Birbirinize buğz kin ve düşmanlık beslemeyin!
Ey Allah’ın kulları, kardeşler olun!” (Buhârî, Edeb, 57) buyurarak, kardeşliği, birlik ve beraberliği muhafaza adına dikkat edilmesi gereken birçok önemli husus zikretmiştir ki, bunlardan birisi de وَلاَ تَدَابَرُوا buyruğuyla ifade ettiği “sırt çevirip küs mek”tir.
Birbirinize sırt çevirip küsmeyin!
Sırt çevirmekten maksat; karde؛lerin birbiriyle ilgi ve alakayı kesip uzakla؛ması, dargın hale gelmesi, birbirini terk etmesi, birbirlerine dü؛manlık ve kin beslemesidir.
Müslümanlar, birbirlerine sırtını dِnmemeli, yüz çevirmemelidir. Rabbimiz Teâlâ: “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.” (et-Tevbe, 9/71) buyurmaktadır. آyette geçen "evliyâ/dostlar" kelimesi, dü؛manlığı zıddı olup felâket zamanında yardım etmek, karde؛lik ve sevmek manalarına gelir. Buna gِre mü’minler, birbirlerini terk eden kimseler değil, birbirlerinin yardımcısı ve candan dostudur. İyilik ve takvada yardımla؛ır, zor zamanlarında birbirlerine destek olurlar.
Efendimiz (s.a.v.) diğer bir hadislerinde: “Bir kimseye, (din) karde؛ini üç geceden fazla terk etmesi (yani onunla küs durması) helal olmaz. (ضyle bir küslük ki), kar؛ıla؛ırlar da bu yüz(ünü ؛u tarafa) çevirir, o da yüz(ünü ِteki tarafa) çevirir.” (Buhârî, Edeb, 62) buyurarak uzun süre devam eden dargınlığı yasaklamı؛, bunun haram olduğunu bildirmi؛tir.
Açık küfrü, bidati, fısk ı fücuru, günahkârlığı kesin bir ؛ekilde bilinmediği sürece mü’min bir ki؛iyi terk etmek, selam sabahı kesmek, darılmak asla caiz değildir. Bunların dı؛ında herhangi bir sebepten dolayı insanlık icabı darılır küserse, bunu en fazla üç gün devam ettirebilir. Daha fazlası caiz olmaz.
Ara bozukluğu, dini kazır:
Bir kâğıt bile parçasından koparken ayrılıktan dolayı ses çıkartmaktadır. Birbirleriyle ilâhî sevgiyle karde؛ olup kayna؛mı؛ Müslümanlar ise elbette ki tefrikadan büyük acı ve sıkıntı duyacaktır. Bu nedenle Efendiler Efendisi (s.a.v.): “Cemaat rahmettir, ayrılık ise azaptır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.30, s.390, h.no:18449) buyurmaktadır. Allah için birbirini sevenler, karde؛ler, dostlar için ayrılıkta, küslükte eziyet ve üzüntü vardır. Cemaatte, birlik ve beraberlikte ise rahmet, sevinç ve huzur vardır.
Şu halde mü’minler, aralarındaki sevgiyi muhafaza etmeli, birbirlerine bo؛ sebeplerle darılmamalıdır. Peygamberimiz (s.a.v.), mü’minlere bunu emrederken, bu emri tutmayanları da kar؛ıla؛acakları kِtü akıbetle uyarmakta ve: “Ara(nızın dü؛manlık ve nefret sebebiyle) kِtü olmasından sakının. Zira o (dini) kazıyıcıdır (yok edip bitirir).” (Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme Ve’r-Rekâiku Ve’l-Vera‘u, 56) buyurmaktadır.
Peygamberimiz (s.a.v.), karde؛liğin bozulmasını “dini kazıyıcı” olarak ifade etmi؛tir. Tıpkı usturanın saçı kazıdığı gibi… Bu durum kalplerde yer alan sevgiyi, rızayı ve neticede imanı kazır gِtürür. Bu durum şöyle izah edilebilir:
Kalpte kırgınlık yerle؛ir ve bunu kin, husumet duyguları takip ederse ki؛i artık aklıyla değil nefsiyle hareket eder. Onu sevk eden dinin emirleri değil heva ve hevesidir. İ؛te bu menfi halden her çe؛it kِtülük ne؛et eder. Bu haldeki bir kşi haset, gıybet, hile gibi dinin haram kıldığı kِtü fiilleri i؛lemeye ba؛lar. Bunlar ise sahibinin iyiliklerinin ve sevaplarının yok olmasını netice verir. Ve nihayet insanın Allah ve Rasûlünden uzakla؛masına, dinî letâiflerinin kِrelmesine ve yok olmasına yol açar.
