* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Sen Hangisisin  (Okunma sayısı 118 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2276
Sen Hangisisin
« : Kasım 02, 2024, 06:49:06 ÖS »


Sen Hangisisin

Her gencin, ‘kendini yetiştirmek’ ya da en iyi şekilde yetişmek için bir kararı olmalıdır. Bir gencin EN İYİ şekilde yetiş(tiril)mesi için öncelikle gereken hususlar tespit edilmelidir.

Bunun için öncelikle cevaplanması gereken sorular vardır. Bunlar: ‘İyi nedir? İyi yetişme nedir? Başarı nedir? Muvaffakiyet nedir? Bunlar arasında bir fark var mıdır? Örnek insanlar her zaman dünyevî bir başarı kazanmışlar mıdır?

1.Her genç, kendini analiz etmek ve nasıl bir insan olduğuna, neleri yapabileceğine karar vermek durumundadır. Yaşı ilerlerken, yavaş yavaş bir alan seçimi de yapılmalı ve o sahada yoğunlaşmalıdır.

2.Hayatında, iyi yetişmeyi engelleyen şeylerin neler olduğunu da tespit etmeli ve bunların ne kadarını değiştirebileceğinin tespitini yaparak bir noktadan hedefine yürümeye başlamalıdır.

3.Kısa ve uzun vadede ne istediğine –en azından- yaklaşık olarak karar vermelidir. Bu konuya, ‘Eğitimin üç ayağı’ adını vermiştik. Her insanın eğitimi bu üç ayak üzerinde devam etmelidir. Yani; ‘dini-kültürel, meslekî ve hobi eğitimi’ olmak üzere paralel bir eğitim devam etmelidir.

4.Arzu ettiği eğitim için neler yapabileceğini -kendi şartları içinde- tasarlamalıdır. Yani sınandığı bir durum varsa, kendisine özel şartları varsa onları da iyi hesaplamalıdır.

5.Yürümek istediği yolun öncülerinden hayatta iseler -mümkünse- doğrudan kendilerinden, ölmüşlerse eserlerinden ve onlar hakkında yazılanlardan faydalanmalıdırlar. Bu; ilgili sahanın büyüklerinden faydalanarak daha iyi olma çabasına katkı sağlayacaktır. Bu çaba kişinin kendini çok şey sanma ve bağnazlık hastalığına da ilaç olacaktır.

6.Sahasında ve konulu okumaya dikkat etmelidirler. Her gün farklı bir şeyle uğraşma ‘hiçbir şey olamama’ sebebidir.

7.Okuduğu her şeyden, önemli yerleri, okuduğu şeyin kaynağıyla birlikte kaydettiği sağlam defterleri/ajandaları olmalıdır. Özet okuyarak, bazı kişiler ve kitaplar hakkında yalnızca başkalarının yazdıklarını okuyarak karara varmamalı; kendileri doğrudan araştırmaya yönelmelidirler. Muhtemeldir ki yazılan ve söylenenden daha farklı sonuca ulaşabileceklerdir.

8.Gençlerin düzenli olarak ettikleri duaları, yaptıkları şükürleri ve daimi olarak ettikleri tövbeleri de olmalıdır. Gençlik dua ve şükrün az, tövbe gerektiren işlerin çok yapıldığı bir dönem olmaktan kurtarılmaya çalışılmalıdır. Her genç, akşam rahat uyuyacak kadar düzgün yaşamalıdır. Ayrıca her genç, kendisinin vatanına, milletine, ümmetine karşı görevleri olduğunu da asla aklından çıkarmamalıdır.

9.Yaptıkları şeyleri küçümsememelidirler; mesela, giyinmeye sağdan başlamak, boş eve girdiğinde kendine selam vermek, tırnakları sağdan kesmeye başlamak bile aidiyet duygusunun alameti olduğundan, önemlidir.

