HER İŞTE ALLAH'TAN KORK
Resulullahın üzerinde uzunca tefekkür etmemiz gereken çok dikkat çekici bir hadisi var. Allah Resulu, “Yaptığın her işte Allah’tan kork, Allah senin geçmişini affetti” buyuruyor. Peki, Peygamber Efendimiz bu hadisi nerde, kime söylemiş ona bakalım. Hac sırasında, Hz. Hüseyin Efendimize söylemiş. Hacılar biliyorsunuz hacı olmak için Arefe günü öğleden sonra ile bayramın birinci günü imsak vaktine kadar Arafat’a uğramak zorunda. Yoksa hacı olunamaz. Allah’ın rahmetinin en çok coştuğu yer de Arafat’tır. Hele Arefe günü Arafat’ta olan herkes Allah’ın rahmetine kavuşur. Bununla ilgili çok sayıda hadis var. Allahu Zülcelal Hazretleri herkesi affettim diyor. Melekler burada başka sebepler ile gelenler var deseler de Allah, olsun hepsini affettim diyor. Bu müjde hadislerde açık şekilde geçiyor. Ancak bazı âlimler affedilen günahlar içinde kul hakkı ve borçları hariçte bırakıyor. Mesela 10 yıl namaz borcu olan adam, hacca gidip orda dua ederek namaz borçlarını silemez. O borçları kazasını kılıp ödemesi gerekir. Ancak bir namazı vaktinde kılmayıp başka zamana ertelemek büyük günahtır. İşte bu günah silinir ama namaz borcu düşmez. Yani erteleme günahı silinir. Onun dışında birisinden borç para aldın ödemedin. O para düşmez. Adamın parasını ödeyeceksin. Borcunu ödemezsen bu zulüm olur. Arafat’ta tehir günahı affolunur. Yoksa kulun ve Allah’ın hakkı kalır.
ZEYTİNDE BEREKET VARDIR
Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde, “Zeytinyağını katık ediniz” buyuruyor. Biz hadislerde geçen her konuyu nakletmeye çalışıyoruz. Hazreti Peygamberin tavsiye ettiği her şeyde bir fayda vardır. Tabi hadiste geçen zeytinyağı, saf olan, kimyasal katkılar ile karıştırılmamış zeytinyağıdır. Hadisin devamında “Zeytinyağı ile yağlanınız. Onu cildinize sürünüz. Çünkü bu zeytin mübarek bir ağaçtan çıkar” buyruluyor. Bu bereket yağında da vardır. Ayrıca zeytinin mübarekliği nereden gelir diye mütalaalar da yapılmıştır. Biliyorsunuz Kudüs çok mübarek bir yerdir. Kur’an’da böyle geçer. İşte ulema zeytinin mübarekliğini Kudüs’ten aldığını ifade eder. Ayrıca zeytinin ömrü çok uzundur ve yandığı zaman isi azdır. Başka odunları yaktığınız zaman her tarafı is yapar. Ama Zeytin böyle değildir. Şimdi bu hadisi yerine göre kullanacağız. Mesela Suudi Arabistan’da yazları çok sıcak oluyor. Orda güneş ışığından korunmak için zeytinyağını yüzüne sürüyor, bu hadisi bilenler. Yine aynı şekilde soğuk ülkelerde de cilt için kullanılıyor. Yani hem soğuktan hem sıcaktan cildi koruyor. Hâkim ve Beyhaki, Hz. Ömer’den naklediyor bu hadis-i şerifi. Allah onlardan razı olsun.
ŞEYTANIN EN ZAYIF ZAMANI
Allah’ın rahmeti Arefe günü Arafat’ta öyle coşarmış ki şeytan en kötü halini orada yaşarmış. Çünkü şeytan hacı adaylarının hacılıklarını almak için hep onların peşindedir. Şeytan Arafat’ta en zayıf en titrek halini yaşar. Çünkü hacılar lebbeyk dedikçe onun beline vurulur. Hatta Allah o gün o kadar çok günahı affeder ki şeytan bile umutlanır. Oysa şeytan kovulmuştur. Hazreti Peygamber böyle buyuruyor. Allah kısa zamanda Arafat’a gidip yürekten dua etmeyi hepimize nasip etsin.
