www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => Cin Şeytan, Sihir, Büyü => Konuyu başlatan: webtasarim - Şubat 21, 2025, 07:26:03 ÖS
-
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)
Şeytanın Günümüzdeki Tuzakları
*…Çok istedim bu gece kendimi asmak,
Ellerimle kendi mezarımı kazmak…
*… Ağladım delice, elimde boş bir şişe,
Kutladım bu gece sarılmanı başka kollara
Yapayalnız ne çare, ölüyorsam kime ne…
*…Affet, bu gece ölmek istedim,
Pembe bir mezarlık olmak istedim…
*…Suçumuz neydi bizim, feryadım Tanrı’ya
Sana son sözüm gülüm elveda…
*…Bir melek vardı, aşkı fısıldardı…
Güneş bile dedi ki kendine “Doğmak anlamsız…
Bu sözler günümüz gençlerinin çoğunluğunun dinlediği şarkılardan alıntıdır. Gençler sadece bu şarkıları dinlemekle kalmıyor aynı zamanda internet ortamındaki kendi sayfalarında ve cep telefonundan mesaj yoluyla bu sözleri binlerce kişiyle paylaşabiliyor. Elbette bu araçlarla olumlu huy ve davranışlar da aşılamak mümkün. Ancak şu anki gerçek bunun tam tersini söylemekte. Depresyon, aile içi çatışmalar, intihar, cinnet, cinayet, tecavüz, istismar, vs. vakıalar maalesef bu gerçeği ispatlamaktadır.
Gelecek Türkiye’sini hatta dünyasını emanet edeceğimiz gençlerimiz aile ve okuldaki eğitim öğretimden çok müzik, film, dizi film, spor gibi, kitleleri kısa sürede etkileme gücüne sahip sektörün esiri durumundadır adeta. Bu alanda boy gösteren ünlü şahısların saç tıraşından diğer zevklerine kadar her yönlerinin taklit edildiği de hepimizin malumudur.
Ortalama 10-25 yaşlar arasında kendini gösteren ergenlik çağında birey birçok dış faktörün etkisine maruz kalır. Bu yaklaşık 15 yıllık uzun, bir o kadar da risklerle dolu kaygan zeminde ne tür tuzakların ve olumsuz etkenlerin onu beklediğini belli başlıklarla sıralayabiliriz.
Bunlardan bazıları:
Sosyal paylaşım siteleri(facebook, twitter,vb.),
Televizyon film ve dizi filmleri,
Sinema salonlarındaki filmler,
Özenti,
Cep telefonu,
İnternet cafeler,
Şans oyunları,
Bilgisayar oyunları,
Bölücü ve yıkıcı örgütler(Terör, mafya, vb.),
Kız-erkek ilişkileri,
Film, çizgi film ve reklamlarda bulunan Subliminal mesajlar (25. Kare),
Yanlış arkadaş çevresi,
Kötü alışkanlıklar (Sigara, alkol, uyuşturucu, kendine acı çektirme, vb.),
Aşırı baskıcı ebeveynler,
Parçalanmış aileler,
Şiddet ve müstehcenlik içeren film ve klipler,
Yukarıda belirttiğimiz her bir konu hakkında saatlerce konuşulabilir, birçok kitap yazılabilir. Evlerimizdeki televizyon(lar)dan veya bilgisayarımızdaki internetten kaynaklanan yıkımların başlıca sebepleri bunlardır.
Bir öğrencim bahsediyor. Yakın arkadaşının kolunda jilet izleri gördüğünü ve şaşkınlıkla onun idolü olan Amerikan şarkıcı D. L.’nin geçmişte çektiği acılardan rahatlamak için koluna jilet attığını, yıllar sonra da pişmanlık duyup izleri kapatmak için “STAY STRONG”(Güçlü Kal) yazılı dövme yaptırdığını öğreniyor. Neden bunu yaptığı sorulduğunda ‘D.L. neden yaptıysa ben de o yüzden yaptım.’ cevabını alıyor. Öğrencim bunu delice bir hareket olarak değerlendiriyor ve arkadaşlığına mesafe koyduğunu söylüyor. Kişiliğini zamanında olgunlaştıramayan bir bireyin özenti yoluyla her türlü kötü alışkanlıklara yakalanması mümkündür. Bu hadisede müzik sevgisi, yabancı bir şarkıcıyı internetten tanıma ve ona hayranlık, sonrası ona özenme, jilet, dövme, sonra.., sonra.. -Allahüalem olumlu bir son beklemiyor bu gencimizi- Dua edelim dosdoğru olması için.
Aile içinde sevgi-saygının yetersiz olduğu, baskıcı, hoşgörüsüz ebeveynlerin bulunduğu bir ortam ile kapının dışında hatta evin içindeki başka dünyalar(tv, internet) arasında kalan bir birey tasavvur edelim. Hangisi daha çekici ve etkindir acaba?
Pedagojik yaklaşımdan uzak bir öğretmenin, öğrencisinin bir yanlış davranışına gösterdiği tepkinin sonraki yıllara nasıl izler bırakacağının ne kadar farkındadır acaba?
Bir din adamının yaz kursu için camiye (belki de ebeveyn ısrarıyla) gelen bir afacan çocuğun taşkın hareketlerine gösterdiği tepkiden yine yıllar sonra karşısına nasıl bir insan olarak çıkacaktır acaba? Ve o anki insanın insanlığında % kaç vardır, farkında mıdır acaba?
Bakkal, servis şoförü, kantinci amca, sütçü nine, çöpçü abi, vali, cumhurbaşkanı vs. insanlığın şekillenmesinde bunların hiç mi payı yoktur acaba?
Elbette hepimiz de mesulüz.
Peki ne yapmalı?
“Asr’a yemin olsun ki
İnsanlık hüsrandadır.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM
www.fanidunya.net