Câmi’ Li-Ahkâmi’l-Kur’âni’l-Kerîm, 4/162.

[3] Müslim, Îmân 78.

[4] Sahîh-i Müslim Tercüme ve Şerhi, ilgili hadisin şerhi.

[5] Şerhu’n-Nevevî Alâ Sahîhi Müslim, 2/216.

[6] Feyzu’l-Kadîr, 2/399.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Kötülüğe Göz Yummayalım (Okunma sayısı 3956 defa)

fanidunya NET

Kötülüğe Göz Yummayalım

BENZER KONULAR