Cömertlik
Rabbimiz Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri âyet-i celîle-i cemîlesinde şöyle buyuruyor: ‘Allâh’ın kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenâdır.’
Fahr-i kâinât Efendimiz (sav) de bir hadîs-i şeriflerinde buyuruyorlar ki: ‘Sadaka belâyı def eder, ömrü de uzatır.’ Kardeşlerim, Allah rızâsı için cimri olmayalım. Fakirleri, öksüzleri, yetimleri, ihtiyaç sâhiplerini gözetelim. Âişe-i Sıddîka (r.anha) vâlidemizden rivâyet edildiğine göre bir gün Resûlullah (sav) Efendimiz'in huzûruna bir kız geldi. İki kolu felç olmuş hâlde idi. ‘Yâ Resûlallah kollarım kurudu’, dedi.
Peygamberimiz (sav) sebebini sorunca şöyle anlattı: ‘Babam ve annem daha önceden vefât etmişti. Bu gece onları rüyâda gördüm. Babam havz-ı kevserin başında su dağıtıyordu. O kevser ki, ne şekere ne bala benziyor, bardakları yıldızlardan daha çok, kardan daha beyaz, miskten daha güzel kokuyor. Babama, ‘Annem nerede?’ dedim: ‘Kızım! Annen dünyâda cimri idi. 'Hanım, kardeşlerimizi bir de biz dâvet edip yemek verelim!’ dediğim zaman birçok mâzeret bulur karşı çıkardı. Kapıya bir dilenci geldiği zaman çehresi asılır bir karış olurdu.
Onun için Allah onu cehenneme attı’ dedi. Koştum vardım ki cehennemde alevler içinde yanıyor annem. Alevler, azgın develer gibi üzerine hücum ediyor. Bir elinde gömlek eskisi, diğer elinde de bir miktar ekmekle yağ var. O koca alevlere karşı onları tuttu mu ateş geriye çekiliyor. ‘Anne, bu ne hâl!’ dedim. ‘Yavrum, bilememişim! Baban söylerdi de ben hiç dinlemezdim, misâfir kabûl etmezdim, sadaka vermezdim. Ömrümde sâdece şu gömlek eskisiyle şu ekmek ve yağı fakirlere vermişim. Allah bunları elime verdi. Alevler üstüme gelirken onları tutunca ateş geriye çekiliyor ama diğer yandan gelen ateşler vücûdumu yaktı kavurdu.' Cehennemin üstündendir kapısı, Ateştendir duvarının yapısı, Seksen yıllık yoldan gelir kokusu. Dünyâ döner bir gün âlem fânî olur Münker Nekir gelir, çok dil lâl olur 'Böyle oldum yavrum! Ciğerlerim püryan oluyor, ah bir su getirsen cennet suyundan.' Koştum cennete, babama dedim ki: ‘Babacığım, annem cayır cayır yanıyor, şuradan biraz su ver de götüreyim.’ ‘Yok yavrum! Bu su cehennem ehline haram, götüremezsin’ dedi. ‘Niye böyle yapıyorsun? Acımaz mısın? Hayat arkadaşın, bir yastığa baş koydunuz, vicdansızlık etme!’ dedim. ‘Yavrum, merhametim kuruyor cehenneme gidene. Eğer o duygu olsa ağlaya ağlaya ölürüm. Allah onu içimizden aldı.’ ‘Ne yapacağım ya, ben su götürmeyecek miyim?’ ‘Götüremezsin! Ben dünyâda iken derdim ki, 'gel misâfirler dâvet edelim, Allah rızâsı için yedirelim, içirelim, yarın bu malın hesâbını biz vereceğiz. Huzûr-ı ilâhiyyede diz çökeceğiz. Biz doya doya yiyoruz. Bir kısmını da hediye edelim, sadaka verelim, yardım edelim.' Annen râzı olmaz, 'biz ne yiyeceğiz, çocuklarımız ne yiyecek?' der, suratını asardı. Şimdi de cezâsını çekecek yavrum’ dedi. ‘Baba, çok vicdansızsınız’ dedim. Kâseyi doldurdum götürüyordum, ‘elin kurusun!’ dedi. Elim kurudu. Diğer elime aldım. ‘O elin de kurusun’, dedi. O da kurudu. Kâse yere düştü, ben de uyandım, (gördüğün gibi iki elim de felç olmuş yâ Rasûlallah!) Peygamberimiz (sav) çok taaccüp etti. ‘Yâ Âişe! Ben duâ edeyim, siz de âmin deyin’, buyurdu. Ve şöyle devâm etti: ‘Yâ Rabbi! Bu kızcağızın anlattığı rüyâ doğru ise ellerini düzelt, eski hâline getir Allâh’ım!’ Kızın elleri düzeliverdi.’ Ya kardeşlerim. ‘Cennet cömertlerin evidir’ buyuruyor Peygamberimiz (sav). Sahâvet/cömertlik sıfatı Allâh’ımızın birinci sıfatı. Cimrilik ağacının kökü cehennemde, dalları dünyâdadır. Bir kimse cimri olur, Allâh’ın verdiği nimetleri Allah yolunda sarf etmezse o daldan tutmuş olur, onunla cehennemin dibine kadar gider. Cömertlik ağacının da kökü cennette, dalları dünyâdadır.
Kim cömert olursa o daldan tuttuğu için cennet-i a’lâya kavuşur. Rabbimiz bizleri cömertlerden etsin! Âmîn. Hamdolsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a (cc)!