* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Şeytanın Tuzaklarından Kur\'an ve Sünnetle Korunma Yolları  (Okunma sayısı 1895 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 813
    • www.fanidunya.net


Şeytanın Tuzaklarından Kur\'an ve Sünnetle Korunma Yolları

İnsana sahih bir kimlik kazandıran ve her türlü bozulmaya karşı koruyan Kur’an, adam olma halini Hz. Adem (as) ile; bilinçli sapmayı da şeytan ile tanıtır. “Biz insana doğru yolu gösterdik, dilerse iman ederek şükrünü eda eder; dilerse nankörlük ederek kâfir olur.(İnsan Suresi: 3) ayetiyle sanki  “Ey insan! Hangi örneği alırsan al.” diyerek yol ayrımında bırakır.

İblisin Şeytanlaşma Serüveni

Şeytan ve tuzaklarını tanıma kılavuzu olan Kur’an, iblisin şeytanlaşma serüvenini şöyle anlatır:

1-Hayal Kırıklığı: Salt bilgiyle melekler seviyesine yükselen ama imtihanını başarıyla geçemeyip sınıfta kalan şeytan, hiç beklemediği bir anda “dünkü çocuk’’ olarak gördüğü Hz. Âdem karşısında kendini imtihan sahasında buldu.  İblis’in ilk şeytanlaşması, denenmeden itibar görme beklentisine Allah’tan karşılık bulamayışı idi. Meleklerin arasında üstün bir mevkisi olan İblis, Adem’e secde meselesinde Allah’a karşı fena halde bozuldu ve hayal kırıklığına uğradı. Günümüz insanı da aynı şekilde hep beklentileri, hayalleri üzerinden hayat kuruyor. Çabalamadan elde etmeye çalışıyor. Uçuk hülyasına ve düşlediği amacına ulaşamayınca içe kapanıp hayata küskün yaşıyor.

2-Mantığa Bürünme: Secde sorunu yaşayan iblis, itaatsizlik gerekçesini üstünlük ilkesiyle ortaya koydu. Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Mazeret üretmede ustalık kazanan şeytanın kılıfı ise “Ateş topraktan üstündür.” demesiydi. Maalesef bu çağın hastalığı olan lüks ve konfora “Müslüman en iyisine layıktır.” kılıfı giydirildiği gibi ahlaksızlık ve zinanın üzerine ise “Gençlikte böyle şeyler olur.” ambalajı geçirildi.

3-Yanlışı Doğru Üzerine Bina Etmek:  Şeytanın yaman açmazlarından birisi de doğruyu öne çıkararak yanlışı kamufle etmesidir. İblisin ateşten ve topraktan yaratılış gerçeğini esas alarak kendini üstün görüp hâkimiyet kurma isteği, karşısındakini kendisi gibi olmadığı için ötekileştirmesi tamamen bu yanılgıya dayanır. Yeryüzü iblisleri de insanın farklı yaratılışını, siyah veya beyaz oluşunu ayrıcalık olarak görüp ırkçılık akımlarıyla dünyayı kana boyadılar. İnsanın üstünlüğünü soya, diplomaya, etikete, zengin ya da fakir oluşuna bağladılar.

4-Kadercilik Saplantısı: Şeytan, af dileyeceği yerde, Allah’tan insanları saptırmak için izin istedi. Freni patlamış kamyon gibi nereye çarpacağı belli olmayan iblis, “Beni sen saptırdın.” diyerek günahına bir yenisini ekledi. Sorumluluktan kaçarak suçunu Allah’a yükledi. Böylece şeytan, kendi sapmasının nedenini, kaderinin böyle takdir edilmesine bağlayarak kendini temize çıkarmaya çalıştı. Allah’ın ilahi yasalarını dikkate almayan ve sorumluluk almaktan kaçınan günümüz insanı da “Ne yapalım, alın yazımız böyleymiş; kader utansın.” diyerek suçunu Allah’a yüklemiş ve iblisleşmiştir.

5-Hınç Alma: Lanetlik Şeytan, “Madem Sen beni saptırdın, ben de senin doğru yoluna pusular kurup insanoğlunu saptıracağım” diyerek başına gelenlerin müsebbibi olarak Hz. Âdem’i gösterip acısını âdemoğullarından çıkarmaya çalıştı. Tıpkı çivili yolda bisikletinin tekeri patlayan bir çocuğun, bu öfkesini bisikletini tekmeleyerek çıkarması gibi. Dünyayı sömüren şer güçlerin, dengesiz politikaları yüzünden iflasın eşiğine gelen ekonomilerini düzeltmek için Afganistan’a ve Irak’a saldırmaları, şeytandan ilham aldıklarını gösterir.

