Resulü Efendimiz S.A.V
“ENSARI SEVMEK İMANDIR”
Resulü Efendimiz (S.A.V.) buyuruyor, “Ebu Bekir, Ömer-ül Faruk’u sevmek benim yolumdur. Onlara buğz etmek küfürdür.” Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz (S.A.V.), Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer efendilerimizi çok seviyor ve onları sevmenin de meşru olduğunu söylüyor.
Kur’an-ı Kerim’de emir edildiği gibi bizim de Resulullah Efendimize (S.A.V.) tâbi olmamız gerekiyor. Dolayısıyla Peygamber Efendimiz (S.A.V.) onları çok sevdiyse, Müslümanlar olarak biz de onları çok seveceğiz. Erişkin erkeklerden ilk Müslüman olan kişi Hz. Ebu Bekir efendimizdir, çocuklardan da ilk Müslüman olan Hz. Ali efendimizdir. Kadınlardan ise ilk Müslüman olan kişi ise Hz. Hatice Validemizdir. Hz. Ebu Bekir Efendimiz zengin bir kimseydi, Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz de zengin değildi. Ancak Hz. Ebu Bekir, İslam uğruna tüm malını harcamıştır. Hz. Ebu Bekir, hem maddi yönden hem de manevi yönden Peygamber Efendimize (S.A.V.) destek olmuş sahabe büyüklerindendir.
HZ. ÖMER’İN ÜSTÜN BİR KİŞİLİĞİ VE KARAKTERİ VARDIR
Adaletin yeryüzündeki en iyi temsilcilerinden olan Hz. Ömer efendimiz de sahabenin büyüklerindendir. ‘Hz. Ömer İlahi adaleti dünyada en iyi uygulayanlardan birisidir’ diyen Müslüman alimleri ve yabancı bilim adamlarını çok gördüm, duydum. Hz. Ömer son derece kabiliyetli bir insandır. Peygamber Efendimize (S.A.V.) ve İslam’a inandıktan sonra Hz. Ömer sahabe efendilerimiz arasında önemli bir yere sahip olmuştur. Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Hz. Ömer’in dürüstlüğüne, kabiliyetlerine ve karakterine tanık oluyor ve bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: “Benden sonra peygamber gelecek olsaydı o Ömer olabilirdi.” Hadis-i şeriften de anlaşılacağı üzere Hz. Ömer’in üstün bir kişiliği ve karakteri vardır. Elhamdülillah, Müslümanlar olarak tüm sahabe efendilerimizi sevdiğimiz gibi Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer efendilerimizi seviyoruz.
PEYGAMBER EFENDİMİZİN (S.A.V.) SÖZLERİNE UYARAK HAYATIMIZI ŞEKİLLENDİRİYORUZ
Ehli sünnet itikadı, Kur’an-ı Kerim’e ve Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin (S.A.V.) sünnetine tabi olmak demektir. Ebû Hanîfe, İmam Mâlik, İmam Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel. Bu mübarek zatların yolundan giden ulemaya tâbi olmak ve onların verdiği açıklamalara göre hayatı tanzim etmek ehli sünnet itikadı üzere olmak demektir. İşte, “Ebu Bekir, Ömer-ül Faruk’u sevmek benim yolumdur. Onlara buğz etmek küfürdür” hadis-i şerifi gibi Peygamber Efendimizin (S.A.V.) sözlerine uyarak hayatımızı, evlerimizi, camilerimizi ve mescitlerimizi şekillendiriyoruz. Camiye girdiğimizde kıblenin olduğu tarafın sağında Yüce Allah’ın (CC), solunda Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin adı yazılıdır. Kıblenin sağ ve sol duvarlarında da Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimizin isimleri yazılıdır.
“ENSAR’I SEVMEK İMANDIR”
“Ebu Bekir, Ömer-ül Faruk’u sevmek benim yolumdur. Onlara buğz etmek küfürdür.” Hadis-i şerifinin devamında Resulullah Efendimiz şöyle devam ediyor, “Ensar’ı sevmek imandır, onlara buğz etmek de küfürdür.” Yüce Allah’ın (CC) izin vermesiyle birlikte Müslümanların Mekke’den Medine’ye hicret etmesinden sonra çok sıkıntılar yaşandı. Çünkü Medine’ye gelen Müslümanların tüm malı-mülkü Mekke’de kalmıştı. Ancak Medineli Müslümanlar, Mekke’den gelen kardeşlerini korudular. 2 odası olan Medineli bir Müslüman, bir odayı Mekke’den gelen kardeşine verdi, mallarını paylaştılar ve yardımlaştılar. İşte Medine’de Müslüman kardeşlerine kucak açan sahabe efendilerime ‘Ensar’ deniliyor. Aynı şekilde Medine’ye hicret eden Mekkeli Müslümanlara da ‘Muhacir’ deniliyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V.), İslam’ın yayılmasında, güçlenmesinde ve İslam Devleti’nin kurulması için büyük bir öneme sahip olan Ensar’a çok büyük önem vermiştir. Hadis-i şeriften de anlaşılacağı üzere ensar sevgisinin imandan olduğu açıkça söylenebilir. Elhamdülillah biz tüm sahabe efendilerimiz sevdiğimiz gibi ensarı da severiz.
Prof. Dr. Cevat Akşit.