* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: NEFİSLE CİHAD  (Okunma sayısı 379 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
NEFİSLE CİHAD
« : Haziran 04, 2018, 06:08:34 ÖÖ »
NEFİSLE CİHAD

Görüyorsunuz; bütün dünyada,  yalnız bizim Türkiyemizde değil, bütün dünyada bir âfât var; sel âfâtı, yel âfâtı, zelzele âfâtı, anarşist âfâtı, kardeş kardeşini öldürüyor. Bu neden?

Nefisten! İşte nefsi en iyi anlatan Muhammed-ül Mustafa’dır (sav). O da nerden, Kuran-ı Kerim’den anlatır. Nefs-i emmare, levvame, mülhime, mutmainneden bahseder. Allah (cc);

“Mutmainneye gelen kulumdan Ben razı oldum” buyurur.

Allah (cc) kulundan razı oluyor. Ona keşifler, kerametler, ilhamlar verir. Radiye, mardiye, safiye basamağına geldiği zaman ise;

“O Benim dostum olur. Onun gören gözü Ben olurum, söyleyen lisanı Ben olurum, yürüyen ayağı Ben olurum, o Benimle bilir, o Benimle görür, o Benimle söyler” buyurur.

Buna hüccetimiz nedir? İşte Kuran-ı Kerim…

Nedir hüccetimizin delili?

Muhammed-ül Mustafa (sav);

– Ey ashabım! Küçük cihattan döndük büyük cihada başlıyoruz, deyince, sahabeler;

            “Aman Ya Rasulallah (sav) Endülüs mü var? Bizans mı var? Kimler var?”, diye sorarlar.

Muhammed-ül Mustafa (sav);

            – Nefis var, nefisle cihat cihad-ı ekberdir,  buyurur.

Bu nefis nedir? Yalan söylemeye, yemin etmeye, içki içmeye, kumar oynamaya, Allah’ın (cc) men ettiği işlere, cehennemlik amellere nefis âşıktır. Çünkü o cehennemden gelmiştir.

Bu nefis; cehennem ateşiyle, nurdan yapılmıştır. Ruhumuz ise sırf nurdur. Allah-ü Teâlâ Hazretlerin bizatihi;

“Ben Âdem’e ruh verdim” diyor.

Bizde iki türlü ruh vardır; Biri ruh-i sultani, biri ruh-i nefsanîdir.

Ruh-i sultani; Allah’ını (cc) sever, cemalini sever, Kuran’ını sever.

Ruh-i nefsanî ise; yalanı, yemini, içkiyi, kumarı, zinayı şunu bunu sever. İşte nefisle cihat yapacağın zaman;

Yemin etmeyiniz, yemin edeceğiniz zaman hemen nefsinize;

“Yok, Allah (cc) ve Resulü men etti,” diyeceksiniz.

Gıybet mi yapacaksınız; “Bu nefesini neden bedavaya harcıyorsun. Ben gıybet yapmayayım. Allah (cc) beni görüyor, işitiyor, biliyor, ben kendi halimde değilim ki. İsterse benim hemen ruhumu aldırır, isterse beni felç eder, isterse gözümün nurunu alır, isterse her şeyimi alır,” deyip nefsinizi dizginleyeceksiniz.

Kadına mı bakacaksınız; “Allah-u Teâlâ harama bakmayın dedi. Ya benim bacıma bakan olursa, benim anneme bakan olursa, benim nasıl iffet, hayâ, namusuma bakıyor diye kızarsam o insanda bana kızar otur yerine ” diyeceksiniz.

İçki mi içeceksiniz; “Allah (cc) bunu bana haram etti içemem” diyerek Allah’a sığınacaksınız.

Dükkânında ki malını satacağında nefsin sana;“Şu arkadaşı biraz kandır da beş kuruş fazla al” derse, hemen orda cihat yapacaksın. Çünkü Allah (cc) yalanı men etti. Muhammed-ül Mustafa (sav) men etti. Siz de nefsinize;

“Ey Nefis! Otur oturduğun yerde. Fiyatı şudur derim alırsa alır, almazsa almaz. Benim rızkımı anamın karnında veren bu dünyada vermez mi? Verir elbette…” diyeceksiniz.

Dinimizde tefrika yoktur. Dinimizde kıyas-ı fukaha yani kıyaslama var. Siyasette olsun, işlerde olsun, dükkânda olsun, alışverişinde olsun, hangi esnaftan alışveriş yapacaksan kıyaslama yapacaksın.