6-Dört Boyutlu Saldırı: Şeytan, önden, arkadan, sağdan ve soldan geçmiş dönem toplumlarını dört koldan saldırarak saptırmıştır. Parayı put haline getiren Medyen kavmine ve güvenli bir hayat için görkemli ve lüks evler yapan Semud kavmine gelecek endişesiyle önden; bin yıllık şirk tarih mirasını kutsayan Nuh kavmine “Atalarımızı bu yolda bulduk.” sözleriyle arkadan yaklaştı. Yine “Ahiretimizi kazanırken dünyamızı da unutmayalım.” yaklaşımıyla cumartesi yasağını çiğneyen İsrail oğullarına sağdan, tarihte bir ilke imza atarak homoseksüellik belasına düşen Lut kavmine de soldan yaklaşarak doğru yoldan saptırdı. Böylece insanlık tarihine iblis mayası çalan şeytan, emekliliğe ayrılmadığı gibi milenyum çağına kendini güncelleyerek girdi. Kitapsız ve sünnetsiz Müslümanlığın, iblisleşmeye kapı araladığını çok iyi bilen şeytan, son yüz yıl içerisinde dünya insanlarına ideolojiler ihdas ve ihraç ederek toplumları saptırdı. En büyük yalanı olan özgürlük, insan hakları, demokrasi gibi kavramların içerisine insanları büyüleyen iksirler katıp toplumları içi boş kavramlarla aldatıp haktan uzaklaştırdı. 19. yy ve 20. yy bu sahte kavramları kutsamakla geçti. Görülen o ki şeytan, halen bu çağdaş yalanlara iman ettirmenin peşinde.

21. Yüzyılda Şeytan ve Adımları

Kadının Ekonomik Özgürlüğü/Özkörlüğü

Şeytan, sanayi devrimi sonrası, kadınların ruhuna üflediği “Kocalarınıza muhtaç olmamak için çalışın, kendi ayaklarınızın üzerinde durun.” yaldızlı yalanlarıyla7 güya kadına ekonomik özgürlük hakkı (!) tanıyarak fabrikaların pençesinde ezdirdi. Verdiği parayı ise kozmetik, parfümeri ve giyim sanayisi yoluyla tekrar cebinden aldı. Ev ekonomisine yardımcı olan ancak çocuğundan olan kadın, mahrum ettiği annelik şefkatini, çocuklarına en pahalı giyecek ve yiyecekler alarak telafi etmeye çalıştı. Fiziksel görünümünün bozulmaması için emzirmediği, yapay mamalarla beslediği çocuğuna ne idüğü belirsiz süt bankalarından (!) süt almanın modern fetvalarını arayıp nebevi ihtarı göz ardı etti: “Çocuğunu emzirmekten kaçınan kadınlar, cehennemde ayaklarından asılmış olarak yılanların göğüslerinden ısırmalarıyla azap olunacaklardır.”8

Örnek Anneler

Şeytanın annelik kurumuna olan bu saldırılarına karşı Meryemleri bu topluma kazandıran Hanneyi; firavun sarayındakiÂsiye’yi, hakka ilk teslim olanlardan annemiz Hatice’yi, ayrıca Aişe’yi, Fatıma’yı öne çıkarmalı ve örneklerimizi onlardan almalıyız. Nitekim hadiste şöyle buyurulmuştur: “Cennete girecek olan kadınların en üstünü şunlardır: Hz. Hatice, Hz. Fatıma, Hz. Meryem, Firavunun karısı Hz. Asiye.”9

Şeytanın Eğittiği Çocuklar

Yorulma bilmeyen şeytan, annesine tuzaklar kurduğu gibi çocuğuna da musallat oldu. Sosyalleşme ve özgüven adı altında aşırı rahat hareketler ve ahlaksızca davranışları normal gösterdi. İnsanî bütün erdemliliklerden soyutlayarak çocukları eği(ti)p çılgın ama yılgın olan kayıp bir nesil oluşturdu. Bu durumu “Çocuklarınızda, utanma duygusu, acıyıp merhamet etme duygularının azaldığını görürseniz, şeytan onların eğitimi konusunda size ortak olmuştur.”10 buyurarak izah eden Efendimiz (sav), başka bir hadisinde ise toplumsal çöküşün nedenlerinden birini de genç neslin “öfkeli ve gergin”11 olmasına bağlamıştır. Ben, sen çocuklarımızı eğitemezken çizgi film kahramanı Benten gayet değerlerimize ters bir şekilde eğitiyor/öğütüyor. Bu şeytanî tehditler karşısında sünnetten referans alarak çocuklarımızışu üç esas üzere terbiye edip yetiştirmemiz gerekiyor: “Peygamberimizin sevgisiyle, peygamber ailesinin sevgisiyle ve Kur'ân okuma sevgisiyle.”12

