GÖRÜNMEZ SANDIĞIMIZ GÜNAHLAR
Sıkılmana mahal vermeden zincirleme fikir yapılarım, hayat kavganda yer tutmak üzere koşturacak. Asosyal bir dert arıyorum. Yansımaları kelimeler olan ve interneti hala keşfetmemiş yabani bir göğüsle gözleri ele geçirmiş. Yeri geldiğinde ayaklarına zincirler vuran bu yanılgı, kişinin sosyal hayatında akıllı adam statüsünü almasında değil ama yalnız kalıp başarı basamaklarında oyalandığı gerçeğini ömür boyu unutturacak bir yanılgı. Görünmez sanılan görünen günahlar.
Sinesi iyi ve kötüyü barındırmaktan çorba olmuş, kavgasını yanlış eliyle sürdüren, salavatı kalbinde bir gölgeyle çeken bu insanoğlu fiili hataların zindanında, içsel bozuklukların işkencesiyle hayat mücadelesi verirken gelecek kaygısı damarlarındaki iman suyunu ayırırken adından, sordu adam:
Ahirette full HD nimetler olmazsa ne yaparız?
Ahiretin, gözleri kafatasına tek taş yüzük gibi sapladığı dehşet; görünmez sandığın gizli günahların görünen her şeyi sömürüsünün resmidir.
Ben inanıyorum ki gizli yapılan sevaplar Müslüman için özgüven vesilesidir. Ve yine inanıyorum ki insanın kalbî günahları da onun derecesine bir balyoz indiriyor.
Şeytanın hasret kaldığı duman dolu ciğerlerin, bağını ellerine saldığı bu gönül, birçok vesveseye dûçar oluyor şu koşuşturmaca içinde.
Ellerini havaya kaldırdığın deliksiz anlar senin kalbinden semaya yayılan samimiyetinle daha bir bereket kazanıyor. Kişinin; sosyal hesaplarından, öz çekimlerinden, güneş gözlüklerinden kaçtığı ama zamanında bunların gölgesinde yaşayıp yeri geldiğinde yerdiği ve yeri geldiğinde övdüğü, gölgelerinde günahların serinlediği modern yanılgılar. Asosyal modern kaygılar. Senin samimiyetinin temizliğine ihtiyaç duyuyor.
Gelinliğini, kocasını, bebeğini, arabasını, kitabını, şapkasını, tiksinti yaşamlarını 5 saniyelik videolarla ve anlık çekimlerle paylaşıp ceplerini beğeni çokluğuyla dolduran ve maalesef bu paylaşımlarla genç göğüslerin HD sevaplarına adeta modem düşüren, haset damarlarını, kıskançlık ve istihza damarlarını şişiren sosyal paylaşımlar.
Konuşmanın değersizleştiği, videosu olmayan kaynaksız hadislerin kabul edilmediği, bazı çevrelerin okutmadığı ayetlerin görmezden gelindiği dönemde ‘Sosyal Müslümanlığımızın’ kalplere açtığı yaraları ruhumuz yükleniyor. Kafelerin unutturduğu hatalarımızı kalbimizin dört odasında bir temizlik bekliyor.
Ahiretin yolları görünüp her nefsin getirdiği gözler önüne koyulduğunda; haset, kibir, riya gibi gizli günahlarımız bir bıçak görevi olacak cennet köprümüzün ipleri üzerinde.
Yüzümüze çarpılan her amelin, yüzümüzde güller açmadığını göreceğiz. Kolları sıvama vakti geldi kardeşler!
