Mü’min Deًğerini Bil!
Mümin kullar!.. İmanı, bütün ve katksz, ameli, Sünnet üzeri ve salih
İmanı, salih amel işletmekte ve emrolunduًu gibi dosdoًru olmasn saًlamaktadr
Mümin kullar!.. Mallarnn ve canlarnn bedeli ebedî cennet olan kullar
Yalnz ve yalnz, kendilerini yaratan آlemlerin Rabbi Allah âzze ve Celleye kul olmu olanlar
Allahdan baka rabb, melik ve ilâh kabul etmeyen salîh kullar
Allaha ve Rasulü Muhammed (s.a.s.)e iman edip itaat eden sadk kullar
Allah Teâlânn, kendileri için:
Hiç übhesiz Allah, müminlerden-karlًnda onlara mutlaka cennet vermek üzere-canlarn ve mallarn satn almtr.1 diye buyurduًu muvahhid kullar
Gevemeyin, üzülmeyin, eًer (gerçekten) iman etmiseniz en üstün olan sizlersiniz.2 diye Allah tarafndan ِvülen muttakî kullar
Yaratl gayeleri, Allaha kul olmak
Onlar da bu gayelerinin gereًi, kendisinden baka hak ilâh olmayan, kullar üzerindeki hâkimiyetinde ei, benzeri ve ortaً bulunmayan Allah Teâlâya kul olmu, kulluًun icâb olan itaatlerini, kendilerine Rasulullah (s.a.s.)i ِrnek ederek gerçekletirmilerdir
Hayat, iman ve cihaddr. Hakikatna inanm, bütün iman edip imanlarn asla zedelememi ve Allah yolunda cihada devam etmilerdir
Muvahhid mümin kullar
Allahn hükümlerine teslim olmu müslüman kullar
Kadn olsun, erkek olsun bu teslimiyetlerini hakkyla yerine getiren kullar, Rabbimiz Allah deًerli klm, deًerlerini yüceltmi ve onlardan raz olmutur
فman edip salih amellerde bulunanlar ise, ite onlar da yaratlmlarn en hayrllardr.
Rabbleri katnda onlarn ِdülleri, içinde ebedî kalclar olmak üzere ardndan rmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan raz olmutur, kendileri de Ondan raz kalmlardr.3
Bِyle buyurur onlar hakknda, onlardan raz olup onlar raz eden yegâne ilâhmz Allah Teâlâ
Yaratlmlarn en hayrllar olan mümin kullarn, Allah katndaki deًerini, alemlere rahmet olarak gِnderilen Rasulullah (s.a.s.) hadis-i eriflerinde beyan buyurmaktadr
Abdullah b. Amr (r.a.)n rivayetiyle ِyle buyurur Rasulullah (s.a.s.):
Allah katnda müminden daha deًerli hiçbir ey yoktur.4
Abdullah ibn Abbas (r.anhum) anlatyor:
Rasulullah (s.a.s.), Kabeye bakp ِyle buyurdu:
Lâ ilâhe فllallah, ne güzelsin, ne kadar da güzel kokuyorsun. Ne kadar büyük bir saygnlk ve dokunulmazlًa sahibsin.
Mümin kiinin saygnlk ve dokunulmazlً, seninkinden daha büyüktür.
Yüce Allah, sana dokunulmasn ve zarar verilmesini haram klmtr. Ayrca mümin kiinin maln, cann ve rzn saygn ve dokunulmaz klp onun hakknda kِtü düünülmesini yasaklam ve haram klmtr.5
Mü'min kulun deًeri, kalbinde tadً katksz imandan ileri gelir... Kalbi ihâta eden Tevhid ve فman, bedenin diًer organlarna te'sir eder ve onlarn imann emrine girmesini saًlar... Bir kulu deًerli klan, kalbinde yer alan ve kalbini tamamyla kuatan katksz imandr... Kul, bu iman sayesinde deًer kazanr ve yücelir... فmann gereًi olan salih ameller ileyerek takvaya ular ve takvasyla Rabbi Allah'n katnda bir üstünlük saًlar... Bu imandr, ona hakkyla sahip olan mü'min kulu tertemiz yapan... Bu imandr, dünyada izzete, ahirette de cennete sahip olmay saًlayan...