Evlatlarımızı şeytan ve dostlarına kaptırdıktan sonra “Ya Rabbi” diye feryat etmeden önce Hz. Zekeriya’nın duasının karşılığı olan, peygamberlik geleneğini dirilten, dirilişin muştusu Yahyalar istenmelidir.13

Ardından bu dua ekseninde çocuklarımız eğitilerek, eğitimine uygun şartlar oluşturulmalı ve sosyal çevresi ayarlanmalıdır. Bunun için İslam’a duyarlı aileler, birbirleriyle tanışıp ziyaretleşmeli, çocuklarına kazandırdıkları değerler noktasında yalnız olmadıklarını göstermelidirler. Ayrıca evlerimizde haftada en az bir gün, aile fertlerinin hepsinin hazır olduğu bir anda yarım saati geçmeyecek şekilde, hadis okumaları yapılmalı, sahabe kıssaları anlatılmalıdır.

Zamanında Namaz ve Tesettür Bilincinin Aşılanması

Okul notları üzerinde hassas olan anne-babaların, çocukların namaz eğitimi konusunda da titiz olmaları gerekir. Yedi yaşında bir çocuk, nebevî eğitim gereği namaza başlatılmalıdır.  On yaşına gelince çocuğun namaz takibi daha ciddi yapılmalıdır. Ayrıca on yaşındaki kızlarımıza tesettür bilinci verilmelidir. “İleride kapanır; şimdi giyinsin, içinde kalmasın; baskı yapmayalım.” gibi şeytanın kulağa hoş gelen yalanlarıyla kızlarımızın örtünme hassasiyeti gevşek davranarak geciktirilmemelidir.

 Feyse mi girmek istersin, cennete mi?!

Yediden yetmişe kadar herkesi ayartan şeytan, gençleri de bin bir çeşit tuzaklarla avlamaya çalışmaktadır.  Geleceğini garantilemek  için ev, servis aracı ve okul üçgeninde sıkışmış olan, internet ve kafe(in) ortamlarında en verimli ömrünü tüketen gençliğimiz, cumartesi ve pazar günleri de dershane, seviye(siz) tespit sınavları ve etütlerle vakti doldurulduğu için vahiy ve sünneti öğrenmeye imkân bulamamaktadır. Maalesef sosyal medya (facebook, twitter), televizyon ve eğlence teslisi içinde şuur aşınması yaşayarak duyarsızlaşmaktadır. Ahlakı dinamitleyen dizilere göre hayatını şekillendiren; vahiy ve sünnetin yerine modanın takipçisi olan; imaj ve makyaj takıntısından dolayı güzellik merkezlerinin abonesi olan; sınır komşusu Suriye’de olup bitenlerden habersizken dünyanın öbür köşesindeki Koreli bir sanatçının “Gamgam Star” şarkısını  Fatiha’yı bilir gibi bilen; sigara, içki, uyuşturucu bağımlısı olan; futbolizmin tarikatlarından birine müntesip olmayı şeref addeden şu anki genç neslimize“Feyse mi girmek istersin, cennete mi?!” dense sahte cenneti olan facebook’a girmeyi neredeyse cennete girmeye tercih edecek duruma gelmiştir. Bu dönemin kayıp nesillerinin içinde sürüklendiği şuursuz akıma karşı dalga kıran, öncü, genç, davetçi nesillerin yetiştirilmesi ümmetin üzerine farzdır. 

Şeytanın Kadın Algısı: Cinsel Obje

Şeytanın gençlere karşı kullandığı tahrip gücü en fazla olan silahlarından biri de her şeyi cinsellikle ilişkilendirmesi ve nikâh temelli olan evlilik müessesini yıkmaya çalışmasıdır. Kadını cinsel bir obje olarak gören ve nesneleştiren şeytan karşısında gençler, evlilik sorumluluğunu yüklenebilecek ise en uygun ve erken bir zamanda evlendirilmelidir. Çünkü şeytanın kan kaybına uğradığı yerlerden birisi evliliktir. Öyle ki evlenen gençleri gördüğü zaman müşterisini kaybeden şeytan, “Eyvah! Dinini benden korudu.”14 diyerek aşırı derecede üzüntüsünü açığa vurur. Evliliğin kolaylaşması için “Zira evliliklerin en hayırlısı her açıdan kolay ve külfetsiz olanıdır.”15 hadisi dikkate alınarak israf ve lüks üzerine kurulu düğünler yerine daha mütevazı düğünler yapılmalıdır.

Şeytana Açılan Kapı: Boşanmalar

Evlilikten eli boş çıkan şeytan bu sefer boşanmadan medet umarak eşler arasına fitne ve fesadı yayar. Bu nedenle yeryüzüne her gün adamlarını gönderen şeytan, ifsat raporlarını alırken ”Ben eşlerin arasını ayırıp boşanmalarını sağladım.” diyen iblis militanına “Sen ne iyi bir şey yapmışsın.”16 diyerek memnuniyetini ifade edermiş. Elektrik alamıyorum derken kabloları yakan evli çiftler, kimin tuzağına düştüğünün farkında olmalıdır.

