* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İMAN NASIL TAM OLUR  (Okunma sayısı 671 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İMAN NASIL TAM OLUR
« : Kasım 04, 2017, 11:16:29 ÖS »
İman nasıl tam olur?

Ahmed Ziyaüddin Hazretleri’nin hazırladığı ‘Levamiul Ukul’ adlı eserde geçen bir hadis-i şerifte, “Üç şey imandandır. Azdan da vermek, tanıdığı tanımadığı her Müslüman ’a selâm vermek, kendi aleyhine de olsa âdil davranmak” buyruluyor. Yani kim bu üç şeyi kendinde bulundurursa imanı tamamlamış olur. Bu sayılanlar kimde huy haline gelmişse imanı kâmil olmuştur. Bunlardan birincisi, kendisi darlıktayken bile kendinden daha zor durumda olanlara yardım edenlerdir. Misalen, Yermük Harbi sırasında şöyle bir olay gerçekleşiyor: “Yermük Savaşı’nda, Haris b. Hişam, İkrime b. Ebi Cehil ve Süheyl b. Amr ağır yaralar alarak yere düştüler. Haris b. Hişam içmek için su istedi. Askerlerden biri ona su götürdü. İkrime’nin kendisine baktığını görünce, “Bu suyu İkrime’ye götür” dedi. İkrime suyu alırken, Süheyl’in kendine baktığını gördü ve suyu içmeyerek, “Bunu götür Süheyl’e ver” dedi. Fakat su Süheyl’e yetişmeden Süheyl canını teslim etmişti. Bunun üzerine sucu İkrime’ye koştu. Fakat İkrime de can vermişti. Hemen Haris’in yanına koştu. Haris de suyu içemeden vefat etti.” Yani kendisi ihtiyaç halindeyken bile mümin önce Müslüman kardeşini düşünürse, bunu huy haline getirirse imanı kâmil olmuştur. Darlıkta infak etmek, az olsa da malı verebilmek büyük bir sınavdır. “Zaten elimdeki bana zor yetiyor” diyebilirsiniz. Şeriatın emri böyledir. Önce kendine, çocuklarına, ailene bakacaksın elbet. Ama imanın “Kemal” sıfatı var. İmanı kâmil olanlar başkası zor durumda iken kendisinde az da olsa az olandan verir. Kendini feda eder. Neden feda eder kendisini? Allah’a olan imanının kuvvetinden, tevekkülünden dolayı yapar. Cenab-ı Hak Rezzak’ tır . Rızkı veren odur. Bizi aç bırakmaz. Peygamber Efendimiz, “Vallahi sadaka malı eksiltmez” buyuruyor. Peygamber yalan söyler mi? Söylemez. Ashab-ı Kiram Peygamber Efendimiz’in söylediklerini uyguladılar. Huy edindiler. Kâmil imana kavuştular. Allah onları Kur’an-ı Kerim’de övdü. Sahabe-i Kiram’a uyup onların yaptıklarını yapanlardan olan Hacı Bayram Veli’dir. O da sizin gibi benim gibi adamdı. Ama onların yaptıklarını huy haline getirenler, Hacı Bayram Veli oldu, Yunus Emre oldu, Mevlânâ oldu.

YERYÜZÜNDEKİ İLK ANAYASA

Peygamber Efendimiz ve ashabı Hayber seferinden Medine’ye dönüyorlar. Medine’de o zaman üç Yahudi kabile bulunuyor. Yahudiler, o zaman Medine’nin en zenginleridir. En iyi evlerde de onlar oturur. Peygamber Efendimiz Medine’deki farklı toplumların bir arada huzur içinde yaşayabilmesi için ilk anayasayı hazırlamıştır. Maddeler arasında Müslüman ve Yahudi topluluklar barış içerisinde yaşayacaklar. Şehrin dışından gelen saldırılarda, hep birlik olunacak ve şehir savunması birlikte yapılacak. Yahudiler dinlerinde serbest olacak. Yahudiler ve Müslümanlar arasında olacak anlaşmazlıklarda, Hz. Muhammed (sav) hakem olarak kabul edilecek gibi maddeler vardır. Yahudiler de bu anlaşmayı kabul ederler.