10.Uğraştığı konuda derinleşmeye çalışmalıdır. Bir sahada derinleşmenin iki yolu vardır:

a-) O konuyu öğretmek/anlatmak; b-) O konuda yazmak

11.Yazı çalışmaları yapmalı ve bunları uygun yerlerde değerlendirmeye yönelmelidirler. Yazmak bir hedef olmalıdır. Çünkü Allah ‘ Nun! Kaleme ve yazdıklarına yemin olsun ki!’(Kalem, 1) ve ‘ O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.’(Alak,4) buyurarak yazmak işine iltifat etmiştir.

12.Aynı şeylerle ilgilenen kişilerle ortak çalışma grupları oluşturarak, önceden hazırlıklı okumalar, toplantılar yapılmalıdırlar. Bu topluluklarda konu paylaşımı yapılabileceği gibi, aynı konuyu herkesin hazırlanmasıyla da toplantılar yapılabilir. İhtiyaca göre bu toplantılar genişletilebilir.

13.Ortak ve eş zamanlı okumalar da faydalı olur. Bu çalışma insanlar arasında ortak gündem oluşturulmasına katkı sunar.

14.Gereksiz kişilerle, gereksiz tartışmalardan kaçınmalıdırlar. Çünkü tartışmak, çoğu kere enerjinin israfına sebep olur. Dahası tartışmanın çoğu, doğruyu bulmaya yönelik değil, muhataba üstün gelmeye yönelik olduğundan, bir söz düellosuna dönüşür ve faydadan çok zarar verir. Dahası insanlar bazen yeterince bilmedikleri hususları da tartışma konusu haline getirerek kendilerini ve çevrelerini düşünce girdabına sokarlar. Bu türlü tavırlardan uzak durmalıdırlar. ‘Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız, fakat bir şey bilmediğiniz konularda niçin tartışıyorsunuz?’(Al-i İmran, 66) buyurarak Âlemlerin Rabbi bu tavrı hoş bulmadığını ifade etmektedir.

15.İmkân ölçüsünde, gezmek, görmek de faydalı olur. Böyle bir faaliyet uygun birileriyle beraber yapılmaya çalışılmalı ya da istenilen birisiyle tanışıp görüş alış verişiyle taçlandırılmalıdır.

16.Uygun büyükleri, uygun ortamlara davet ederek de düşünce dünyası genişletilebilir. Bu davetlerden önce, davet edilen kişinin en az bir kitabı okunmalı veya hayatı/fikirleri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Yapılan toplantı kitap kritiği, kitaptan sorular veya hayatı hakkında sorular şeklinde olabileceği gibi, bir konuyu ilgili kişiden dinlemek şeklinde de olabilir.

17.Hayatı ve eserleriyle toplum üzerinde etkili olan kişileri dinlemek ve gerekli konularda, onlardan nasihatler almak da faydalıdır. ‘Nasihat, dünyanın en pahalı hazineleri kadar kıymetli olduğu halde, ekseriya pek ucuza satılır.’(Hz. Ali) uyarısını da dikkate almak gerekir. Çünkü Hz Peygamber, kişinin yaşam tarzı olarak tanımlanabilen ‘din’ kelimesi için şöyle buyurmuşlardır: ‘Din nasihatten ibarettir. Sordular: - Kimin için ey Allah’ın Resulü? – Allah için, Kitabı için, Resulü için, Müslümanların önderleri ve hepsi için.

Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir, ona yardımını kesmez, ona yalan söylemez, ona zulmetmez, her biriniz kardeşinin aynasıdır. Onda bir kusur görürse bunu ondan gidersin.’( Tirmizi, Birr, 17,18)

18.‘Din, tarih, dil, edebiyat vs. gibi’ konularda genel kültüre sahip olmaya çalışmalıdır. Çünkü bunlar bir toplumu millet yapan unsurlardır. Aydın olmak/ya da entelektüellik, İslam düşmanlığı ya da kültür yabancılaşması veya beyazlaşmak olmamalıdır. Osmanlı aydınları bu gibi kimselere ‘Münevver-i nakısa’ yani ‘yarım aydın’, derlerdi. Çünkü bir aydın önce kendi toplumunun tüm değerlerini bilen ve saygı gösteren insandır.

