Kur’an-ı Kerim’de Anne ve Babanın Çocuğu Evlendirmesi İçin Emir Var
Peygamber Efendimiz, “Evleniniz, çoğalınız ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim” diye buyuruyor. Yüce Allah da Müslüman kadın...
Peygamber Efendimiz, “Evleniniz, çoğalınız ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim” diye buyuruyor. Yüce Allah da Müslüman kadın ve erkeklere evlenmeyi emrediyor. Eğer bir adam zina yapıyorsa, zinayı bırakıp onun evlenmesi farzdır.
Eğer zina etme şüphesi varsa evlenmesi vaciptir. Eğer sağlam bir Müslüman ve dirayetli bir insansa bile evlenmesi gerekir çünkü evlenmek kuvvetli bir sünnettir.
Peygamber Efendimizin terk edemeyeceğimiz sünnetlerinden birisi de evlenmektir. Resulullah Efendimiz ve cümle peygamberler evlenmiştir. Çocuk sahibi olmak da Peygamber Efendimizin emridir ancak bazı uyarılarda da bulunuyor. Peygamber Efendimiz, “Çocuk gözün nurudur çok sevilir. Böyle olunca da insana korku verir” diyerek çocuklarımızı çok sevdiğimizi ve bu yüzden kalbimizde korku olabileceğini söylemiştir. Mesela cihada gidecek bir Müslüman evdeki çocuğunu düşünüp ölümden korkabilir ya da cihada gidecek çocuğu cihada gideceği zaman ‘Şehit olur mu?’ diye korkar. İşe çocuk gözün nuru ya ondan.
Bir de geçim derdi ve endişesi var tabii. Bu ve bu gibi nedenlerden dolay, “Çocuklarınız sebebiyle cihattan geri durmayın” ve “ Çocuklarımız var diye zekâtı aksatmayın” diye Hadis-i şerifler var.
“ÇOCUKLARINIZ SEBEBiYLE CİHATTAN GERi DURMAYIN”
Kur’an-ı Kerim’in Tegâbûn Sûresi’nin 14. ayet-i kerimesinde, “Sizin hanımlarınızdan ve çocuklarınızdan bazıları sizin için düşmandır. Böyle olmaktan sakınınız” diye buyruluyor. “Çocuklarınız sebebiyle cihattan geri durmayın” ve “Çocuklarımız var diye zekâtı aksatmayın” hadis-i şerifleri bu ayete ışık tutuyor. Eşimden ayrı kalamamak için askere gitmezsen, çocuğun var diye zekât vermezsen o zaman sorun olur, onlar da sana düşman olur. O zaman bizim her şeyi Allah rızası için yaptığımız gibi evliliği de Allah rızası için istememiz gerekiyor, çocuğu da Allah rızası için istememiz gerekiyor. “Evleniniz, çoğalınız, ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim” hadis-i şerifini düşünüp Allah rızası için evlenen Müslüman çok doğru bir iş yapmış demektir. Sadece nefsin heveslerinden dolayı evlilik yapmak bir Müslüman için güzel bir iş değildir. Çünkü Müslüman, hayatı boyunca ne yaparsa yapsın, her şeyde Allah rızasını ummalıdır. Bir de Allah rızası için bir çocuk sahibi olan bir insan güzel bir evlat yetiştirdi mi sürekli arkasından da hayır gelir.
HAYIRLI BiR EVLAT, BABASI ve ANNESi iÇiN SÜREKLi BiR KAZANÇTIR
Bazen biz de şahit oluyoruz. Adam çocuğunu yetiştirmiş delikanlı çağlarına kadar bakmış. Çocuk da türlü pis işlere yapıyor, günahla işliyor adam gördüğü halde, ‘Gençtir yapar’ diyor. Böyle olmaz. Sen çocuğuna doğru olanı öğretmekle mükellefsin. Çocuğunu çok sevdiği için onun kalbini kırmak istemiyor ve onu yanlış bir işinde azarlamıyor, uyarmıyor. Bu doğru bir şey değildir.
Çocuğu güzel ahlak üzere terbiye edeceksin, ahlaklı, temiz, düzgün bir Müslüman olması için gayret edeceksin. Senin bu dünyada geriye düzgün bir nesil bırakman sen ölsen bile sana fayda sağlamaya devam edere. Hayırlı bir evlat babası, annesi için sürekli bir kazançtır.
“ÇOCUKLAR ÖPÜLÜR DE SEViLiR DE”
Şimdi çocuk sevmeyin demiyorum. Çocuk sevgisi bir annenin evladına duyduğu şefkat eşsiz bir şeydir. Niteki Peygamber Efendimiz de çocukları çok severdi. Peygamber Efendimiz bir gün yolda yürürken Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimiz koşarak O’nun yanına gelmişler. Resulullah da torunlarına sarılıp onları öpmüş. Oradan birisi de çıkıp, ‘Bunu sana yakıştıramadım Ya Allah’ın Resulü. Benim 9 tane çocuğum var 1 defa bile yapmadım. Erkekliğe sığmaz’ demiş. Resulullah Efendimz, “Allah senin kalbinden merhameti şefkati aldıysa ben napayım” diye buyurmuş. Evet, çocuklar öpülür de sevilir de. Çünkü onlar göz nurudur. Çocukları iyi yetiştirmek anne ve babanın görevidir. Hatta Kuran-ı Kerim’de anne ve babanın çocuğu evlendirmesi için emir de vardır. Yani maddi sebepleri düşünüp çocuklarımızın evliliğini geciktirmememiz lazım.
Prof. Dr. Cevat Akşit