YAHUDİLERİN KISKANÇLIĞI GÖZLERİNİ KÖR ETTİ

Yahudiler, Müslümanların gitgide çoğalmasını, Peygamber Efendimiz’in giderek güçlenmesini kıskandılar. Bütün peygamberlerin daha önce Yahudilerden çıktığından, ‘Neden son peygamber bizden çıkmadı?’ diyerek kıskançlıktan gözleri kör oldu. Hz. Muhammed’i (sav) peygamber olarak kabullenemediler. Hicretin beşinci yılına gelindiğinde, Mekkeli müşrikler Yahudilerin de fitnesi ile birlikte Medine’ye doğru büyük bir ordu ile harekete geçtiler. Amaçları Peygamber Efendimiz önderliğindeki İslam devletinin günden güne büyümesini bir an evvel durdurmaktı. Büyük bir ordu kuran Mekkeli müşrikler, Medine’de yaşanan büyük kıtlığı da fırsat bilmişlerdi. Efendimiz, müşrik ordularının karşısında duracak bir kuvvet olmadığından, Medine etrafına hendek kazdırdı ve bizzat kendisi de hendek kazılmasına yardım etti. Müşrikler, Medine yakılarına geldi. Şehri kuşatmaya aldı. Ancak hendeği geçemedi. İşte azgınların ve kıskaçların sonu hep böyle hüsran olmuştur.

TEVEKKÜL İLE GELEN NİMET

Kıtlık döneminde Cabir bin Abdullah, karnına taş bağlamış bir şekilde Peygamber Efendimiz’in yanına geliyor. Kıtlık var, bütün sahabeler aç. Cabir gitmiş Efendimiz’e durumunu anlatacak, “Ya Resulullah çok açız” diyecek. Ama bakıyor ki Efendimiz’in karnında iki taş var. (O zaten az yerdi. O bütün sahabelerden daha çok açtı. Ama sabrediyordu.

Tevekkül ediyordu.) Cabir, Efendimiz’i bu halde görünce kendi durumunu anlatmaya utandı. Allah’ın elçisinin bu haline dayanamadı. Gizlice yerinden ayrılıp evine doğru yola koyuldu. Eşi ve çocukları sütünü satarak geçinsin diye bıraktığı keçiyi kesti. İki kişiye yetecek kadar et ve pirinç alıp gerisini de eşine ve çocuklarına bıraktı. Geriye dönüp Peygamber Efendimiz’in yanına sokularak, “Ya Resulullah çok açsınız, iki kişilik yiyecek getirdim” dedi. Efendimiz doğrularak, “Ey ashabım, çalışmayı durdurun! Cabir bin Abdullah size ziyafet çekecek” buyurdu. Cabir ne olduğunu anlamıyordu.

Elinde iki kişilik yemek vardı. Bu yemek üç bin kadar sahabeye nasıl yetecekti? Efendimiz, Cabir bin Abdullah’a hemen yemeği pişirmesini söyleyerek; “Ama tencereyi ateşten indirmeden bana haber ver” dedi. Cabir bin Abdullah, yemeği pişirirken hâlâ yemeğin nasıl yeteceğini düşünüyor. Cabir yemeği pişiriyor ve Efendimiz’e yemeğin piştiğini haber veriyordu. Efendimiz, tencerenin başında “Bismillah” diyerek bütün ashabı yanına çağırıyor. Ashab-ı kiramın hepsi istediği kadar almış yemiş karınlarını doyuruyor. Efendimiz, Cabir’e, “Ziyafet sahibi en son yer. Sen acele etme” diyor. Anadolu’da da böyledir. Sünnet olduğunu kimse bilmez belki ama ziyafet sahibi hep en son yemeye özen gösterir. Cabir bin Abdullah şaşkın, hâlâ yemeğin nasıl yettiğine inanamıyor. Cabir bin Abdullah, “3 bin kişi yedi ama tencereden bir parmak dahi vallahi eksilmedi” diyor. Efendimiz, “Sen de artık yiyebilirsin” deyince, Cabir bin Abdullah da karnını doyuruyor. İşte tevekkül böyle bir hazinedir.