Üç günden fazla küs durmanın haramlığına ve cezasının büyüklüğüne i؛aret eden birçok hadis varit olmu؛tur. Bir hadiste ؛ِyle buyrulmaktadır:
“Bir Müslümana, (din) karde؛ini üç (gün)den fazla terk etmesi (yani küsmesi) helal olmaz. Her kim (din karde؛ini) üç (gün)den fazla terk ederse (yani küserse) ve (bu halde) ِlürse (cehennem) ate؛(in)e gir(meyi hak ed)er.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 55) Bِyle bir kimsenin dini kaznmtr ki, ayet tevbe etmeden ِlür ve Allah’n affna nail olmazsa ilediًi büyük günah sebebiyle cehennemi hak eder.
Diًer bir hadiste: “(Müslüman) kardeini bir sene terk eden (yani ona küsen), kann dِkmü gibi (günah kazanm) olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 55) buyrulmutur. Elbette ki mü’mini ِldürmekle ona küsmek derece bakmndan ayn deًildir. Bu ifadeyle, küsmenin ne derece büyük günah olduًu mübalaًal bir ekilde haber verilmitir.
Arabuluculuk/dargnlar bartrmak:
Peygamberimiz (s.a.v.), dargn durmaktan, kin ve dümanlktan son derece sakndrmakla birlikte ara buluculuًun birçok büyük ibadetten daha hayrl olduًunu bildirmitir. Ebu’d-Derdâ (r.a.)’den rivayet edildiًine gِre Rasûlullah (s.a.v.) (bir defasnda ashabna): “Size, oruç, namaz ve sadakann derecesinden daha üstün olan (ameli) haber vermeyeyim mi?” buyurdu. (Ashâb): “Evet (yâ Rasûlallah! Haber verin!)” dediler. (Rasûlullah): “(Mü’minlerin) arasn düzeltmektir. Arabozuculuk ise (dini) kazycdr.” buyurdu. (Ebû Dâvud, Edeb, 58)
Bu bِyledir, zira mü’minlerin arasn düzeltmek Allah’n, “Allah’n ipine smsmk sarln…” emrinin yerine gelmesine vesile olur. Arabozuculuk ise bu emrin yklmasna yol açar. اoًu zaman dargnlklar ve kinler, insanlar birbirlerinin rzna, mal ve canna kastetmeye sevk eder, fitneye ve iç sa¬valara gِtürür. Buna engel olmak ve bu vesileyle Allah’n cemaat olma emrinin yerine gelmesi, elbette ki ahsî kemalata vesile olan nafile ibadetlerden ve hatta baz durumlarda farz ibadetlerden dahi daha faziletlidir.
Arabuluculuk ِyle mühim bir itir ki; ayet iki mü’minin arasn düzeltmek doًru sِzle mümkün olmuyorsa o takdirde -tariz yollu- yalan sِylemeye ruhsat verilmitir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.): “Yalanc, insanlarn arasn düzelten, hayr sِyleyen ve hayr tebliً eden kimse deًildir.” buyurmutur. (Müslim, el-Birru Ve’s-Slatu Ve’l-آdâb, 27)
Dargnlًn ilac:
Dargnlً yasaklayan dinimiz, bunun ilaçlarn da haber vermitir. Hadis-i eriflerin iaret ettiًi baz mühim hususlar zikretmek istiyoruz:
1- Selamlama:
Mü’minler arasnda diyalog ve irtibatn en kuvvetli vesilesi selamlamadr. اünkü konumadan ِnce selamlama gelir. (Bkz., Tirmizî, فsti’zân Ve’l-آdâb, 11) Peygamberimiz (s.a.v.): “(Birbirlerine küsen) iki (kii)nin en hayrls, (ِnce) selam (vermey)e balayandr.” (Buhârî, Edeb, 62) buyurarak krgnlًn gitmesi için selamlamay tavsiye etmitir.
