Güzel sözle cehennem ateşinden korunmayı hiç düşündünüz mü
Sadakalarda yarışacağımız bir aya girdik. Gerçi sadaka vermek bazılarımızın sandığı gibi sadece Ramazan a mahsus değil. Müslüman ın her anı yaşayışı bir sadaka olmalıdır. Yani her an bizim için sadaka sevabıyla yaşanmalıdır. Allah ın rızasını kazanmak için her an fırsat bilinip, değerlendirilmelidir, sadaka olur ümidiyle
Hiç düşündünüz mü sadaka sadece para ve malla mı olur Hayır! Parasız yapılan sadakalar da vardır. Güzel söz söyleme gibi. Evet evet yanlış duymadınız. Güzel söz söyleme de bir sadakadır, Allah indinde.
Namaz kılarken söylersin bir sürü güzel söz. Dua, âyet, sûre, zikir, tesbih, bunların hepsi güzel sözlerdir, Allah tan gelen ve Allah a söylenen. Böyle bir namaz kılan insan nasıl olur da namaz dışında kötü söz söyler, dilini kötü söz ve yalana çevirir
Peki Peygamberimiz (s.a.v,) oruç tutana nasıl tembihlemiştir
Oruç bir kalkandır; (oruçluyu beşerî ihtiraslardan hıfz eder). Oruçlu kem söz söylemesin! Oruçlu, kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene iki kere: ben oruçluyum! desin! (Buhâri, Kitabü s- Savm,897) demek ki oruç tutan da güzel söz söylemeli. Allah için oruç tutana güzel söz yaraşır. Bunu Hiç Düşündünüz mü
Ya zekât veya maldan sadaka verenler, güzel söz bu ibadetlerde de geçerli mi Evet. Allah Bakara Sûresi nin 262-264. âyetlerinde: Allah yolunda mallarını infak eden, sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayan, gönül incitmeyen kimselerin Rableri yanında mükafatları vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar, üzülmeyeceklerdir. Bir tatlı dil, güzel söz ve kusurları bağışlamak, arkasından eza ve incitme gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, halimdir, yumuşak davranır.
Ey iman edenler! Allah´a ve âhiret gününe inanmadığı halde, insanlara gösteriş için malını harcayan kimse gibi sadakalarınızı, başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin. Böyle bir adamın durumu, üzerinde toprak bulunan düz bir bir kayaya benzer ki, şiddetli bir sağanak yağmur inmiş de onu çıplak pürüzsüz bir kaya haline getirivermiştir.. Böyle kimseler, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez. Demektedir. O halde gelin şu andan itibaren dilimizi güzel söz söylemeye alıştıralım. Çünkü hadis ve âyetlerden de anlaşıldığı gibi, bütün ibadetler güzel söz söylemekle başlar, kötü sözle biter, ziyan olur. Bunu hiç düşündünüz mü
Hadis râvilerinden Adiyy İbn-i Hâtim şöyle der: Ben, Resûlullâh (s.a.v.)in yanında iken Huzûru Saâdet`e iki kişi geldi. Bunlardan birisi ortalığın fakr-ü ihtiyâcından yana, yakıla bahsediyordu. Öbürüsü de yol kesildiğinden (emniyet ve âsâyiş bulunmadığından) şikâyet etmişti. Resûlullâh (s.a.v.) bunlara cevaben buyurdu ki: Yol kesme meselesi: (çok sürmez), az sonra sana bir zaman gelir ki, o vakit ticâret kervanı kimsenin himâye ve kefâletine muhtaç olmayarak tâ Mekke`ye kadar çıkar, (gider.yani kısa süre sonra yol kesme meselesi halledilecektir.). Ortalığın yoksulluğu, sıkıntısı meselesine gelince: Sizin biriniz elinde sadakasıyla kapı kapı dolaşıp da kendisinden bu sadakayı kabul edecek bir kimse bulamayacak bir halde müreffeh (zenginlik ve refah içinde) günler gelmedikçe kıyâmet kopmaz. Sonra sizden biriniz Âhirette Allâhu Teâlâ`nın Dîvân-ı Sübhânîsinde muhakkak duracaktır. Hem de Allah ile kendi arasında ne bir hicab (perde), ne de Allah kelâmını tercüme edecek bir tercüman bulunmayarak duracaktır. Sonra Cenâb-ı Mevlâ o kula: Sana ben mal vermedim mi diye her halde sorar. O kul da: Evet, verdin Allah`ım ! diye cevap verir. Sonra Hak Teâlâ: Sana ben Peygamber göndermedim mi diye sorar. O kul da: Evet, gönderdin Rabbim diye şüphesiz cevap verir. Bu halde o kimse sağına bakar, Cehennem ateşinden başka bir şey göremez. Sonra soluna bakar, Cehennem ateşinden başka bir şey göremez. Ashâbım! Şimdi sizin her biriniz tek bir hurmanın yarısı ile, bunu da bulamazsa güzel sözle olsun kendisini Cehennem ateşinden korusun! (Buharî, Kitâbü z- Zekât, 696)
Evet sizler de Cehennem ateşinden güzel sözle korunmayı hiç düşündünüz mü
Enes b. Malik şöyle rivayet eder: Resû-lullah (s.a.v.) kimseye sövmez,müstehçen ve edepsiz söz söylemezdi. Gereğinden fazla söz söylemez ve de lanet etmezdi. Bizden birisine darıldığında: Ona ne ol-du a alnı toprak olasıca! (Yani çok namaz kılıp, alnına secdede toz, toprak bulaşsın) derdi. (Buhârî, Kitâbü l- Edeb,1985)
İşte biz böyle nazik, düşünceli, terbiyeli ve kibar bir Peygamberin ümmetiyiz.O halde niçin O nu örnek almıyoruz, Hiç Düşündünüz mü
Üstelik güzel söz söyleyene mükafatlar vadeden Allah ın kulları olarak niçin bu mükafatları dilimizin tersiyle itip, kötü söz söylüyoruz. Hiç düşündünüz mü
Mağfireti bol Rabbimin rızasını kazanmak ve cehennem ateşinden korunmak için dilimizi güzel söze yatkınlaştırmamız yani alıştırmamız gerektiğini HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ
Kısacası; SİZ GÜZEL SÖZLE CEHENNEM ATEŞİNDEN KORUNMAYI HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ.
Fatma Toksoy.