Allah Rızası İçin Birbirinizle Kardeş Olun
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz buyuruyor, “Ey müminler, gariplerle ve miskinlerle oturun. Eğer hiçbir şeyi olmayan garip kimselerle oturup kalkarsanız Allah’a yakın kimselerden olursunuz ve kibir hasedinden kurtulursunuz. Çünkü kim Allah için tevazu gösterirse Allah da yükseltir.” Miskin, hiçbir şeyi ve hiç kimsesi olmayan kişi demektir. Bir mümin de miskin ve garip kimselere yardımcı olmayı, onlarla birlikte olmayı kendine prensip haline getirmelidir.
Böylelikle hem Allah’a yakın kullardan oluruz hem de kibir gibi tehlikeli bir günahtan kurtulmuş oluruz. Kibre karşı tevazumuzu artırmamız lazım. Resulullah da hadis-i şerifte buna dikkat çekiyor ve bizi kibirlenmememiz hususunda uyarıyor. Kibirlenmek ancak Allah’ın hakkıdır ve kulun kibirlenmesi günahtır.
KİBİR, ŞEYTANIN HASETLERİNDENDİR
Biliyorsunuz şeytan, kibirlenip karşı çıktığı için kovuldu. Demek ki kibirlenmek Allah’ın rahmetinden kovulmak ve lanetlenmeye neden olur. Arif bir kimse, “Kendinde bir üstünlük gören kimsenin tevazudan nasibi yoktur” demiştir. Ne kadar âlim olursan ol, senden daha âlim olan, senden daha çok bilen birisi var. Ne kadar zengin olursan ol, senden daha zengin olan birisi var. O yüzden bizden daha zengin, daha bilgili, daha güçlü insanların olduğunu bilerek kendimizi bastırmalıyız. Kibir, şeytanın hasetlerindendir ve bir Müslüman’ın da kibirden, kibirlenmekten uzak durması lazım.
ÖĞRENEN DE, ÖĞRETEN DE BİRBİRİNİ SEVECEK
Resulü Müctebâ Efendimiz buyuruyor, “Kendisinden ilim öğrendiğiniz kimselere karşı mütevazı olun. Eğer siz öğretiyorsanız öğrencilerinize karşı mütevazı olunuz. Zorba âlimlerden olmayınız. Yoksa cahliniz ilminize üstün gelir.” Hadis-i şerifte de buyurulduğu gibi ilim öğrenen de, öğreten de birbirini sevecek. Âlimle öğrenci arasında muhabbet, sevgi ve saygı olacak ki, ilimi öğrenme tam randımanlı olsun. Yani sonuç olarak öğrencinin öğretmenine karşı olan saygısı sevgisi kadar, öğretmen de aynı şekilde davranmalıdır. Gerçekten de ilim tahsili sürecinde bir kopukluk olursa orada öğrenme süreci tam istenilen şekilde olmaz.
“MÜMİNLER ANCAK VE ANCAK KARDEŞTİR”
Müminlerin bir vücudun azaları gibi olduğunu söylemiştik. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de “Müminler ancak ve ancak kardeştir” diye buyuruyor. Cemaatle namaz kılarken nasıl aynı anda hareket edip birlikte secde ediyorsak bu bize bir olduğumuzu da işaret ediyordur. İslam’da müminlerin kardeş ve bir olduğunu öğreten daha birçok husus vardır. Peygamber Efendimiz, “Müminler birbirinin kardeşidir. Ancak Allah rızası için birbirinizle kardeş olun. İkişer ikişer kardeş olun” diye buyuruyor. Tabii Resulullah’ın bu sözleri üzerine sahabe-i kiram bunu uygulamıştır.
Mekke’den İslam hızla yayılırken müşriklerde buna önlem almak için Peygamber Efendimiz’i öldürmeye karar vermişler. Yüce Allah da bunu Peygamber Efendimiz’e bildirmiş ve hicret başlamıştır. Tabii Mekke’den Medine’ye gitmek zorunda olan Müslümanlar, yanlarında hiçbir şey götürmemiş. Medine’ye hiçbir şeyi olmadan giden Müslümanların kalacak yere, yiyecek yemeğe ihtiyacı var. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz de Medineli ve Mekkeli Müslümanları birbirine kardeş olarak ilan etmiştir. 2 odası olan Medineliler, bir odasını Mekkeli kardeşine vermiştir. 2 dönüm arsası olan Medineli bir dönümünü Mekkeli kardeşine vermiştir. Bu güzel davranışa karşı olarak da Yüce Allah Medinelilere ‘Ensar’ ismini vermiştir. Ensar, yardımcılar demektir. Ensar muhacir kardeşlerine Allah için yardımcı olmuş ve böylece zafer müminlerin olmuştur.
Prof. Dr. Cevat Akşit.