Tükettik Müslümanlığımızı
Gün geçtikçe artan hırs, tükenmek bilmeyen tamah, gitgide çoğalan şehvet, zevk, arzu…
Rabbimizin de dediği gibi ‘fe eyne tezhebun? (bu gidiş nereye?)’. Nereye varmaya çalışıyoruz? Bize kalmayacak bir dünya için ömrümüzü nerelerde tüketiyoruz? Şu dünya koşuşturmasında en iyi iş, ev, araba, okul derken kaç kere Rabbimizin huzuruna varıp ruhumuzu besliyoruz?
En iyi okulu kazanmak için birbirimizle yarıştığımız kadar iyilik ve hayırda da yarışıyor muyuz? Malımızı, mülkümüzü, paramızı hangi yolda ve ne için harcıyoruz?
Rabbimizin verdiği sonsuz nimetlere karşı şükredeceğimize nankörlük yapıp isyan ediyoruz. Elimizdekiyle yetinmesini bilmeyip arsız gibi sürekli en iyisini en yenisini istiyoruz.
Durumu bizlerden kötü olan fakir ve düşkün kimselere yardım edip halimize şükredeceğimize ‘Allah versin’ diyerek hiç oralı bile olmuyoruz. Bu nasıl bir gaflettir ki bize de bu nimetleri verenin Rabbimiz olduğunu unutuyoruz.
Sürekli elde etme hırsıyla oradan oraya tükettik ömrümüzü, her şeye sahip olma arzusuyla tükettik insanlığımızı ve bir gün elimizden gidecek olan tüm bu dünya aldatmalarına karşı tükettik Müslümanlığımızı.