Bir kalbde, imann yerine küfür, Tevhidin yerine irk yer aldً zaman o kalbin sahibini pisletirir, kirletir, necis bir hâle getirir... Dünyada zillet, ahirette ise ebedî cehennem onun hakk olur... Necâset olan irk ve küfür, girdiًi kalbin sahibini necis yaptً gibi, dünyada da, ahirette de çok deًersiz bir hâle getirir...
''Ey iman edenler, mürikler ancak bir pislik (necis)tirler. ضyleyse bu yllarndan sonra artk Mescid-i Haram'a yaklamasnlar.''6 diye buyurmakta آlemlerin Rabbi Allah...
فman edip salih amel ileyenler, yaratlmlarn en iyisi iken:
''قüphesiz kitab ehlinden ve müriklerden inkâr edenler, içinde sürekli kalclar olmak üzere cehennem ateindedirler. فte onlar, yaratlmlarn en kِtüleridir. ''7
Yaratlmlarn en iyisi, en temizi, en güzeli ve en hayrls olan mü'minler, salih ameller iler ve bu hayrl hâllerini titizlikle korumaya çalrlar
فman üzere, فslâm üzere yaar ve bu akîde ile bu salih amel üzere ِlmeyi dilerler
Allah' seven ve Allah'n sevdiًi kullar...
Mü'min kardelerine kar alçak gِnüllü, kâfirlere kar güçlü ve izzetli kullar... Allah yolunda üzerine düen cihad vazifelerini hakkyla yapan ve hiçbir knaycnn knamasndan çekinmeyen vakarl kullar...8 Allah' velî edinmi,9 Allah'n velîleri...10 Muvahhid Mü'minler, Rahman Allah'n velîleridirler...
Ebu Hüreyre (r.a.) rivayet eder.
Rasulullah (s.a.s.) ِyle buyurdu:
''Allah ِyle buyurdu:
Her kim, (Beni tanyan ve ihlâs ile bana ibadet eden ) velîme dümanlk ederse, Ben de ona harb ilân ederim. ''11
Ve:
''فman edenlere yardm etmek, Bizim üzerimize bir haktr.''12 buyurur Allah Teâlâ...
Allah Azze ve Celle, irkin ve küfrün her türlüsünden arnm, asla irk komam, kendisini Tevhid eylemi ve yalnzca kendisine ibadet, yani itaat etmi olan muvahhid mü'min kullarna kendisinin takdir buyurduًu deًeri vermi, kalblerini uzlatrm, kalblerine iman yerletirmi, onlar ate çukurunun kenarnda atee dümekten kurtarp kardeler klmtr... 13 Dinlerini kemâle erdirmi, üzerlerindeki nimetini tamamlam, din olarak onlara فslâm' seçmi ve ondan raz olmutur...14Onlara düman olanlarn, kendisine düman olduklarn ve o dümanlara harb atًn beyan buyurmutur:
''فnkâr edenler, kaçp kurtulduklarn sanmasnlar. Gerçek u ki onlar, (Bizi) âciz brakamazlar.
Onlara kar gücünüzün yettiًi kadar kuvvet ve besili atlar hazrlayn. Bununla, Allah'n düman ve sizin dümannz ve bunlarn dnda sizin bilmeyip Allah'n bildiًi diًer (dümanlar) korkutup caydrasnz. Allah yolunda her ne infâk ederseniz, size noksansz olarak ِdenir ve siz, hakszlًa uًratlmazsnz. ''15
Allah, mü'min müslüman kullarna bِyle deًer veriyor ve onlarn velîsi, yani dostu, yardmcs, destekleyicisi olduًunu, bundan dolay yalnz Allah'a dayanp güvenmelerini emir buyuruyor:
''Sizin velîniz, ancak Allah, O'nun Rasulü, rukû ediciler olarak namaz klan ve zekât veren mü'minlerdir.