Selamlama, dargnlًn en ba ilacdr. Zira selamlama, krgnlklar bertaraf ettiًi gibi sevgi ve muhabbeti uyandrr. Nitekim bir hadiste: “فman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de (kâmil manada) iman etmi olmazsnz. Size, yaptًnz zaman birbirinizi seveceًiniz bir ey gِstermeyeyim mi? Aranzda selâm yayn.” (Müslim, خmân, 22) buyrulmu, selamlamann sevginin yaylmasndaki tesiri ifade edilmitir. Sevginin, kardelik açsndan ِnemini ise yazmzn ba tarafnda zikretmitik.
2- Musafaha:
Dargnlًn bir diًer ilac ise musafahalamaktr. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.): “Musafahalan, (aranzdaki) kin gider.” (Muvattâ, Hüsnü’l-Huluk, 4) buyuruyor.
3- Hediyelemek:
Bir diًer ilac da, hediyelemektir. Hadis-i erifte: “Hediyelein, birbirinizi seversiniz ve (aranzdaki) dümanlk gider.” (Muvattâ, Hüsnü’l-Huluk, 4) buyrularak mü’minlere yol gِsterilmitir.
4- Ziyaretlemek:
Bir diًer yolu ise ziyaretlemektir. Zira hadiste: “Birbirinizi ziyaret edin ve hediyelein. Zira ziyaret, sevgiyi perçinler.” (فbn-i Hacer, Metâlibu’l-آliye Bi-Zevâidi’l-Mesânîdi’s-Semâniye, c.7, s.436, h.no:1489) buyruluyor.
Günahlar kardeliًi bozar:
فlenen günahn zarar, kiinin kendisiyle snrl kalmaz. Günahlar, kulun Allah (c.c.) ile irtibatn zayflattً, zedelediًi gibi Allah için kurulan sevgi ve kardelik baًlarn da zayflatr ve koparr. Buna delil, فbn-i ضmer (r.a.)’n Rasûlullah (s.a.v.)’den rivayet ettiًi u hadis-i eriftir:
“Muhammed'in can yed(-i kudret)inde olan (Allah)’a yemin olsun ki; (Allah için veya Müslümanlًndan dolay) birbirini seven iki (kimse)nin aralar ancak, ikisinden birinin ilediًi günah sebebiyle açlr.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.9, s.259, h.no:5357)
Musâ el-Kâzm (rh.a.), bu hadisten hareketle ِyle demitir: “Arkadan(n sevgisi ve hali) sana kar deًiirse, bil ki bu (durum) ilediًin bir günahtan dolaydr. Her günahtan derhal tevbe et, (bِyle yaparsan) onun sevgisi sana kar uyanr (güzel olur).” (Münâvî, Feydul’l-Kadîr قerhu’l-Câmii’s-Saًîr, c.5, s.438, h.no:7879)
Müzenî (rh.a.) ise ِyle der: “(Din) kardelerinden (sana kar) kabalk, (uzaklama, yüz çevirme) bulursan derhal Allah’a tevbe et ki zira sen muhakkak bir günah ilemisindir. Onlardan (sana kar) ziyade sevgi bulursan bu da, ilediًin bir taatten dolaydr, Allah Teâlâ’ya ükret.” (Münâvî, Feydul’l-Kadîr قerhu’l-Câmii’s-Saًîr, c.5, s.438, h.no:7879)
Bu hakikat bize unu gِsteriyor: Allah için olan sevgi, kalpler arasnda ِyle bir baً oluturur ki, bu baًn bir ucu Cenâb- Hakk’n yed-i kudretindedir. Zira bir hadis-i kutsîde: “Benim için birbirlerini sevenlere sevgim hak oldu.” (Beyhakî, Sünenü’l-Kübrâ, قehâdât 71, c.10, s.393, h.no:21068) buyrulmutur. Her kim, Allah (c.c.)’ya iman ve O’nun hükümlerine itaatle bu baًdan tutarsa, bu baًdan tutan diًer mahlûkat ile arasnda irtibat ve sevgi meydana gelir. ـstadmz Abdullah Fârukî el-Müceddidî (k.s.)’nun u sِzü, belki de buna iaret etmektedir:
“En büyük manevî kuvvet, Allah (c.c.) için olan sevgidir.”
Eyüp Özberg.