HAC İŞLERİNDE ÇOK DİKKATLİ OLUN
Allah’ın Arafat’ta affetmesi için gereken bir şartta oraya helal yoldan gelmiş olmanızdır. Eğer yol paranız helal değilse kıyafetiniz, yediğiniz, içtiğiniz helal değilse melekler o adama “sus yalancı derler” diyor Peygamber Efendimiz. O yüzden haram ve helale çok dikkat edeceğiz. Sadece rıza-i ilahi için yapılan temiz amel makbuldür. Peygamber Efendimiz, torunu Hz. Hüseyin Efendimizi bile uyarıyor. “Tavaf ederken dikkatli ol. Hac işlerinde dikkatli ol. Alışverişinde dikkatli ol. Her şeyi Allah’ın gördüğünü bilerek sağlam yap. Yaptığın her işte Allah’tan kork, Allah senin geçmişini affetti” buyuruyor. Bu hadisi Resulullah yağmur yağarken söylemiştir. Şimdi kutsal beldemizde yağmur yağıyor, bizim hacılar hep kapalı yerlere kaçıyor. Yahu güzel kardeşim Hazreti Peygamberin müjdesi var, bu yağmurun altında. Hem bu rahmettir. Orada yağmur rahmeti nasip olmuş sana, bunu nimet bilsene. Şimdi bu sözü Peygamber Efendimiz yağmur yağdığından dolayı mı söyledi tam bilmiyoruz. Ama o mübarek topraklarda yağmur gördünüz mü nimet bilin.
KADINLAR İÇİN CAMİLERİN HÜKMÜ
Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde “Geceleyin kadınların camiye gitmesine izin verin” buyuruyor. Fakat başka bir hadiste, “Kadınların evde namaz kılmaları hatta evinin en köşesinde namaz kılmaları onlar için daha hayırlıdır” diyor. Peki, niye geceleyin müsaade edin diyor? Kadın ve erkek karışık bir ortamda olduğunda istenmeyen nahoş durumlar doğabilir. Kötü niyetli bakışlar ve davranışlar olabilir. Bunları engellemek için gece diyor. Ama ulema asırlar boyunca büyük bir çoğunlukla kadınların camiye gitmesini iyi görmemiştir. Fıkıh kitaplarında bu açıktır. Eğer kötü bakışlar, mahremi sarsacak durumlar yaşanmıyorsa olabilir. Yani kadın erkek girişi farklı ise yolu farklı ise abdest yeri farklı ise olabilir. Mesela bazı camilerde Cuma çıkışı izdiham oluyor. Şimdi burada kadınlar arada kalsa hoş bir durum olmaz. Bunun için Peygamber Efendimiz evleriniz sizin için daha hayırlıdır diyor kadınlara. Ama yolları ayrı hocam kimse kimseyi görmez diyorsanız problem yok. Fakat bu mahrem sınırını iyi gözetmelisiniz. Şimdi kadınlara camiye gelmeyin de diyemem. Çünkü zaten artık kadın bütün gün sokakta. Çok güzel tesettür yapan hanım kardeşler görüyorum. Çarşıda, pazarda elin adamı ile öyle çirkef şekilde pazarlık ediyor ki benim tüm dengem dağılıyor. Eğer kadın her sokağa girecekse mağaza mağaza dolaşacaksa camiye de gelsin. En azından bir iki sohbet dinler de bir şeyler öğrenir. Bu hadis-i şerifi Ahmet-İbn-i Hanbel, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Abdullah İbn-i Ömer’den aktarmışlar. Allah onlardan razı olsun. Bizleri de rabbim, koyduğu sınırları aşanlardan eylemesin.
Âmin.
Prof. Dr. Cevat Akşit.