ÜSTÜMÜZE DÜŞENİ YAPMADAN DUA ETMEK YOK

Hendek harbinin sonlarına doğru şu hadise gerçekleşiyor: Efendimiz Huzeyfe’ye (ra) sesleniyor. Huzeyfe, Efendimiz’in yanı başında olmasına rağmen aç olduğundan hareket dahi edecek hali yok. Huzeyfe, “Vallahi Ya Rasulullah kaç gündür bir şey yemedim. Senin bir şey emredeceğini anladım ama kalkacak gücü bulamadım” diyor. Efendimiz, Huzeyfe’nin üstüne üfürüyor. Huzeyfe, “Sanki delikanlı gibi tekrar güçlendim” diyerek kalkıyor. Vücuduna tekrar güç, kuvvet gelen Huzeyfe’ye Efendimiz, “Git, müşrikler hakkında bilgi topla. Yanıma dönüp gelinceye kadar da onlara ne ok ne taş atacaksın ne mızrak ne de kılıç kullanacaksın” buyuruyor. Görevin büyüklüğünün farkında olan Huzeyfe, bu bilgileri ancak ordu kumandanından öğrenebileceğini Efendimiz’e söylüyor. Bunun içinde Huzeyfe, “Ya Rasulullah bunları öğrenmem için senin aleyhine konuşmam lazım yoksa bunu bana söylemezler” diyor. Efendimiz, “Her şey serbest. Yalnız, elini hançerine götürme” diyor. Müşrik tarafına geçen Huzeyfe’yi askerler yakalıyor. Huzeyfe, “Sormayın. Bir adamın peşine takıldık. Çocuklar aç, hanım aç. Ben açım. Nereden takıldık onun peşine. Rezalet diz boyu” diyor.

“Yarabbi, ben elimden geleni yaptım; Sen bize yardım et”

Askerler, “Sen zaten akıllı adamdın. Nasıl takıldın onun peşine” deyip Ebu Süfyan’ın çadırına götürüyorlar. Huzeyfe’nin çadırına getirildiğinden haberi olmayan Ebu Süfyan o sırada kumandanları ile konuşuyor. Ebu Süfyan, “Müslümanlar aç kalacak. Ben de Muhammed’in kafasını kopartacağım” diyor. Huzeyfe, elini hançere götürse de Efendimiz’in sözü aklına geliyor, elini hançerden çekiyor. Ebu Süfyan’dan ihtiyacı olan bilgileri alıyor. Ebu Süfyan, Müslümanların açlıktan öleceğini düşünerek seviniyor. Askerlere “Getirin şarapları” diyerek zafer kutlamalarına başlıyorlar. Huzeyfe, Ebu Süfyan ve müşrik ordusunun sızması üzerine bütün malumatları toplayıp Resûlullah’a getiriyor. Düşman hakkında bütün istihbaratı alan Efendimiz, “Yarabbi, ben elimden geleni yaptım. Sen bize yardım et” diye dua ediyor. Allah (cc), Efendimiz’in duasına icabet ederek, müşrik ordusunun üzerine şiddetli bir rüzgâr gönderiyor. Yemek kazanı devrilmiş, çadırlar uçmuş, atlar develer ipini koparmış. Müşrikler kıyamet kopuyor sanmış. Ebu Süfyan askerlerinden önce kaçmaya çalışmış. Bütün müşrik ordusu geri kaçmaya başlamış. Bakın bu hadise çok önemli. Bize düşeni yaptık diyor Efendimiz. Bize düşeni yapmadan dua etmek yok. Anlıyor musunuz? Efendimiz hendek kazdı, aç kaldı, ayağa kalkacak dermanları kalmadı, türlü türlü cefalar çekti. Ama üstüne düşeni yaptı. Sonra Allah’a tevekkül etti. Dua etti. Allah (cc) da ondan yardımını esirgemedi. Olmazları oldurdu. Resulünü yalnız bırakmadı. Fatih Sultan Mehmet de öyle Efendimiz’in sünnetine uyuyor. Peki ya biz ne yapıyoruz? Hiç fedakârlık etmeden “Yarabbi hep bize ver, hep bize ver” diyoruz. Tamam, Allah verir de bir üstüne düşeni yap önce. Esas meseleleri hep atlıyoruz. Allah bizleri affetsin. Rabbim bize cihat şuuru versin.

Amin.

Prof. Dr. Cevat Akşit.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]