Hacc-ı Mebrurun Karşılığı Cennettir
İslam’ın 5 şartından bir tanesi hacca gitmektir. İmkânı olan, gidebilen, yol bakımından Kâbe’ye ulaşabilen ve maddi-manevi imkânı olan her Müslüman’ın ömründe bir defa hacca gitmesi farzdır. Resulü Müctebâ Efendimiz, “Hacc-ı Mebrur’un (kabul olmuş) karşılığı Cennettir’ diye buyuruyor. Bir başka Hadis-i Şerifte de hac ibadetinin kabul olması için gereken şartlar buyuruluyor. O Hadis-i Şerifte Resulullah Efendimiz şöyle buyurmakta:
“Hacc-ı Mebrur için hacca giden kimsenin yemek yedirmesi lazım. Güzel sözlü olması lazım, ağzından kırıcı laf çıkmaması lazım.”
Eskiden Hacca 6 ayda gidilip geliniyordu. Şimdi sadece hac günlerinde kutsal topraklarda olup gelen hacılarımız var. Tabii kutsal topraklarda yaşayan insanların kültürü, karakteri ve yaşayışları farklı. Bir de her Müslüman coğrafyadan farklı farklı birçok insan geliyor ve omuz omuza tavaf ediyorlar. Böyle durumlarda, böyle yerlerde can sıkıcı olaylar olabilir ancak bir Müslümanın her koşulda ağzını bozmaması lazım. Hele ki Hac ibadetini yerine getirirken ağzından kötü bir tek lafın çıkmaması için özel bir hassasiyetle davranması lazım. Hadis-i Şerifte geçen bir diğer şey ise yemek yedirmek meselesidir. Hacı olacak kimsenin oradaki insanlara yemek yedirmesi gerek.
Bu haccın farzlarından değil ama Resulullah’ın bize tavsiyesi. Elhamdülillah bizim milletimiz de bu hususa farzmış gibi büyük bir önem veriyor. Bizim kültürümüzde bir örf haline gelen hac yemeği çok önemlidir. Hacca gönderilecek kimsenin ikram ettiği yemeğe kimse küs, dargın gelmez. O yüzden hac yemeği hem küskünlüklerin barışmasına hem de Müslümanların kaynaşmasına vesile olur. Aynı şekilde yoldayken de diğer hacı adaylarını yedirip-içirmek güzeldir. Kutsal topraklarda bir araya gelen hacı adaylarının da yedirilip-içirilmesi güzeldir.
KADINLAR YARATILIŞLARI GEREĞİ DUYGUSALDIR
“İffetli saliha bir kadının yaptığı bir iyilik 70 sıddîk ameli gibidir” buyuruyor Resulullah Efendimiz.
Hadis-i Şerifte geçen saliha kadın, kocasına itaatkâr, kocasının ufak tefek hatalarına karşı sabırlı, Allah’ın emirlerine uyan, iffetini koruyan bir kadındır. Kadınlar yaratılışları gereği duygusaldır.
Bu duygusallıkları nedeniyle erkeklerden daha kolay ve daha çok galeyana gelirler. Kadınlar daha çabuk sevinir, daha çabuk heyecanlanır, daha çabuk ağlar ve daha çabuk öfkelenir. Ancak tüm bu özelliklerine rağmen kendisine hâkim olmuş, kocasına karşı iyi davranmış, müminlere karşı yumuşak başlı olmuş, iffetini korumuş, ismetini korumuş bir mümine kadın bir iyilik yaptığı zaman mükâfatı da elbette ki daha fazla olur. Bunun zıttı olarak da tüm insanların dedikosunu yapan, kocasına saygısız, ağzından kötü sözler çıkan, şehvetine kurban olan, başkalarının duygularını umursamadan ileri geri konuşan kadınlar da var tabii. Bu tarz kadınlar için Peygamber Efendimiz, “Fâsıka bir kadının yaptığı bir kötülük de bin kötülük gibidir” diye buyuruyor. Bizler de Müslüman erkekler ve kadınlar olarak Resulullah Efendimizin uyarılarını dikkate alacağız ve onun söylediklerine göre yaşamaya çalışacağız.
KARGALAR İFFET TİMSALİDİR
Kargayı biz toplum olarak pek sevmeyiz, sesi, görüntüsü ve leş yemesi nedeniyle pek de insanlar tarafından ilgi görmez. Ben de öyleydim tabii ama bir gün bir hocaefendiyle birlikteyken bir karga gördük. Ben kargayı görünce hemen homurdanmaya başladım ama o hocaefendi, ‘Bir dakika hoca. Sen diğer hayvanların çiftleştiğini gördün değil mi?’ dedi. Ben de doğal olarak onayladım. Hocaefendi, ‘Peki sen hiçbir karganın çiftleştiğine şahit oldun mu? Olamazsın çünkü kargalar en iffetli hayvanlardır’ dedi. Kargalar iffet timsalidir. Bu kargaların içerisinde de bazılarının da göğsü ve kanatları beyaz olur ve sayıları çok azdır.
Peygamber Efendimiz de göğsü ve kanatları beyaz olan kargaları işret ederek, “Saliha bir Müslüman kadın da o kargalar gibi az görünür” diye buyuruyor. Birçok kadın duygularına mağlup olarak fettan olur, yaygaracı, öfkeli ve sinirli olur.
Peygamber Efendimiz de ümmetini uyararak dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor. Çünkü kadınların bu özellikleri yaratılıştan gelen bir şeydir. Duygularına yenilerek hareket ettikleri için kadınlara kızamayız. Hem kadınlar hem de erkekler olarak duygularına yenik düşerek hareket eden kadınlara anlayışlı davranmalıyız.
“TAM BİR NUR İLE MÜJDELE”
Peygamber Efendimiz buyuruyor, “Her zaman camiye cemaatle namaz kılmaya gidenleri müjdele, karanlık gecelerde mescitlere giden müminleri müjdele, tam bir nur ile müjdele.” ‘Tam bir nur ile müjdele’ ne demektir peki? Şöyle anlatalım, kıyamet günü herkesin nuru farklı olacak. Bazı kimselerin nuru çok, bazı kimselerin nuru az olacak ve bazı kimseler de nurdan nasip alamayacaktır.
Müslümanlar da kâfirler de kıyamet günü Sırat Köprüsünden geçecek. Köprünün altı direkt olarak Cehennem’dir. Sırat köprüsünden şimşek gibi geçen de var, koşarak geçen de var, emekleyerek geçen de var, korka korka geçip düşen de var. O yüzden Peygamber Efendimizin kıyamet günü için bize tavsiye ettiği şeyleri kulağımıza küpe etmemiz lazım. Gece camiye cemaatle namaz kılmak için giden müminler de bu Hadisi Şerifte tam bir nurla müjdeleniyor. Şimdi tam bir nur ile kıyamet gününe kavuşan kimse Sırat köprüsünden geçerken hiç korkar mı?
Prof. Dr. Cevat Akşit.