Kim Allah', Rasulünü ve iman edenleri velî edinirse, hiç üphe yok, galib gelecek olanlar, Allah'n taraftardr.''16
'' ( Yakup dedi ki : ) ' Hüküm, yalnzca Allah'ndr. Ben, O'na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnzca O'na tevekkül etmelidirler.''17
Allah katnda en deًerli varlk olan Mü'min müslüman kulun rahatsz edilmesi, ona eziyet edilmesi, korkutulmas câiz olmadً gibi, haram ve günahtr...
''Mü'min erkeklere ve mü'min kadnlara irtikab etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açk bir günah yüklenmilerdir.''18
فbn ضmer (r.anhuma) rivayet eder.
Rasulullah (s.a.s.) ِyle buyurur:
''Kim bir mü'mini korkutursa, onu, kyamet gününün korkularndan emin klmamak, Allah üzerine hak olur.''19
Allah Teâlâ, O'na velî olmu ve kendisinin velîsi olduًu bir mü'min kulunu, mü'min olduًu için bilebile ِldüren kimsenin ebedî cehennemlik olduًunu, gazaba ve lânete uًradًn beyan buyurur:
''Kim bir mü'mini kastl olarak (taammüden) ِldürürse cezas, içinde ebedî kalmak üzere cehennemdir. Allah, ona gazablanm, onu lânetlemi ve ona büyük bir azab hazrlamtr.''20
فmam Nesefî (rh.a.), '' Medârikût-Tenzîl '' adl mehur tefsirinde, bu ayeti tefsir ederken ِyle diyor:
''Yani, bir kimseyi mü'min olduًunu bilerek kastl bir ekilde ِldürürse, demektir. Ki bu, küfürdür. Ya da bir mü'mini ِldürmeyi helâl sayarak ِldürürse, bu da aynen küfürdür. Cezas, içinde ebediyen kalacaً cehennemdir. Yani, Allan onu cezalandrrsa eًer. اünkü Rasulullah (s.a.s) ِyle buyurmutur: :
''Eًer Allah onu cezalandrrsa, ite bu cehennemde ebedî kal onun cezasdr.''
Bazen, 'hulûd' ifadesiyle cehennemde uzun müddet cezal olarak kalmak kasdolunur.
Allah, ona gazab etmi, intikam ve ِç alm, onu lânetlemi ve büyük bir suç ilediًinden muazzam bir yanl yaptًndan dolay, onun için büyük bir azab hazrlamtr. ''21
El-Berâ b. آzib (r.a.)'n rivayetleriyle ِyle buyurur Rasulullah (s.a.s.) :
''قüphesiz dünyann yok olmas Allah katnda, haksz yere bir mü'mini ِldürmekten ehvendir.''22
فmam Sindî (rh.a.), bu hadisin mânâsyla ilgili olarak ِzetle ِyle der:
'' Bu hadis, bir müslüman ِldürmenin çok büyük ve aًr bir suç olduًuna delâlet eder.
قِyle ki:
فnsanlarn nazarnda dünya, yani yer küresi büyük ve ِnemli bir varlktr. Yer küresinin yklp gitmesi de, insanlarn gِzünde çok büyük bir musîbettir. Bu itibarla, ' dünyann yok olmas, müslüman ِldürmekten daha ehven ve basittir ' denilince, müslüman ِldürmenin anlatlmayacak derecede tehlikeli, korkunç, çirkin ve çok büyük bir âfet olduًu belirtilmi olur.
Bazlarna gِre, bu hadisteki mü'minden maksad, Allah Teâlâ'y gerçek mânâsyla tanyan, sfatlarn mahiyetine vakf olan kâmîl mü'mindir. اünkü yer küresinin yaratl hikmeti, bِyle mü'minlerin yaamas, Allah'n azametini düünmesi yerde, gِkte bulunan varlklarda tefekkür edip imanla ilâhî srlara kavumasdr. قu hâlde yer küresi ve dünya, kâmil mü'minler için yaratlmtr. (Dünya,) Allah katnda asil bir yaratk deًildir. Asil yaratk, kâmil mü'mindir. Durum bu olunca, dünyann yklp yok olmas, kâmil mü'minin ِldürülmesinden daha hafiftir.''23
Enes b. Malik (r.a.) rivayet eder.
