ADİL OL ZÂLİM OLMA
Zıtlar bizi terkibe götürüyor
Adaleti¸ zalimden de öğrenmek mümkündür. Haccac-ı Zâlim var mesela; halk ona zalim diyor¸ ama o kendi içinde tutarlı¸ adil. Sen¸ zalimi tanıyacaksın; hem zulmünü bertaraf etmek için¸ hem de onun gibi olmamak için.
Zulüm¸ en genel anlamıyla¸ fıtratın bozulmasıdır
İnsanın bozulmasıdır. İnsanın bozulması¸ akıl tutulmasına ve basiret kapanması sebep olur. Vicdanlar yaralanır. Vicdan¸ akl-ı selîmdir
İnsanı¸ insan yapan bir meleke! “Vicdan¸ Hakkın aynasıdır” da derler. Buyruldu ki; “Karar verirken¸ vicdanının sesini duymazlıktan gelme!” (4/Nisa¸ 58)
Zıtlar bizi terkibe götürüyor
Adaleti¸ zalimden de öğrenmek mümkündür. Haccac-ı Zâlim var mesela; halk ona zalim diyor¸ ama o kendi içinde tutarlı¸ adil. Sen¸ zalimi tanıyacaksın; hem zulmünü bertaraf etmek için¸ hem de onun gibi olmamak için.
Zulüm¸ en genel anlamıyla¸ fıtratın bozulmasıdır
İnsanın bozulmasıdır. İnsanın bozulması¸ akıl tutulmasına ve basiret kapanması sebep olur. Vicdanlar yaralanır. Vicdan¸ akl-ı selîmdir
İnsanı¸ insan yapan bir meleke! “Vicdan¸ Hakkın aynasıdır” da derler. Buyruldu ki; “Karar verirken¸ vicdanının sesini duymazlıktan gelme!” (4/Nisa¸ 58)
İçimizde vesveseler olur¸ kaygılar¸ endişeler
İç sesimiz bazen hayır söylemez. İnsanız¸ kıskanırız¸ haset ederiz¸ düşmanlık besleriz. Bunlar¸ insanın içinde cereyan eder. Eğer bu cereyanın tesirinde kalır isek¸ Hak korusun¸ zalimleşiriz. Peki¸ ne yapmalı? Ecdat bunun için bazı formüller bulmuşlar:
Evleri süsleyen “Bu da geçer yâ Hû!”¸ “Hoş gör yâ Hû!” tabloları
“Hasbünallah” zikirleri¸ “lâ-havle!” çekmeler
Bütün bunlar¸ insanın otokontrol mekanizmasını geliştiriyor¸ sakinleşmeye¸ hakkaniyetle meseleleri anlamaya imkân veriyor.
Bir gün Beyazıt'a sormuşlar:
– Senin de kalbine kötü şeyler gelir mi? Buyurmuş ki¸
– Uğrar geçer!
Kalbimize kötü şeyler gelecek
Gelir de; ama uğrayıp geçer mi? Uğrayıp geçmesi lazım ki¸ hayatı zenginleştirelim. Yoksa o iç sesler düşmanlığa¸ zulme sebebiyet verir. Toplumsal güven¸ huzur ve istikrar kaybolur.
Bendeniz¸ “Nasıl böyle büyük bir devlet olduk?” sorusu muvacehesinde Aşıkpaşazâde'nin tarihini okudum. Osmanlı'yı cihan hâkimi kılan esaslar nelerdir¸ onları tetkik ettim. Osmanlı'nın temel dinamiklerinin şunlar olduğunu gördüm:
1. Adalet
2. İsti'malet/Hüsn ü mu'amele
3. Ehliyet
4. Ahde vefa
Bu dört temel ilkenin aslî kaynağı¸ yine adalettir. Adalet olur ise¸ muameleniz de güzel olur. İşi¸ “benim adamıma” değil de hak edene verirsiniz. Ehliyet ararsınız. Bekledikleriniz olmadı¸ diye ceffel kalem insanları silip atmazsınız; vefalı olursunuz. İşte Osmanlı'yı cihan hâkimi yapan temel değerler bunlar
Yardım et
Adalet¸ kardeşine yardım etmendir!
Hz. Enes'ten gelen bir rivayeti hatırlıyorum
Efendimiz (s.a.v.) dostlarına¸ “Zalim de olsa¸ mazlum da olsa kardeşine yardım et!” buyurdu. Bunun üzerine orada bulunanlardan birisi¸ “Ey Allah'ın Rasûlü¸ kardeşim mazlumsa ona yardım ederim. Ama zalimse nasıl yardım edebilirim ki?” dedi.
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Onu zulümden alıkoyar¸ ona mâni olursun
Bu da ona yardım etmektir.”
İnsanı insan yapan şu evrensel değere dikkat eder misiniz? Zalim veya zulme meyletti diye¸ kardeşinle hemen köprüleri atma
Silici olma! Onu hayra çağır¸ gittiği yolun yanlış olduğunu göster. Eğer köprüyü atarsan¸ o zalim¸ daha da zalim olacak. Düşmüş o¸ kuyuda; elini uzat¸ çıkartıp topluma hazırla.
Velhasıl¸ sen¸ âdil ol¸ zâlim olma!