İSLAM'DA İHKAK YOKTUR
Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “Yeryüzünde uygulanan bir had, 40 sabah bereketli yağmur yağmasından daha hayırlıdır” buyuruyor.
İslam hukukunda Kur’an-ı Kerim ve sünnette belirtilen cezalara had denir. Kasten adam öldürenin cezası öldürülmektir. Şartları varsa, ispat edilmişse hırsızlık yapanın Kur’an’a göre eli kesilir. Şarap içen adama 80 sopa vurulur. Evli kimse zina etmişse kadın ya da erkek fark etmez. Bu vaziyette de 4 erkek adil Müslüman zina ederken görmüşse, şahit olmuşsa, ispat edilmiş sayılır. Bu kişilerin cezası recmdir.
OSMANLI’DA 3 RECM CEZASI UYGULANDI
Bazı kişiler recm yoktur, diyor ama Peygamber Efendimiz uygulamıştır. Dört halife ve Osmanlı döneminde de uygulanmıştır. 6 asırlık Osmanlı saltanatında 3 defa recm vakası olmuştur. Çünkü bu işler, o zamanlar alenileşmemişti. Kabahat de gizliydi, ibadet de gizliydi. Suç işleyen bile hayâlı ve edepliydi.
Günah işleyen gizliden yapıyordu. Bunlar ahirette Allah’a hesabını verecek. Ama dünyada cezasını gerektiren şartlar oluşmamış. Üç tane olmuş, bunlara da recm uygulanmıştır. Bunlar kitaplarda da geçiyor.
İmamı Azam, İmamı Şafi de böyle söylüyor. Ama modern hocalar recm cezası yoktur diyorlar. Buna sebep olarak recmin ceza olarak çok ağır olmasını gösteriyorlar. Taşlanarak ölüm olduğu için İslam’da bu kadar işkenceli ceza olmaz diyorlar. Güya İslam’ı savunuyorlar. Ancak din bizim değil, Allah’ın dinidir.
Biz İslam’ı ne eksik ne de fazla anlatmadan tastamam insanlara ulaştırmak zorundayız.
HOMOSEKSÜELLİK HARAMDIR
Kur’an-ı Kerim’de cezası belirtilmemiş ama haram olarak kesin hüküm olan hususlarda Ulu’l-Emr (Devlet) ceza verebilir. Bu cezalar suç işleyenin kişiliğine göre, azarlama, dayak, hapis, sürgün veya gerekirse idam olabilir. Mesela oğlanın oğlanla zina yapması yani homoseksüellik kesinlikle haramdır. Bunu Batılılar kanunlara geçirdiler. İslam’da kesinlikle yoktur, haramdır. Kur’an’da homoseksüellik haram olarak belirtilmiş ancak ceza belirtilmemiştir. Ama olmayacak iştir, insanlığa sığmaz. Böyle birisi yakalandığı zaman önce hapse atılır, tövbe et denilir. Hapisten çıktı, tövbe etmedi. Bu suçu tekrar işledi. O zaman idam edilebilir. Buna İslam hukukunda tazir cezası denilir. Hakimin hükmüyle ölüm cezası bile verilebilir.
Adalet mülkün esasıdır
Allah’ın yasakladığı ve cezasının Kur’an-ı Kerim’de belirtildiği hususlara ‘had’ denildiğini söylemiştik. Toplumun selameti için, düzenin sağlanması için, emniyetin sağlanması için can namus ve ırzın korunması için Allah hükümlerini bildirmiştir. Bu cezaları da insanlar bireysel olarak veremez. Cezayı uygulayan devlettir. İhkak-ı hak yoktur İslam’da. Bir suç olduğunda kadıya başvuracak, iddiasını ispat edecek cezasını da kadı verecek. Cezasını Ulu’l-Emr, yani devlet verecek. Memleketimizde bazı bölgelerde kan davası güdüyorlar. İslam’da kan davası yok. Peygamber Efendimiz kan davasını kaldırdı. Birisi akrabanı öldürdüyse şikâyet edeceksin, ispatladıktan sonra devlet onu idam edecektir veya başka bir ceza verecektir. Bu cezalar şahsi haklardansa mağdur gerektiği durumda affedebilir. Ama kamu suçuysa bunda af yoktur.
Hakim taraf tutamaz. Yok benim cemaatimden, yok benim akrabalarımdan diyerek gerekli cezayı vermemek İslam’da yoktur. Gereken ceza kim olursa olsun, hakim cezalandırmakla yükümlüdür. İşte güzel Peygamberimiz hadis-i şerifinde Allah’ın hükümlerini bildirdiği cezaların yerine getirilmesinin, 40 sabah yağmur yağmasından daha kıymetli olduğunu söylüyor. Yağmur bereket sebebidir. Yağmur yağmazsa kıtlık olur, açlık olur. Efendimiz 40 sabah bereketli yağmurdan daha hayırlıdır diyor çünkü adalet olmazsa bereket olsa da yaşanmaz. Adalet mülkün esasıdır.