Rasulullah (s.a.s.) ِyle buyurur:
''Her mü'minin iki kaps vardr. Bir kapdan ameli akar, diًer kapdan rzk iner. ضldüًü zaman, bu iki kap onun için aًlar.
فte: ''Onlar için ne gِk, ne yer aًlamad ve onlarn azab ertelenmedi.'' (Duhan, 44/29)24 ayet-i kerimesi'' buna dairdir.
Saîd b. Cübeyr (rh.a.) anlatyor:
Bir adam Abdullah b. Abbas'a geldi ve Ona:
Ya فbn Abbas, Allah Teâlânn:
''Onlar için ne gِk, ne yer aًlamad ve onlarn azab ertelenmedi.'' (Duhan, 44/29) kelâm için ne dersin? Gِkler ve yer bir kimse için aًlar m? diye sordu.
Abdullah فbn Abbas ِyle dedi:
Evet, hiçbir yaratk yoktur ki, onun gِkte bir kaps, bulunmu olmasn. Kiinin rzk O kapdan iner ve ameli o kapdan yukar çkar.
Mü'min kul ِlünce, amelinin yukar çktً ve rzknn aaً indiًi, gِkteki o kap kapanr. Bundan dolay gِk onun için aًlar. Yeryüzünde namaz klm olduًu ve üzerinde Allah' zikrettiًi yerini kaybedince de yeryüzü onun için aًlar.
Fir'avn kavminin ise, ne yeryüzünde faydal bir eseri vard, ne de gِklere yükselecek salih bir amelleri. Bu sebeple gِkler ve yer onlarn üzerine aًlamad.26
قureyh b. Ubeyd el-Hadrâmî (r.a.)'dan.
Rasulullah (s.a.s.) ِyle buyurdu:
قübhesiz فslâm garib balad. Baladً gibi yine garib olarak dِnecektir.
قunu bilin ki; müminin adna gurbet olmaz. (اünkü) kendisi için aًlayacaklarn yannda bulunduًu bir gurbette bir mümin ِlecek olursa, mutlaka gِk ve yer onun için aًlar.
Sonra Rasulullah (s.a.s.):
Onlar için ne gِk, ne yer aًlamad. Buyruًunu okudu. Arkasndan:
اünkü onlar, kâfir için aًlamaz. Buyurdu.27
Mücahid (rh.a.) ِyle dedi:
Bir mümin ِlürse, mutlaka gِk ve yer krk sabah (krk gün) onun için aًlar.
(Ebu Yahya) dedi ki:
Ben de Ona:
Yer aًlar m? Dedim.
O:
Buna ayor musun? Yer, ruku ve sucudla kendisini imâr eden bir kul için neden aًlamasn? Gِk de, tekbiri ve tesbihi ile kendisinde ar vzlts gibi bir uًultu uyandran bir kul için neden aًlamasn?28
Abdullah فbn Abbas (r.anhuma), Mücahid (rh.a.), Said b. Cübeyr (rh.a.) ve benzeri âlimlerden, bu aًlamann krk gün devam ettiًi rivayet edilmektedir.29
Kadn olsun, erkek olsun katksz iman eden mümin ahsiyet, en kymetli, en deًerli ve en hayrl olan kii, taًutu reddedip Allaha inanm ve hiç kopmayan kulpa yapm kul!..
Bir kalenin fethi esnasnda bir müminin ِldürülmesi sِz konusu olunca, Emirul müminin فmam ضmer ibnul Hattab (r.a.) ِyle sِyler:
Ben, tek bir kimsenin dahi burnunun kanamasna raz olmam. Bir mümini dünyalara deًimem!
فmam ضmer (r.a.), Enes b. Mâlik (r.a.)a sorar:
Herhangi bir ehri kuattًnzda ne yaparsnz?
Enes (r.a.) bu soruya:
ضnce, bir adama silah ilenmesin diye deriden bir elbise giydirir, sonra da onu ehre gِndeririz, cevabn verir.
فmam ضmer:
Peki, ya onu talarlarsa? Diye sorar.
Enes:
O zaman ِlür, bir ey yapamayz, dediًinde,
فmam ضmer:
Bِyle yapmayn! Hayatm elinde olan Allaha yemin ederim ki, eًer bir mümini kaybedecekseniz, dِrt bin silah ِrlü bir ehri alma pahasna da olsa bu beni sevindirmez! Dedi.