19.Her genç; güzel, doğru, düzgün konuşmayı bir gaye olarak görmelidir. Çünkü iletişimin en güzel yolu konuşmaktır. Güzel konuşmak gayesine yönelik olarak dilbilgisi kurallarını iyi bilmenin yanı sıra, bu konuda yazılan kitaplardan faydalanılması gereklidir.

Bu konuda da çekinilmeden uygun yer ve zamanlarda küçük konuşmalar yaparak işe başlamak faydalı olur. Arzulanan bir şeyi murada uygun ve doğru olarak anlatabilmek önemli bir husustur: ‘Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra Şeytan aralarını bozar. Çünkü Şeytan insanın apaçık düşmanıdır.’(İsra, 53) ikazı, bu hususta ciddi sorunlar yaşanması sebebiyle herkesi uyarır.

20.Öfke ile hareket etmekten ve erken yaşlarda büyük ve ciddi kararlar almaktan kaçınmalı, kendilerine ve çevrelerine karşı affedici olmalıdırlar. İnsan harcamaktan ve herhangi bir hatası sebebiyle ister ölmüş ister hayatta olsun, toplumun sevgisine mazhar olmuş kimseleri harcamaktan uzak durmalıdırlar. ‘Bir sürçmekle at ayağı kesilmez/Bir suç ile âdemoğlu asılmaz.’(Pir Sultan Abdal) düşüncesini nazarı dikkate almak faydalıdır.

21.Zamanı, şartları oluşmadan ve evlilik gayesi olmadan karşı cinse yönelmek ve gündemi bununla doldurmak, kişiyi ruhsal bakımdan yorgun düşürür ve gelişimini engeller. Karşı cinse ilgi normaldir fakat bunun ölçülerine dikkat etmek gerekir. ‘Allah, sizin onları (karşı cinsi) düşündüğünüzü bilmektedir. İçinizde olanı bildiğini bilin de O’ndan çekinin.’(Bakara, 235) Elbette öyledir, ‘Hiç yaratan (yarattığı şeyin fıtratını) bilmez mi? O gizli sırlara da vâkıf ve haberdardır.’(Mülk, 14) Şartları oluşmadan, yersiz ve yorgunluk veren ve en önemlisi helal olmayan davranışlardan kaçınmalıdırlar.

22.Zamanı geldiğinde, ‘sevgi ve hoşlanma’ duyguları ihmal edilmeden, ortak paydası çok evlilikler yapmaya çalışılmalıdırlar. Bu konuda her genç ailesini yanına almalı, onlarla istişare etmeli, uygun büyüklerinin tavsiyelerini de dikkate almalıdır. Uygun evlilik, kişinin gelişip yetişmesi sürecinin yarı yolda kalmaması için faydalı ve hatta gereklidir.

23.Her genç ve her insan kendisinin dünya okulunda bir öğrenci olduğunu unutmadan hayat yolunda yürüyüşünü devam ettirmelidir. Neden bu dünyada olduğunun ve bir gün muhakkak gideceğinin farkında olan insanların bilinçli yürüyüşü bir ‘kemal yürüyüşü’ haline gelebilir. Elbette her kemalin bir bedeli ve ödülü vardır; her zevalin bir sonucu olduğu gibi… Herkes hem kendisinin hem de çevresindeki herkesin her açıdan bir olgunlaşma sürecinin olduğunu unutmamalıdır. Dünyaya gelenlerin eli boş gitmemesi için bu gereklidir. Ya da Tahirü’l-Mevlevî’nin mezar taşı yazısı gibi:‘Eli boş gidilmez gidilen yere/Boş gelmedim Ya Rab ben suç getirdim/Dağlar çekemezken o ağır yükü/ İki kat sırtımla çok güç getirdim.’ dememek için doğru yaşamak ve öğrenciliği bitirmemek bir mecburiyettir.

