Mücahidi cehenneme sürükleyen etkenler
İslami hareket içerisinde gece gündüz durmadan koşuştursak, bütün malımızı dava uğrunda harcayıp, fakir fukaraya dağıtsak, yüzlerce vaaz, konferans ve sohbet verip talebe yetiştirsek, yaşarken herkes tarafından bir dava, ilim ve cihad adamı olarak bile tarif edilsek ve hatta bu yolda canımızı bile versek, niyet ayarımızdaki küçük bir sapma, kıyamet günü bizi cehennem riskiyle karşı karşıya bırakabilir. Mücahidin başının belası ve bütün amellerini zayi ederek onu cehenneme sürükleyecek en büyük tehlike, görsünler, bilsinler, sevsinler ve övsünler gibi reklam kokan niyetlerdir.
Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki: “Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Rabbimiz: Ona, verdiği nimetlere karşılık ne yaptığını sorar. Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim, diye cevap verir. Yalan söylüyorsun. Sen, “ne de yiğit adam” desinler diye savaştın, o da sana dünyadayken denildi, buyurur. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır. Bu defa ilim öğrenmiş, öğretmiş ve Kur‘an okumuş bir âlim kişi huzura getirilir. Allah ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder. Ona da: Peki, bu nimetlere karşılık ne yaptın? diye sorar. İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur’an okudum, cevabını verir. Yalan söylüyorsun. Sen “ne büyük âlim” desinler diye ilim öğrendin, “ne güzel okuyor” desinler diye Kur’an okudun. Bunlar da daha dünyadayken senin hakkında söylendi, buyurur. Sonra emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır. (Daha sonra) Allah’ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği bir zengin getirilir. Allah verdiği nimetleri ona da hatırlatır. Hatırlar ve itiraf eder. Peki ya sen bu nimetlere karşılık ne yaptın? buyurur. Verilmesini sevdiğin, razı olduğun hiç bir yerden esirgemedim, sadece senin rızanı kazanmak için verdim, harcadım, der. Yalan söylüyorsun. Hâlbuki sen, bütün yaptıklarını “ne cömert adam” desinler diye yaptın. Bu da senin için dünyadayken zaten söylendi, buyurur. Emrolunur bu da yüzüstü cehenneme atılır.” (Müslim)
Hadiste belirtilen, canını bile Allah yolunda verdiğini düşünen adamı da cehenneme sürükleyen riya ve gösteriş hastalığının en önemli belirtisi, başkaları tarafından övüldükçe, beğenildikçe, takdir edildikçe çalışma temposunun artması ve hızlanması; yerildikçe ve eleştirildikçe temponun düşmesi ve kenara çekilme isteğinin artmasıdır. Mücahid, yaptığı çalışmaları Allah için yapan adamdır. Ve yegâne hedefi Allah’ın övgüsünü ve beğenisi kazanmaktır. İnsanların beğeni ve takdirine göre hareket ederek Allah’ın rızasını ikinci plana atmak riyanın ta kendisidir.
Bu hastalığın diğer bir belirtisi toplu halde yapılan ve göz önünde olan işlerde, vitrinlik çalışmalarda üstün bir gayretle çalışmak, protokol saflarında itinayla yer almak; mutfak diye tabir edilen, kimsenin bilmediği ve görmediği alanlarda, her hangi bir beğeni elde edilmeyecek durumlarda safların arasına katılmamaktır.
Uzun yıllar boyunca istikrarla bir davada çalışmak, saçını sakalını bu yolda ağartmak elbette ki önemlidir. Ancak asıl önemli olan bu uzun yıllar boyunca hangi niyetlerle çalışıldığı ve ağaran saç ve sakalların kimin için ağartıldığıdır. İşte asıl mesele budur.