İman Kapısı - “La İlahe İllallah Muhammedün Resülullah” Olarak Belirlenmiştir
Sevgili kardeşlerim, mümin nasıl olur, müminin nitelikleri nasıl olur? Müminlerin özelliklerini anlatan hadisleri size arz edeceğim bugün. Mümin, Allah’ın sıfatlarını hakkıyla bilip, bildiklerini kalben tasdik edip, Allah’ın sıfatlarına göre O’na inanandır. Mümin Allah’ın emirlerine eksiksiz uyacağına söz verendir ve Peygamber Efendimizin Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu kalbiyle tasdik edip inanan kişidir. Yani mümin Allah’a iman eden kişidir diyoruz ama o kadarla bitmiyor. Allah’ın sıfatlarını tam ve eksiksiz kabul edeceğiz, asla şüphe etmeyeceğiz ve O’na teslim olacağız. Allah’ın bu konudaki emirlerinden olan ümmi Peygamber ve Allah’ın Resulü olan Muhammed Mustafa’ya tabi olacağız. Yani mümin koşulsuz şartsız Allah’a inanan ve O’nun Resul’ünü Peygamber olarak kabul edip getirdiklerine iman eden kişidir. Bugün iman kapısı, “La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah” olarak belirlenmiştir.
Başka iman kapıları kapanmıştır. Daha evvel, “Allah bir, İsa peygamber” diyen birisi de gerçek mümindi. Şimdi bir Hıristiyan ‘Tanrı 3’dür’ demiyorsa, Allah’ın birliğini kabul ediyorsa bile ‘Allah bir İsa Peygamber’ diyerek Müslüman olamaz. Kur’an-ı Kerim’in esaslarına göre şimdi bir insanın İslam’la şereflenip mümin olabilmesinin tek yolu, “La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah” deyip koşulsuz şartsız teslimiyettir.
MÜSLÜMAN ALLAH’A VE PEYGAMBER EFENDİMİZE TESLİM OLAN KİŞİDİR
Evvelce Hz. Musa döneminde Tevrat indirildiğinde iman kelimesi, “La ilahe illallah Musa Nebiyullah” idi. Sonra o söz yürürlükten kaldırılmış, İncil indirilmiş ve iman kelimesi, “La ilahe illallah İsa Nebiyullah” olmuş. Son olarak da Kur’an-ı Kerim indirilmiş ve iman kelimesi, “La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah” olarak ebediyen kalmıştır. Bugün eski kanunlara göre iman etmek mümkün değildir. Diğer kutsal kitaplar tahrif edilmemiş haliyle duruyor olsa bile Kur’an-ı Kerim indirilmiş ve sonsuza kadar geçerliliğini sürdüreceği belirtilmiştir. Allah’ın emirlerini içeren Kur’an-ı Kerim’de de, iman kelimesinin, “La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah” olduğu açıkça belirtilmiştir. Müslüman kelime manası olarak Allah’a teslim olan, Peygamber Efendimize teslim olan kişi demektir. Bir Müslüman, “La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah” diyerek iman kapısından girer ancak İslam’ın gerektirdiği gibi hareket etmeyebilir. Bu kişi imanlıdır ancak yaptığı hatalardan, işlediği günahlardan ve yapmadıklarından dolayı hesaba çekilir. Allah’ın emirlerine, reddetmemek kaydıyla uymayan insan da mümindir. Davranışlarımız, fiillerimiz, hareketlerimiz amellerimiz olarak kayıt altına alınır.
“MÜMİN, MÜMİNİN AYNASIDIR”
Resul-ü Müctebâ Efendimiz buyuruyor: “Mümin, müminin aynasıdır.” Evet, insan aynaya baktığı zaman kendini görür. Ne kadar uğraşırsak uğraşalım aynanın karşısında durunca kendimizden başka bir şey göremeyiz. “La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah” diyerek iman eden herkes, günahkâr olsa bile bir vücudun azaları gibidir. İşte bir Müslüman, bir mümin başka bir Müslüman’a dil uzatıp, onun hatalarını yüzüne söylerse aynı zamanda kendi hatalarını da söylemiş olur.
“Mümin, müminin aynasıdır” diyen Peygamber Efendimiz, hadis-i şerifin devamında, “Mümin, müminin kardeşidir” şeklinde buyuruyor. Kuran-ı Kerim’de de, “Müminler ancak ve ancak kardeştir. Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz/ıslah ediniz. Allah’tan korkun ki Allah’ın rahmetine, merhametine nail olasınız” diye ayet-i kerimeyle buyrulmuştur. Peygamber Efendimiz, “Mümin nerede bir müminle karşılaşırsa, o kardeşini toparlar ve onu arkasından korur” diye buruyor.
Yani bir kardeşinin kaybettiği değerleri sanki kendi kaybetmiş gibi toparlar, onu düzeltir. Yani başka bir Müslüman kardeşimizin eksiklerini teşhir etmeyeceğiz, onun arkasından konuşmayacağız, onu başkalarının yanında küçük düşürecek laflar söylemeyeceğiz.
MÜSLÜMAN KARDEŞİMİZDEN VAZGEÇEMEYİZ
Biz Müslüman mümin kardeşimizde kendimizi görüyoruz. Nasıl kolumuz, bacağımız ağrıdığında nasıl vücudumuzun azalarından vazgeçemiyorsak, bir Müslüman kardeşimizden de vazgeçemeyiz.
Müminler arasında işte böyle bir ilişki olmadır.
Bu öğüdü Peygamber Efendimiz bizlere veriyor. Mümin müminin kardeşi olduğuna göre, Müslüman Müslüman’ın aynası olduğuna göre biz bir kardeşimizin ayıplarını teşhir edemeyiz. O kardeşimizin hatası bizim hatamızdır. O mümin kardeşimizin hatasını, kusurunu, ayıbını, yanlışını, eksiğini örtmemiz gerek. Ancak böyle yapmayarak, Müslüman kardeşini teşhir ederek kendini de küçük düşürmüş olursun. Arifler, Allah dostları da, “Müslüman, Müslüman’ın örtüsüdür, mümin müminin gömleğidir” demişler bu konuda.
Prof. Dr. Cevat Akşit.