Çanakkale Zaferi ve Düşündürdükleri
Tarihi, günlerden ibaret görmeyip dersler ve ibretler alarak düşünerek okuyalım.
Bugün millet ve yaşadığımız coğrafya olarak yine ağır bir imtihandan geçiyoruz. Bizi birbirimize düşürmek, gücümüzü zayıflatmak isteyenler tarafından, ülkemiz, bir ateş çemberinin içerisine çekilmeye çalışılıyor.
Mezhep, meşrep, ırk, renk, coğrafya ayrımı gözetmeksizin kardeşliğimiz, birlik ve beraberliğimiz, huzurumuz hedef alınıyor. Nice evladımız, geleceğimiz için şehadet şerbetini yudumluyor.
İnsanlıktan nasibini alamamış, hiçbir ahlaki ve insani değer tanımayanlarca gerçekleştirilen hain terör saldırılarında masum kardeşlerimizi yitiriyoruz, yaralanıyoruz. Büyük üzüntüler yaşıyoruz. Bize bu acıları yaşatanlar, kardeşliğimizi, birlik ve dirliğimizi hedef alanlar bilmelidirler ki; bizler bu topraklarda rengi rengine, dili diline, sesi sesine, gönlü gönlüne karışmış bir milletiz. Bizler asırlardır sevinçte kederde, varlıkta-yoklukta birlikte ağlayıp birlikte gülmüş bir milletiz. Acı, şiddet ve korku bizi asla yıldıramayacaktır. Aksine bizi birbirimize daha fazla kenetleyecek, kardeşlik bağlarımızı daha da pekiştirecektir.
Yeter ki bizler, milletimizin, ülkemizin içinden geçtiği bu zorlu ve sıkıntılı süreçte görev ve sorumluluklarımızın farkında olmaya devam edelim. Şiddet, korku ve acıyla bizi birbirimize düşürmek isteyenlere inat, gönüllerimizi hiçbir ayrım gözetmeksizin sımsıkı kenetleyelim. Yeter ki gözü dönmüş cinayet şebekelerine karşı, “sen”, “ben” anlayışını bir kenara bırakıp “biz” anlayışıyla yekvücut olalım. Terörün ve onu kullanan şer odaklarının, topyekûn ülkemize, milletimize, kutsalımıza, istikbalimize kastettiğini asla aklımızdan çıkarmayalım. Yeter ki her türlü fitne, hile, tuzak ve oyuna karşı uyanık olalım.
Aramızdaki muhabbet ve kardeşliği zedeleyecek her türlü söylem ve eylemden uzak duralım. Aksi takdirde terörün ve onu yönlendiren karanlık mihrakların emellerine alet olacağımızı asla unutmayalım. Allah’ın rızasını kazanmak, i‘lâ-yi kelimetullahı yeryüzüne hâkim kılmak için çarpan yürekler asla esaret altına alınamayacaktır. Okumayı ve düşünmeyi hayatımızın bir parçası haline getiremedik. Milletin ümmetin insanlığın derdini dert edinemedik. Aydınımız fikri ne olursa olsun maalesef kendi fildişi kulelerinde yaşadılar. Bazı tarihçilerin tespitleri: ‘Türk hâkimiyeti gaza ve Cihat prensipleri etrafında tekrar bir ilahi kaynak bulmuştur. Fetihlerin gayesi artık tanrının yüce adını her tarafa duyurmak, İslam’ın üstünlüğünü fiilen yürütmektir. Dünyada görülen imparatorluklar içinde sömürgeci karakter taşımayan yegâne imparatorluk Türklerin kurduklarıdır. Din ve devlet aynı mânâ taşıyan bir mefhum haline gelmiş, her türlü gayretin ve fedakârlığın din ve devlet uğruna yapılması bir nass olmuştur. Türklerin elindeki kılıç din ve devlet için çekilir, karşısındaki düşman da din ve devlet düşmanıdır. Devlet de dinin emrinde ebed-müddettir’.
Peygamber Efendimiz, bütün orduya ve kendilerini dinleyen bölge insanlarına hitaben yaptığı konuşmasında, kısa cümlelerle verdiği önemli mesajlara insanlığın ihtiyacı var.
