CENNET İÇİN EN BÜYÜK FIRSAT EVLERİMİZDİR
Hedefi Allah’ın rızasını kazanmak ve cennete gitmek olan mü’minler olarak ellerimizdeki en büyük cennet fırsatı, evlerimiz ve ailelerimizdir. Eşlerimizin, çocuklarımızın ve ailelerimizin geçimini sağlamak için helal yoldan çalışıp yorulmamız bile bizim için cihad kadar büyük bir cennet fırsatıdır. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Kim ailesi için helâlinden çalışırsa o kimse Allah yolunda cihad eden kimse gibidir. (Beyhaki)
Evlerimiz ve ailelerimiz için yaptığımız son derece doğal harcamalarımız, alışverişlerimiz, çocuklarımızın masrafları bile cennet yolculuğumuzda bize tertemiz birer sadaka olarak yazılmaktadır. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Allah’ın rızasını uman bir adamın ailesinin geçimini sağlamak için harcadıkları bile onun için birer sadakadır. Hatta yemekte eşinin ağzına verdiği lokmadan bile sevap kazanır.” (Buhari)
Evlerimize gelen misafirlerimize hürmetimiz, yaptığımız ikramlar ve harcadığımız masraflar bile amel defterimize güzel birer sadaka olarak yazılır. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Misafir için ne harcanırsa o sadakadır.” (Buhari)
Akrabalarımızla olan münasebetlerimiz, karşılıklı ziyaretleşmemiz, ihtiyaç anında yardımlaşmamız, dertleşmemiz gibi doğal hallerimiz bile bizim için hem rızkımızı ve ömrümüzü bereketlendiren hem de sadaka sevabı kazanmamızı sağlayan amellerdendir. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Kim rızkının genişletilmesini, ömrünün bereketlendirilmesini istiyorsa sıla-i rahime devam etsin.” (Müslim) Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Akrabaya tasaddukta bulunmanın sevabı iki kattır, hem sadaka sevâbı hem de sıla-i rahim sevabı vardır.” (Nesai)
Evimizin bahçesine veya tarlamıza diktiğimiz ağaçlardan, çiçeklerden, ekinlerden biz farkında olmasak dahi insanların ve hayvanların yararlanması bile bize bir sadaka olarak geri dönecek. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Müslüman bir ağaç diker veya bir ekin eker de ondan bir insan bir kuş ve hayvan yerse bu yenenler kendisi için sadaka olur.” (Buhârî)
Eşlerimizi ve ailelerimizi razı ve mutlu etmek, gönüllerini hoş tutmak ve sevindirmek için yaptığımız her davranışımız bizi insanların en hayırlısı yapacak kadar, cennet yolunda büyük bir mesafe kat ettirecek kadar büyük hayır fırsatlarıdır. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Kocasını razı ve hoşnut ederek ölen kadın cennete girer.” (Tirmizi) Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Sizin en hayırlınız hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır” (Tirmizi) Evlerimizde çocuklarımızın iyi bir eğitim almaları için gösterdiğimiz çabalar, verdiğimiz nasihatler bile daha dünyadayken Peygamber (s.a.s) övgüsüne mazhar olmamızı sağlayacak salih amel fırsatlarıdır. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Hiç bir ana-baba evlâdına iyi bir eğitimden, iyi bir ahlâktan daha değerli mîrâs bırakamaz.” (Taberânî), Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Kim, üç (veya iki ve bir) kız çocuğu bakıp büyütür ve onları güzel terbiye eder; onları evlendirir ve onlara ihsanda bulunursa, onun için cennet vardır ” (Ebu Dâvud)
Müslüman aileler olarak komşularımızla olan ilişkilerimiz, onlarla olan güzel münasebetlerimiz dahi kıyamet gününde bize cennet şahitliği olarak dönecek ve imanımızın kalitesini gösterecek salih amellerdir. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin! Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda bulunsun! Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun!” (Buhari)
Abdülaziz Kıranşal.