FALCIYA GİDENİN 40 GÜN NAMAZI KABUL OLMAZ
Buhari’de yer alan bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, “Yarını bilirim, gaybı bilirim diyen bir adama gidenin 40 gün duası ve namazı kabul olmaz” buyuruyor. Suç işleyenlerden birisi de sihirbazlardır. Şimdi sihirbazlar kızacak ama biz de saklayamayız.
Söylenmesi gerekli olan bir şeyi söylemezsen ahirette Allah ateşten gem vuracak. Kur’an-ı Kerim’e göre sihir yapmak haramdır. İmamı Azam, sihir yapan adamın cenaze namazı kılınmaz diyor. Ancak sihir bozmak ayrıdır. Sihri icad eden Yahudilerdir. Hz. Süleyman (as)’a bile sihir yaptılar. Efendimiz’e de sihir yaptılar. Muavvizeteyn sûreleri olan Felak ve Nas sûreleri böyle nazir oldu. Bir mümin her gün Fatiha, Ayetel Kürsi, Amaner Resülü, Huvaüllezi ki her namazda okuyoruz bunları elhamdülillah. Yatarken de bunlarla beraber üç İhlas, üç Felak, üç Nas Sûresi okursa dünyanın sihirbazları toplansa kılına dokunamaz diyor, Peygamber Efendimiz.
KÜFRÜN ŞAKASI OLMAZ
Şimdi para karşılığı yapıyorlar. Sihir yapmakta haram yaptırmakta haramdır. Fal bakmak da, falcıya gitmek de haramdır. Falcıya danışmak için yarın ne olacağını öğrenmek için giden bir müminin 40 gün duası, namazı kabul olmaz diyor Resulûllah. Yüz tane yalan söylüyor falcı, bir tanesini tutturunca siz, ‘doğru söyledi bak gördün mü bildi’ dediğiniz zaman kâfir oluyorsunuz. Bunu ben demiyorum Hazreti Peygamber diyor. Gaybı yalnız Allah bilir. Siz orada büyücünün, falcının geleceği bildiğine inanırsanız Muhammed Aleyisselam’a indirilen Kur’an’ı inkâr etmiş olursunuz. Şimdi maalesef bunlar sokakta oyuncak gibi oldu. Sokak kenarına oturmuş, para almak için falına bakayım abi, abla diyorlar. Küfrün şakası olmaz! Siz de eğlenmek için gittiniz parayı verdiniz. Danışmaya gittiğiniz için bile 40 gün namazınız kabul olmaz. Söylediklerine de onay verip, ‘Bak bildi’ dediğiniz anda da kâfir olursunuz. Şakacıktan Allah ve Peygamberi’ne küfür edilir mi?
ETRAFINIZDAKİLERİ UYARIN
Peygamber Efendimiz hadisin devamında, “Sihirbazın cezası kafasının uçurulmasıdır” diyor. Evet sihirbazın, falcının, büyücünün şer’an cezası kılıçla kafasının uçurulmasıdır. Ben hadis-i şerifi söylüyorum efendim. Çünkü herif, Allah’ın kanununa karşı çıkmaya çalışıyor. Yerçekimi var, taşı boşluğa bıraktınız mı aşağıya düşer. Sihirbaz taş yere düşmesin diye okuyup üflüyor, büyü yapıyor. Allah’la yarışmaya kalkışıyorlar. Peygamberimiz böyle kimselerin cezası kılıçla öldürülmektir diyor. Bu konularda bilgili olmalıyız. Basit şey zannettiğimiz durumlarda görüyorsunuz iman gidiyor. Dualar kabul olmuyor. Maalesef günümüzde de gereği kadar bilgi verilmiyor. Bugün gazetelerde fal köşeleri var. Adam direkt gidip onu okuyor. Buhari-Müslim hadisidir, ben sizi uyarıyorum. Böyle yanlışlar yapmayalım, yapan kişiler varsa uyaralım.
ÂZÂ NOKSANLIĞI OLANLAR CENNETTE ALLAH’I GÖRECEKTİR
Peygamber Efendimiz’in başka bir hadis-i şerifinde âzâ noksanlığı olanlara müjdesi var. Efendimiz hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: “Cebrail Aleyhisselam yanıma gelerek konuştu. Cebrail, “Allah buyurdu ki:
‘İki gözü kör olan adam sabretmişse birincisi Cennetime girecek. İkincisi Cennet’te beni görecek’ dedi.” Aza noksanlığı olan kimselere, tabii ki isyan etmemek kaydıyla, Cennet ve Cemalullah müjdesi vardır. Güzel Efendimiz Tirmizi’den nakledilen hadiste böyle buyuruyor. Allah bizleri isyan edenlerden eylemesin.
Amin.
Prof. Dr. Cevat Akşit.