Baka bir zaman da فmam ضmer (r.a.)n, o günün imkânszlklar içinde tehlikeli bir denizde fethe girime teebbüslerine kar ise u cevab verdiًi bilinmektedir:
Vallahî, benim için bir tek müslüman, Bizanstan ve Bizansn içinde bulunan her eyden çok daha deًerli, çok daha sevimlidir. Sakn, sakn bana bu konuda bir daha bir ey sormayn!30
Mallarna ve canlarna cennet bedel klnan mümin kullar, kullara kul olmay reddedip yalnzca Allaha kul olmu ve bu deًerli dereceyi elde etmilerdir
Bundan dolay diyoruz ki:
Mümin müslüman ahsiyet kendi deًerini bilmeli, bu servetin, be cevherin ve bu hazinenin farkna varmaldr
Her zamanda ve mekânda Allah için mütavaz olup kymetini takdir etmeli ve onu asla aaًya düürmemelidir
Her ânda olmas gerekli olduًu hâlini korumaldr
اünkü Allah katndaki en kymetli varlk, müminin varlًdr
Mümin ferdin en yakn çevresi, muvahhid ailesidir
Tevhid ailesinin her ferdi muvahhid mümindirler
Aile reisi olan mümin baba, hem kendi deًerini bilecek, hemde muvahhid mümin olan hanmnn deًerini bilecektir
Mümin müslüman olan hanm da, hem kendi deًerini bilecek, hem de mümin olan kocasnn deًerini bilecektir
Muvahhid mümin olan anne ve baba, yine Muvahhid mümin olan çocuklarnn deًerini bilecek, çocuklar da mümin anne ve babalarnn deًerini bileceklerdir
Bu muvahhid aile, en yakn çevreleri olan mümin müslüman akrabalarnn ve komularnn deًerini bilecek, karlkl birbirlerini sevip sayacaklardr
Merkezden çevreye bu deًer bilip takdir edilerek, büyük Tevhid ailesi olan vasat ve ahid ümmetin her mümin ferdinin deًeri takdir edilip bilinmesi gerekir
Aziz فslâm Milletinin mümin müslüman ferdleri, birbirlerinin kymetini bilir, hürmet ve muhabbetlerini, Rabbleri Allahn rzasna uygun gerçekletirecek olduklar vakit, kalbleri uzlar, aralarndaki velâyet baًlar pekiir, Hepsi sklm bir yumruk, yâda bir vücûdun organlar hâline gelirler
Karde ve dost olurlar
Hep beraber Allahn ipine smsk sarlr, iman kardei olduklarnn deًerini bilir, kardeliklerini son nefesine kadar korurlar
Bir ümmet, birbirine karde olur, birbirinin velîsi hâline gelirlerse, dünyada izzet ve zafere kavuur, فnaallah ahirette cennette buluurlar
Ebu Said el-Hudrî (r.a.)n rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) ِyle buyurur:
Müminden bakasn dost tutma/arkadalk etme!31
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Dipnot
1- Tevbe, 9/111.
2- آl-i فmrân, 3/139.
3- Beyyine, 98/7-8.
4- Taberânî, Mucemus-Saًir Tercüme ve قerhi, çev. فsmail Mutlu, فst. 1997, c.2, Sh.313, Hds.615 فmam Suyutî, Câmius-Saًir Muhtasar Tercüme ve قerhi, çev. فsmail Mutlu, Vdً. فst. 1996, C.3, Sh. 237, Hds. 3313 (7603). Taberânî, Mucemul- Evsattan. Ayruca bkz. Münâvî, Feyzul-Kadir, C.5, Sh. 366, Hds.7603.
5- Nûreddin el-Heysemî, Mecmauz-Zevâid, çev. Mehmut Bilici-Yaar Hüngِr, فst. 2009, C.6, Sh.198, Hds.5736. Hadisi Teberânî- Mucemul-Kebîr(10966)de rivayet etmitir. فsnadnda yer alan Hasan b. Ebi Cafer قâibeli olmakla birklikte güvenilirdir.