24.‘Ya öğrenen ol, ya öğreten ol, başka olma helâk olursun.’ nebevî ölçüsünü, biz yaşadığımız çağın cesurca ve kolayca zamanımızı çalması sebebiyle ‘Hem öğrenen ol hem öğreten ol, başka olma helâk olursun.’ şeklinde kendi sosyal şartlarımız için uyarlamak durumundayız. Bu emri, bir insanı maddi ve manevi anlamda hayatta tutan her husus için tutmak elzemdir. Yani kültürel, dinî, meslekî vs. gibi

25.‘Hz. Ebubekir radıyallahu anhu Cenab-ı Hakka hamd ve senadan sonra şöyle dedi: “Ey insanlar! Siz şu ayeti okuyor ve fakat yanlış anlıyorsunuz:

‘Ey iman edenler, siz kendinize bakın. Doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez.’(Maide, 105) Biz Hz. Peygamberin: ‘İnsanlar zâlimi görüp elinden tutup engellemezlerse, Allah’ın hepsine ulaşacak umumî bir bela göndermesi yakındır.’ dediğini işittik. Keza ben, Rasulullah’ın:

‘İçlerinde kötülükler işlenen bir millet, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde, seyirci kalır, müdahale etmezse, Allah’ın hepsini saran umumî bir bela göndermesi yakındır.’ dediğini işittim. (Ebu Davud, Melahim, 17) uyarıları ışığında her gencin bir de tebliğ, inzar, irşat hayatı olmalıdır.

26.Hayatı anlamlı kılan en önemli şey ölümdür. Her genç, ölümün kendisine ömrünün herhangi bir döneminde geleceğini unutmamalıdır. ‘Her nerede olsanız ölüm size yetişir.

İsterseniz sarp ve sağlam kalelerde olun.’ (Nisa, 78) Ancak güzel, anlamlı, doğru, her anını son an bilerek yaşayanlar; ‘Melekler canlarını alırken, ne işte idiniz?’ (Nisa, 97) sorusuna, güzel bir cevap verebileceklerdir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Yalan 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:52:14 ÖÖ]


Mutluluk Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:45:10 ÖÖ]


Hayatın Cazibesi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:40:24 ÖÖ]


Dünyahayatı İlgili Ayet ve Hadisler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:25:28 ÖÖ]


Allah’ın Terbiyesinden Çıkmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:08 ÖÖ]


Helal Lokma Yiyenin Kalbi Nurlanır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:50:31 ÖÖ]


Biz De Denesek mi Acaba Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:42:53 ÖÖ]


Hayat Arkadaşınızı Şeçerken Gönderen: melek
[Dün, 08:47:15 ÖÖ]


Sanal Dünyanın Reel Hesabı Gönderen: melek
[Dün, 08:40:08 ÖÖ]


Kur’ân-ı Kerîm’de Zulüm Kavramı ve Çeşitleri Gönderen: melek
[Dün, 08:32:02 ÖÖ]


Kibir Ucub ve Gurur Gönderen: melek
[Dün, 08:23:40 ÖÖ]


Şahit Ol Ya Rab Diyebilmek Gönderen: melek
[Dün, 08:13:16 ÖÖ]


Tehlikeler Karşısında Neslin Korunması Gönderen: melek
[Dün, 08:07:58 ÖÖ]


Huzur İçin Birlik ve Beraberlik Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:35:28 ÖÖ]


Önder ve Örnek İnsan Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:14 ÖÖ]


Yahudiler ve Yahudilik 29 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:13:22 ÖÖ]


Dünyanın Değil Bizim Çivimiz Çıkmış Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:03:56 ÖÖ]


İnsan Ne Düşünüyorsa Odur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:54:28 ÖÖ]


Tövbeyi Geciktirmek Günahtır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:47:44 ÖÖ]


Mustafa Aksoy - Hep Birşeyler Var 320 Kbps + BWav Gönderen: fanidunya NET
[Kasım 11, 2024, 07:58:25 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48