Kur’an Okunmayan Evler Şeytanın Cirit Attığı Yerlerdir

Evlerde huzur ve sükûnun hâkim olması için vahyin içeri girmesi, şeytanın dışarı çıkması gerekir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme göre Kur’an okunmayan, besmele ile girilmeyen yani Allah’ın hâkim olmadığı evler şeytanın cirit attığı yerlerdir: “İçinde Kur'an okunan ev, halkına genişlik, ferahlık verir. Melekler orada hazır bulunur, şeytanlar ise kaçıp terkeder. O evin hayır ve bereketi artar. içinde Kur'an okunmayan ev, içindekilere dar ve sıkıcı gelir. Melekler o evi terkeder, şeytanlar gelir. Nihayet o ev, hayır ve bereketten uzak olur."17

"Kişi evine girerken ve yemek yerken Allah’ın adını anarsa, şeytan adamlarına: “Burada sizin ne yatacak yeriniz, ne de yiyecek yemeğiniz var.” der. Eve girerken Besmele çekip de yemek yerken besmele çekmezse, şeytan şöyle der: “Siz yemeğe yetiştiniz; fakat size burada kalacak yer yok.” Hem girerken ve hem de yemek yerken besmele çekmezse, şeytan bu defa şöyle der: “Hem yatacak yere, hem de akşam yemeğine yetiştiniz.”18

Her şeye rağmen, modern dünyanın beton yüzlü binalarının içerisinde şeytanın işgal edemediği evler, Bakara suresinin içselleştirildiği, vahyin hâkim olduğu evlerdir: “Evlerinizi kabre çevirmeyin. Yaşanmak üzere Bakara Suresinin okunduğu evlerden şeytan kaçıp gider.”19

Allah’ın Himayesine Girmek

Rabbimiz, görünen ve görünmeyen bütün bu şeytan(lık)lara karşı korunma yolunu, Felak ve Nas surelerinin himayesine girmekle mümkün olacağını öğretir. Şeytanın somut yaklaşımlarını anlatan Felak suresi, varlık âleminin iblise malzeme oluşundan; gecenin içinde İslam’a karşı mevzilenen şeytanların, dinin aleyhine tertiplediği sinsi planlardan; gündem saptırmak üzere yanlı(ş) haberleriyle, beyin yıkama operasyonlarıyla kalplerde bağlanmış olan imanı, akideyi (fi’l-ukad) bozmaya çalışan, insanın zihnini etkisi altına alan çağdaş üfürükçülerden ve Allah’ın insanlara dilediği iyiliği çekemeyen hasetçilerin şerrinden, karanlıkların içinden aydınlığı çıkaran Allah’a sığınmakla gerçekleşeceğini öğretir.

Şeytanın soyut yaklaşımını anlatan Nas Suresi de iblisin kankası 20 olan insan ve cin şeytanlarının, iç dünyamıza hissettirmeden, nabza şerbet verir gibi vesvese vererek bilinçaltını, altın nokta vuruşu ile nasıl yıkmaya çalıştığını gösterir.

Sonuç olarak, bilinçaltı iman ayarlarımızı bozmaya çalışan, pusuda bizi bekleyen her türlü şeytan ve dostlarına karşı yapılacak tek şey, Allah’ın himayesine girmek, vahyin gölgesinde bir hayat sürerek selamete ermek, bireysel müslümanlık yerine tevhid ekseninde toplumsal bir yapının içinde yer almak, kişisel görüşlerimizi din haline getirip parçalanmadan camileri ihya etmek, 21 sünnet üzere yaşayan samimi dostlar edinmektir. 22

-------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar

1 İnsan Suresi: 1-2.

2 Hıcr Suresi: 28-29.

3 Bakara Suresi: 31.

4 Araf Suresi: 14.

5 Bakara Suresi: 36.

6 Bakara Suresi: 38.

7 En’am süresi: 112

8 Terğib ve’t-Terhib 1/76.

9 Hâkim, Müstedrek: 2/539.

10 Kenzü’l-Ummâl: 3/239.

11Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ: 3/358.

12 Kenzü’l-Ummâl: 16/623.

13 Meryem suresi: 3-6.

14 Kenzü’l-Ummâl: 44441.

15 Ebu Davud, Nikah 32.

16 Müslim.

17  Darimi, Fezailü’l-kur’an 1.

18 Müslim ve Ebu Davud.

19Tirmizi, 2780.

20 Nahl Suresi: 100

21 Ahmed, Müsned: 5/232, 243.

22 Kenzü’l-Ummâl: 1/358.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]