6- Tevbe, 9/28.
7- Beyyine, 98/6.
8- Bkz. Mâide, 5/54.
9- Bkz. Bakara, 2/257. Mâide, 5/55.
10- Bkz. Yunus, 10/62.
11- Sahih-i Buhârî, Kitabur-Rikak, B.38, Hds.89. Beyhakî, Kitabüz-Zühd, çev. Enbiya Yldrm, فst. 2000, Sh.228, Hds.798.
12- Rum, 30/47.
13- Bkz. آl-فmrân, 3/103.
14- Bkz. Mâide, 5/3.
15- Enfal, 8/59-60.
16- Mâide, 5/55-56.
17- Yusuf, 12/67.
18- Ahzab, 33/58.
19- فmam Suyutî, Câmius-Saًir Muhtasar,c.3, Sh.321, Hds. 3537 (8349). Taberânî, Mucemul-Evsattan. Sh.357, Hds.3648 (8714) Beyhakî, قuabul-فmandan. قerhi فçin bkz. Münâvî, Feyzul-Kadir, c.6, Sh.41, Hds.8349.
20- Nisa, 4/93.
21- فmam Nesefî, Nesefî Tefsiri, çev. Harun ـnal, فst,2006, C.3, Sh.129.
22- Sünen-i فbn Mace, Kitabud-Diyât, B.1, Hds.2619. Sünen-i Tirmizî, Kitabud-Diyât, B.7, Hds.1414.
Sünen-i Nesâî, Kitabu Tahrimud-Dem, B.2, Hds.3974-3977.
23- Haydar Hatipoًlu, Sünen-i فbn Mace Terceme ve قerhi, فst.1983, C.7, Sh.259.
24- Duhan Sûresi, ayet 17den 31e kadar, Musa (a.s.) ile Fravn kavmi hakknda olup, mürik ve kâfir kavmin helâk beyan edilmekte, bu helâk edilii hak ettikleri için onlara, ne gِk, ne de yerin aًlamadً açklanmaktadr.
25- Sünen-i Tirmizî, Kitabu Tefsirul Kurân, B.45, Hds. 3470. El-Hafz فbn Hacer el-Askalânî, Metâlibul-آliye, çev. Adem Yerinde-Hüseyin Kaya, فst. 2006, C.4, Sh.314, Hds.3733. Ebu Yalâ el- Mevsilî, Müsnedden.
Not: Ebu Yalânn rivayetinde u ziyade yer alr:
(Rasulullah,) sonra ِyle dedi:
Onlar, yeryüzünde birtane bile salih amel ilemediler ki, (gِk ve yer) onlar üzerine aًlasn. Onlarn amelleri ve sِzlerinden gًِe bir tane bile güzel bir sِz yada salih bir amel çkmadi ki, onlar ِzleyip onlar için aًlasn.
Nûreddin el-Heysemî, Mecmauz-Zevâid, c.11, sh.600, Hds.11332. Ebu Yalâdan.
Ebu Cafer Muhammed b. Cerîr et-Teberî, Teberî Tefsiri, çev. Hasan Karakaya-Kerim Aytekin, فst.1996, C.7, Sh.363.
26- et-Teberî, Teberî Tefsiri, C.7, Sh.363. فmam Hafz فbn Kesîr, فbn Kesîr Tefsiri, çev. M. Beir Eryarsoy, فst. 2012, c.10, Sh.73.
27- فmam Hafz فbn Kesîr, A.g.e. c.10, Sh.73, Hds.5997. فbn Cerirden.
28- فmam Hafz فbn Kesîr, A.g.e. c.10, Sh.74.
29- et-Teberî, A.g.e. c.7, Sh.363. فmam Hafz فbn Kesîr, A.g.e. c.10, Sh.74.
30- فmam Suyutî, A.g.e. C.3, Sh.213 (erh bِlümünden)
31- Sünen-i Ebu Davud, Kitabul-Edeb, B.16, Hds.4832.
Sünen-i Tirmizî, Kitabüz- Zühd, B.44, Hds.2506.
Sünen-i Dârîmî, Kitabul-Etime, B.23, Hds.2063.
Ayrca bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3,sh.38.