Bu vakit temizlenme vaktidir. Tövbe, kimyasal silahımız bizlerin. Ve her kalbin dokunmaya muhtaç dertlerine saadet getirdik. Yoksa kardeşler;
1. “Allah’a kavuşmayı yalan sayanlar, doğrusu hüsrana uğramışlardır. Öyle ki, saat (kıyamet günü) apansız onlara geliverince, günahlarını sırtlarına yüklenerek: ‘Orada (dünyada) sorumsuzca yaptıklarımızdan dolayı yazıklar olsun bize!’ derler. Dikkat edin, o işleyip yüklendikleri ne kötüdür.” (En’am, 31)
2. “Günahın açıkta olanını da gizlisini de terk edin. Çünkü günahı kazananlar, yüklenegeldikleri nedeniyle karşılık göreceklerdir.” (En’am, 120)
Her halimizden haberdar olan Allah, Furkan Suresi 58. ayette;
3. “Sen, asla ölmeyen ve daima diri olana (Allah) tevekkül et ve O’nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarını O’nun bilmesi yeter.”
RİYA - GÖSTERİŞ
Terim ve kelime manası falan falan. İnsanlara kendini iyi göstermeye çalışan, onların beğenisini toplamaya çalışan(sosyal medya hesaplarımız dikkat çekiyor burada), kalitesizliğini reklamlarla örtbas eden bir insanın tanımı böyle yapılıyor sanırım. Bir de gizli şirke düşmüş olduğunu duydum riya yapan kişinin aklınızda bulunsun.
“Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarını, insanlara gösteriş yapmak için harcarlar. Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır!”(Nisa, 38)
Ayet dizilişlerinde imandan sonra gelen ‘infak’ kavramı insanların amelleri ile sözlerinin tasdiki oluyormuş.
“Ey İnananlar! Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara gösteriş için malını sarf eden kimse gibi, sadakalarınızı başa kakma ve eza etmekle boşa çıkarmayın. Onun durumu, üzerinde toprak bulunan kayanın durumu gibidir, üzerine bol yağmur yağdığında onu cascavlak bırakır. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah inkâr eden kimseleri doğru yola eriştirmez.”(Bakara, 264)
Yaratanın değil de onun yarattığının rızasını kazanmak için debelenen bir kişinin, ölüm gerçeğini hazmetmeye çalışmasını tavsiye edebiliriz. (Nasıl hazmedecekse!)
Ka’b bin Mâlik r.anh anlatıyor: “Rasulullah’ın aleyhisselam şöyle söylediğini işittim: “Kim âlim geçinmek, sefihlerle münazara yapmak ve halkın dikkatini kendine çekmek gibi maksatlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar.” [Tirmizî, İlm 6, (2656).]
Başka bir hadis Allah katında cehennemin aleyhlerinde kabaracağı insanlardan bahseder. Bunlar ahirette Allah için yaptıkları amelleri sayarlarken her şeyin iç yüzünü bilen Allah, onların riyakâr olduklarını yüzlerine vurur.
“Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu bir azap vardır.” (Al-i İmran, 188)
KİBİR
Allah’ın ona vermiş olduklarını kendi kazanmışçasına yaşayan ve bunları insanların üstünde bir zulüm ve büyüklenme olarak algılayan, gerektiğinde din kardeşini dahi yerle bir edebilen bu özellik hakkında ayetler şöyle diyor:
“Şüphe yok ki, Allah Teâlâ onların neyi gizlediklerini ve neyi açıkladıklarını bilir. Muhakkak ki, O, kibirlenenleri sevmez.” (Nahl, 23)
“ Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.” (İsrâ, 37)
“Yürüyüşünde tabiî ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşeklerin sesidir!” (Lokman, 19)
Bu ayetler aynı zamanda bir Müslüman ahlakının nasıl olduğunu gözler önüne seriyor.
HASED - ÇEKEMEMEZLİK
Hakkına razı olmamak, verileni beğenmemek, kem gözle bakma sanatı, kıskançlık. Heralde kapitalist dünya düzeninde şeytanın oynadığı en güzel oyun… Dondurma yiyen birisi varsa sen daha fazla yemelisin.
“Yoksa onlar, Allah’ın lütuf ve kereminden insanlara verdiği nimetleri kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermiştik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.” (Nisâ, 54)