“Şu adama varsam şöyle satar, şu adama varsam şöyle satar. Şu adam şundan daha ehval, şu şundan daha takva, şunun malı şundan daha güzel” diyerek kıyaslama yapacaksınız. Bu kıyaslamada Kur’an ve Sünnet’e uyduğu müddetçe öper başımıza koyarız.

Kur’ana ve Sünnet’e uymayan kıyaslamada aklımız zayi olur. Aklımız her işe ermez. Şimdi mantıkçılar var:

“Efendim İslam dini akla, ilme, mantığa uygundur”, diyorlar. Esas inanca uygundur. O mantıkçılara desek;

“Âdem Aleyhisselam toprak, su, ateş, havadan yaratıldı. Aklına vur, ilmine vur, mantığına vur, yap bakalım hadi… Yap öyleyse kuş yap, bir heykel yap.

Ona bir can verin bakalım, hadi kim verecekse”

Hani maymundan geldiydi insanlar. “Maymundan geldik”  diyorlardı. Şimdi maymundan niye insan olmuyor. Çiftliklerde var efendim, hiçbiri de insan olmuyor.

Allah-ü Teâlâ Hazretleri kudretiyle Âdem’e can vermiştir.  Bu konuda akıl, ilim, mantık sükût eder. İnanç ise kabul eder, iman kabul eder, iman.

İbrahim (as) ateşte yanmadı. Aklına vur, ilmine vur, mantığına vur. Ateş yakıcı ama yanmadı. Bütün kitaplarda sabittir ki;

“Ey ateş sakin, serin ol, selamette ol. Benim Halil’imi yakma”, buyrulmuştur.

Ateş yakıcıdır ama İbrahim’i yakmamıştır. Bunu ancak inanç kabul eder. İsmail’i bıçağın kesmeyişini mantıkla nasıl açıklarsınız? Kesici bir alet neden kesmez? İşte bunu da ancak inanç kabul eder.

Ey mantıkçılar! Sizin aklınız ileriye gitmez.

Eğer düşünseniz; şu teneffüs ettiğin hava da oksijenler var, bunu yapan kim?

Senin gözün etten, ona bu nuru veren kim?

Senin boğazında içerisinden çıkan dilden bu sesi veren kim?

Vücudunda her zerre Allah’ı (cc) zikrediyor. Kâinatın sahibi Allah (cc). Eğer dediğiniz gibi Allah (cc) insanlardan olaydı, cürmü kadar yeri yakardı. Diğer beldelere gitmesi mümkün değildi. Ayı, güneşi yapması mümkün değildi. Denizdeki mahlûkatı yapması mümkün değildi. Karı, yağmuru durdurması mümkün değildi. Bunların hepsi O’nun kudreti iledir.

Çünkü Halık-ı Zülcelâl; tektir, vahid’dir, ehâd’dır, samed’dir. O’nun eşi ve ortağı yoktur. O ancak halk edicidir.

                    Buna iman gerekir, inandığımız zaman o her şeyi halk eder. Başka ilahlara lüzum yoktur, başkasından yardım dilemeye lüzum yoktur.

                        “Ancak Sana ibadet eder, ancak Senden yardım dileriz. Ya Rabbi! Ne olur bizi inam ettiğin ihsan ettiğin o peygamberlerinin yoluna ilet. Onlara ne güzel ihsanda bulundun. Onlar Seni en güzel şekilde sevdi. Onlara ne güzel mucizeler verdin. Bizi onlar, o salihler, o veliler, o abidlerle beraber eyle Ya Rabbi! Sakın ha gazabına uğrayan, Senin yolundan sapan, delalete gidenlerden eyleme”, buyruluyor Fatiha suresinde…

                        İşte şeriat, tarikat, hakikat, marifetullah, fenafillâh hepsi Fatiha’nın içerisindedir. Nefsi emmare, levvame, mülhime, mutmainne, radiye, mardiyye, sâfiyye Fatiha’nın içerisindedir. Bu Fatiha’yı günde birçok kez okuduğumuz halde sırrını bilemiyoruz. Allah (cc) onun sırrına bizleri vakıf eylesin inşallah.

 


* BENZER KONULAR

Rahîm Ve Rahmân Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:28:55 ÖÖ]


Davranışlarımız Kaydediliyor Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:22:46 ÖÖ]


Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]