“Ey insanlar! İyi bilin ki sözlerin en doğrusu Allah’ın kitabıdır. Yapışılacak, tutunacak en sağlam tutamak ise takvadır. Unutmayın ki, dinlerin doğrusu ve hayırlısı İslam’dır.
Yolların hayırlısı, Muhammed’in yoludur. Sözlerin şereflisi, Allah’ın sözleridir.
İşlerin hayırlısı, Allah’ın emrettikleridir. İşlerin kötüsü, dine sonradan sokuşturulan ve dinden olmayan şeylerdir. Ölümlerin şereflisi, şehitliktir. Körlüğün kötüsü, kalp körlüğüdür.
En koyu körlük ise, doğru yolu bulduktan sonra sapmaktır. Veren el, alan elden hayırlıdır.
Az olup kanaat edilen şey, çok olup saptıran şeyden hayırlıdır. Tövbenin kötüsü, ölüm gelip çattığı zaman yapılan tövbedir. Pişmanlığın kötüsü, kıyamet günü pişmanlığıdır. Zenginliğin hayırlısı, kalp zenginliğidir. Azıkların hayırlısı, takva azığıdır. Kazançların kötüsü, faiz kazancıdır. Yemelerin kötüsü, yetim malı yemektir. Mutlu kişi, başkasının halinden ibret alan kişidir. Gösteriş yapan kişiye Allah da gösteriş yapar (Onu aldanma ve oyalanma içinde bırakır) Allah, hayırlı işlerinde güçlüklere direnip gidişatını bozmayan kimseye mükâfatları kat kat artırarak verir.” Çanakkale; “…Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin…” (Maide, 5/8) ayetini düstur edinen Mehmetçiğin yaralı düşman askerine su içirip onu sırtında taşıdığı, esir düşenlere insanca davrandığı, dünyaya savaş ahlakını öğrettiği yerdir. “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz.” (Âl-i İmrân, 3/139) müjdesinin tecelli ettiği vatandır. Birlik, beraberlik ve kardeşliğimize kastedenler dün olduğu gibi bugün de hiçbir vicdani ve ahlâkî değer tanımadan üzerimize gelmektedir. Terör örgütleri ve zulüm çeteleri, aziz milletimizin huzurunu, birliğini ve dirliğini bozmaya çalışmaktadır. Ancak, aramıza fitne tohumları ekmeye, irademizi ve basiretimizi zayıflatmaya uğraşanların sonu hüsran olacaktır. İmanımızdan aldığımız güç ve tarihimizden aldığımız ilhamla bizler bugün de barışı, huzuru, kardeşliği ve adaleti tesis etmek için mücadele etmekteyiz. Tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi, bizi biz yapan ve bugünlere getiren zaferlerimizi unutmayalım, unutturmayalım. Millet olarak birlik, beraberlik ve kardeşlik şuurunu diri tuttuğumuz, değerlerimize sahip çıktığımız müddetçe karşı koyamayacağımız hiçbir hain saldırı, kazanamayacağımız hiçbir mücadele, elde edemeyeceğimiz hiçbir zafer yoktur.
Çanakkale’yi geçilmez kılan ruhu, şühedâ fışkıran toprağımızın izzetini evlatlarımıza öğretelim. Ecdadımızın emanetine sahip çıkalım. Bu emaneti aynı bilinç ve idealle yarınlara taşıyalım. Şu mübarek Cuma vaktinde, hep birlikte Rabbimize yalvaralım:
Rabbimiz! Kardeşliğimize, birliğimize, dirliğimize, izzetimize, şerefimize göz dikenlere fırsat verme! Allah’ım! Dinimizin, milletimizin bekasını sarsacak her türlü dahili ve harici saldırılardan, fitne ve fesatlardan milletimizi, memleketimizi ve âlem-i İslam’ı muhafaza eyle! Varlığımıza, canlarımıza, mukaddesatımıza, huzurumuza kast edenlere karşı milletçe yekvücut olmayı nasip eyle. Allah’ım! Bu toprakları vatan kıldığımız günden bugüne kadar nasıl birlikte kardeşçe yaşadıysak bundan sonra da bu şekilde yaşamayı bizlere nasip eyle!
Yaşar Değirmenci.