Sözün Tesiri
İnanan insan¸ şartlar ne olursa olsun söz ve davranışlarında aklıselimi¸ ölçüyü arka plana atmayan; hareketlerini kontrol edebilme irade ve gücüne sahip; ağırbaşlı¸ ciddi¸ vakur¸ yumuşak huylu¸ müşfik v.b. güzel huyları şahsında toplamış; nizam ve disiplin örneği bir kişidir. Esasen İslâm bizatihi nizam¸ disiplin ve ölçüdür. Dinimizin hükümleri incelendiği zaman baştan sona hepsinin insan hayatına yön veren ve ona üstünlük kazandıran disiplinler manzumesi olduğu görülür.
Gerçekten anlayanlar için sözler¸ nice kişilere yol gösterir¸ onların nice işler başarmalarını sağlar. Ama sözlerin gerçek anlamda yol gösteren nitelikte olmaları için¸ iyi niyete dayanmaları gerekir. Bir kimse Müslüman bir kardeşinin faydası için¸ art niyeti olmadan¸ tatlı bir dille ona¸ doğru olduğuna inandığı bir sözü söyleyebilir. Onu¸ saadeti için tenkit edebilir. Çünkü bunda¸ Müslüman bir kardeşini uyarma¸ ona iyiliği tavsiye etme vardır. Onun için onun bu davranışı¸ onu sevmenin bir belirtisidir.
Aksine¸ bir din kardeşini küçük düşürmek¸ ya da başkaları yanında kötü tanıtmak için¸ arkasından onun beğenmeyeceği sözleri söylemek çirkin bir davranış olur. Çünkü bu çoğu defa fena bir düşüncenin belirtisidir.
Peygamberimiz (s.a.v)'in de bu konudaki sözü şudur: “Müslüman o kişidir ki¸ Müslüman kardeşleri onun dilinden ve elinden selâmettedir.”
Lokman Hekim'in oğluna verdiği öğütlerden biri şöyledir: “Merhametli olan¸ başkalarından merhamet görür. Yerinde susmasını bilen selâmet bulur. Hayır söyleyen nimete erer. Kötü söz söyleyen günahkâr olur. Dilini tutmasını bilmeyen sonradan pişmanlık duyar.”
Birlikte yaşama¸ karşılıklı güvene bağlıdır. Güven ise sözde durmak¸ sözleşmeleri yerine getirmekle olur. Aksine yalan¸ yanlış bir söze bir de hayal katarak¸ orada burada küçük düşürücü sözler söylemek¸ o kişiyi manen öldürmek demektir. Bir hadisi şerif şöyle buyurmaktadır: “Bir kardeşine kızdığın zaman¸ onun kötülüklerini sayıp dökerek¸ iyiliklerini saklayışın¸ gerçek bir zulümdür.”
İyiliğe davet ve yol göstericilik bir eğitimdir. Ama insan bunu yaparken gerçekten iyi niyet sahibi olmak zorundadır. Yol göstericiliğin en tesirlisi ise¸ fiille olanıdır. Çünkü yol gösteren kimse yaşayışı ile yol gösterdikleri insanlar için iyi bir örnek olmalıdır. Bu konuda İslâm'a ait ölçü şudur: “Bir kişinin¸ bilgisi ile yaşayışını kuşatırsa¸ Yüce Allah ona bilmediği şeyler hakkında bilgi bağışlar.”
İnanan insan¸ şartlar ne olursa olsun söz ve davranışlarında aklıselimi¸ ölçüyü arka plana atmayan; hareketlerini kontrol edebilme irade ve gücüne sahip; ağırbaşlı¸ ciddi¸ vakur¸ yumuşak huylu¸ müşfik v.b. güzel huyları şahsında toplamış; nizam ve disiplin örneği bir kişidir. Esasen İslâm bizatihi nizam¸ disiplin ve ölçüdür. Dinimizin hükümleri incelendiği zaman baştan sona hepsinin insan hayatına yön veren ve ona üstünlük kazandıran disiplinler manzumesi olduğu görülür.
Her Müslüman¸ özellikle İslâm'ı başkalarına öğretme ve telkin etme vazife ve mes'uliyetini omuzlarında taşıyan ilim sahibi kimseler¸ huy ve hasletlerden yumuşak huyluluğu “rıfkı” kendisine rehber edinmelidir¸ İslâm dininde insanî münasebetler yumuşak huyluluk¸ sevgi ve saygı esası üzerine kurulmuştur. Sevginin¸ saygının ve yumuşaklığın barınmadığı kalp ve kafalara sahip olan kimselerin¸ katılaşmış¸ kötülüklerle nasırlaşmış başka kalpleri yumuşatması¸ bu tür kalplere din duygusunu¸ Allah korkusunu¸ insan sevgisini aşılamaları söz konusu olamaz. Zaten böyle bir insanın söyledikler de kimseye tesir etmez. Sözün tesiri için; önce inanmak sonra yaşamak lazım.